TANSEL GEYİK


ALİ RIZA BEY AMCA (5)

(YAŞAYAN SU)


 

Ali Rıza amcanın evine girişte, geniş bir sofaya açılan odalar bulunuyordu.  Uzunca desenli bir kilimin altında bulunan, renkleri solmuş fayanslara kaplıydı zemin. Yer sofrası, büyükçe alüminyum tepsinin  üzerinde hazırdı, altına serilmiş mavi renkte büyükçe bir örtü de eşlik etmişti masaya. 

Birkaç basamakla karşımda bulunan mutfağa geçiliyordu.  Sağındaki merdivenle de çıkılan çatı katından, güneşten ısınan ahşap doğramaların kokusu aşağıya kadar geliyordu.

Yer sofrasının hemen arkasında üç tane kapalı duran kapı bulunuyordu. Ellerimi yıkamak istediğim için Ali Rıza amcaya dönüp kısık sesle;
–Şey, lavabo nerede acaba?
–Ha, hemen ortadaki kapı; orası banyo.
Başını Gülümser teyzeye dönerek;
–Gülüm, temiz havlu çıkarttın mıydı?
–Tabi bey, çıkartmam olur mu heç? Çamaşır makinesinin üstündeki beyaz havlu misafirimizin.

Ortadaki kapıyı açtım, lastik terlikleri ayağıma geçirdim ve banyoya geçtim.
Eski ama temiz olduğu belli olan lavobada elimi yüzümü güzelce yıkadım. Çocukluğumda hatırladığım beyaz sabun kokusu beni o yıllara götürdü o anda. Öyle ya; o zamanlar beyaz sabundan başka sabun mu vardı? 
Musluktan akan su çok soğuktu. Ellerimi sabunladıktan sonra köpürmesi bitmek bilmedi bir türlü. Mis gibi kokan beyaz misafir havlusuyla ellerimi, yüzümü kuruladıktan sonra çıktım banyodan ve yer sofrasında Ali Rıza amcanın yanına bağdaş kurup yerleştim.

Tam karşımda Gülümser teyze, mutfağın bulundugu kapının hemen önünde bulunan büyükçe bir küpten tahta bakraçla cam sürahiye su dolduruyordu. Dikkatimi çekmişti, bu kadar büyük toprak bir küp görmemiştim daha önce.
Ali Rıza amca fark etti.
–Ne kadar büyük de mi?
–Evet, çocukluğumda bizim evde de vardı ama bu çok büyük.
–Peki ne oldu o küpe?
–Bilmem. Onun yerini cam sonra da pvc damacanalar aldı.
–Sen "yaşayan su" nedir bilir misin?
Gülerek;
–Suyun canlısı da mı var ki? diye karşılık verdim.
–Elbet var. Olmaz mı heç? Hele yemeğe başlayalım da sana anlatıverem o zaman..

Tepsinin üstünde porselen kaselare konmuş çorbaların yanlarında; kaşık, çatal ve kağıttan peçeteler düzgün bir şekilde yerleştirilmişti. 
–Bak, bugün yiyeceğimiz yemeklerin hepsi bizim "bayram yemeğimizdir."  Her bayramda aynı yemekler yapılır, misafire bunlar ikram edilir. dedi Ali Rıza amca.

Sonra, elindeki kaşığıyla çorba kasesini göstererek;
–Yoğurt aşı deriz bu çorbaya. İçinde buğday deni olur, az da kişniş otu atarlar. Üstüne de kızgın tereyağ ile çok bi güzel olur. Hadi Bismillah. deyip kaşığını çorbaya daldırdı Ali Rıza amca..

Dilimlenmiş köy ekmeğinden alarak ben de çorbaya kaşığımı salladım. Daha önce de bu çorbadan yemiştim ama bunun tadı çok farklıydı. Yoğurdun özü öylece duruyordu sanki. Üstündeki tereyağın kokusu da buram buram kokuyordu.

Büyükçe bir tabağın içinde nane, maydanoz, kuzu kulağı ve taze soğan da masanın ortasındaki yerlerini almıştı. Görünümlerinden yeni toplandıkları çok belliydi. Özellikle nanenin aroması pek keskindi.
Çok acıkmıştım. Ali Rıza amca ve Gülümser teyze henüz çorbalarını yarılamamışken, ben kesenin dibinde kalanı da bölünmüş ekmek dilimiyle güzelce sıyırdım.
–Yavaş ye, yavaş ye. Sonra birden tıkanırsın. dedi Ali Rıza amca gülümseyerek.
Biraz utanmış bir halde Gülümser teyzeye dönerek;
–Teyzem, çok güzel olmuş. Ellerine sağlık. deyince, karşımdaki Gülümser teyze başını öne eğerek, gülümsedi ve;
–Afiyet şeker olsun. Kocasına dönerek;
–Bey sen karışma, gönlü nasıl çekiyorsa öyle yesin.. dedi ve boşalan çorba kaselerini toplayıp mutfağa doğru yöneldi. Ali Rıza amca da bardaktan bir yudum su aldıktan sonra;
–Bu içtiğim su nereden gelir bilir misin?
Dikkat kesilerek, dinlemeye hazır olduğumu hissetirdim.
–Tee uzaklardan alır geliriz bu suyu. İçeriz, yemeklerimizi bu suyla yaparız, hatta çayımızı bile bununla demleriz. Musluktan akan suyla yalnızca elimizi yüzümüzü yıkarız, banyo ederiz. Yani musluk suyu boğazımızdan geçmez bizim.
–Neden?
–Çünkü borulardan geçen su özelliğini yitirir, basınçtan dolayı içinde mineral, vitamin neyim hiçbir şey kalmaz. Kuvvetli basınç tüm özelliğini bozar. Anlayacağın su ölür. 
–Sen bunu nereden öğrendin? dediğimde Gülümser teyze elindeki tabakları getirip önüme yavaşça koydu. Birinde tepeleme yaprak sarması, diğerinde ise etli nohut yemeği vardı. 
–Teyzem ellerine sağlık ama bu çok fazla. Hepsini yiyemem. Birazını alsan...
–Yeğsin, yeğsin. Uzun yoldan geldin. Hem bu sarma bizim bağın yapraklarından. Pişman olursun valla. Hadi bakim, hepsini bitir tabağın. Ama hızlıca yeme oluğ mu? Yavaşcana ye ki; hepsini bitiresin..

Sarımsaklı yoğurttan alıp yaprak sarmasının üstüne biraz döktüm. Bir tane attım ağzıma. İnce yaprağın içindeki malzemeler zor duruyordu sanki. Ağızda biraz ekşi bir tat bırakan dolmaların hepsi çok ince ve aynı boyda sarılmıştı, bir kalıptan çıkmış gibi. Çok fazla olduğunu düşündüğüm dolmaları birer birer ağzıma atarken,
–Ali Rıza amca, hatırladım..
"Yaşayan su" ile ilgili yıllar önce bir yazı okumuştum. Bir Japon bilim insanı suyun yapısı ile ilgili kapsamlı bir araştırma yapmıştı. Dünya çapında çok büyük bir ses getirmişti. Sanırım bu bilgileri o makalede okudun.
Ağzını peçete ile sildikten sonra kahkaha atarak;
–Yok yok. Ben çok daha önce bilirdim. Onlar bunu keşfetmeden çok zaman önce bildirdim.
–Nasıl yani? 
–Babamdan biliriz bunları...
Çocukluğumdan bu yana suyu, bu gördüğün koca küplerde içeriz. Suyun içine metal, plastik bir şey sokmayız. Tahta bakraçla küpten suyu alır, cam sürahilere doldurur, yine cam veya topraktan yapılmış bardaklarda içeriz...
Bu suyun kaynağı motorla yarım saat uzaklıkta. Haftada üç gün o kaynağa köydekilerle ortaklaşa gider onlarca küpü doldurur getiririz.  Herkes evinde bizim yaptığımız gibi, küplerde taşıdığımız suları içer. Küplerin hepsi özel topraktan, yukarıdaki dağın tepesindeki killi topraktan yapılır. Meşe ağacının dallarından, gövdesinden kesilmiş odunlarla yanan köy fırınında saatlerce pişirir; sonra da yüksekçe yerlerde güneşte günlerce durur bu küpler. Çünkü yaşayan suyu muhafaza etmek çok zordur. Bu küplerin dışında neye koyarsan koy, suyu bozarsın, öldürürsün.
Ali Rıza amca hararetle anlatmaya devam ederken uzunca bir süre bardağımdaki suya gözümün takıldığını farkedince;
–Merak ettin değmi? İç bakalım şimdi bu suyu.
Yediğim dolmaların tadı hâlâ damağımda duruyordu. Oldukça susamıştım. Bardaktaki suyu bir dikişte içiverdim. Gülümser teyze bardağımı yeniden doldurdu. İkinci bardağı bu kez yavaş yavaş suyu yudumlayarak içtiğimi gören Ali Rıza amca;
–Hah işte böyle yavaşçana içecen suyu. Kafana bir dikişte içmeycen! Su hücrelerine yavaş yavaş süzülerek geçecek. Aksi halde direk midene iner, şişirir seni.
–Gerçekten çok merak ettim. Su ile bu kadar bilgiyi nereden öğrendin? 
–Teleslenme, yemeğimizi bitirdikten sonra göstercem sana. Hadi, nohut yemeğini de bi güzel ye de ondan sonra misafir odasına geçelim. Gülüm bize çay getirir, rahat rahat anlatırım sana. Sonra mutfağı eliyle göstererek;
–Ha unutmadan, biz yemeklerimizi de toprak güveçlerde yaparız. Sade biz değil, bütün köy de aynı şekilde yapar yemeklerini..Teflonmuş, çelikmiş, granitmiş bilmeyiz biz. Yediğin çorba da dahil hepsi toprak güveçlerde yapıldı, pişti. O yüzden böyle lezzetli olur. Bak! Dolma fazla dediydin, tabağını tertemiz yaptın.. dedikten sonra gülmeye başladı.
–Sus bey! Afiyet olsun, heç misafire öyle denir mi? diyerek eşine tebessüm ederek çıkıştı Gülümser teyze. Sonra bana dönerek;
–Hadi nohut yemeğini de ye güzelce. Sen bakma Ali Rıza amcana. Hem bu nohut bizim köyde yetişir. Başka yerde bulamazsın, yiyemezsin.

Ali Rıza amcayı tanıdıkça neden ona "Bilge Emmi" dediklerini anlamaya başlamıştım. Bunca şeyi, özellikle; "Yaşayan Su" yu nereden biliyordu?

(Devamı bir sonraki yazımda)

Sağlıcakla kalın 
Tansel GEYİK

Gazze'de can kaybı 34 bin 904'e çıktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gambiya Cumhurbaşkanı Barrow ile telefonda görüştü

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ "CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN ABD ZİYARETİ'NİN ERTELENMESİNİN MUHTEMEL SEBEPLERİNİ" DEĞERLENDİRDİ

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN IRAK ZİYARETİNİN ÖNEMİNİ VE BÖLGESEL KONULARA DAİR ÖNEMLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ HAMAS SİYASİ LİDERİ HANİYE'NİN TÜRKİYE ZİYARETİ VE BÖLGEDE YAŞANAN GELİŞMELERİ DEĞERLENDİRDİ

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ "İRAN-İSRAİL GERİLİMLERİ VE YAŞANAN GERİLİMLERİ TÜRKİYE BAĞLAMINDA" DEĞERLENDİRDİ

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ, " UKRAYNA'NIN OLASI YENİLGİSİ SONRASI 3. DÜNYA SAVAŞI ÇIKAR MI" SORUSUNA CEVAP VERDİ

EDNEWS HABER SİTESİNE KONUK OLAN YAZARIMIZ ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ "ORTADOĞU'DA YAŞANAN GELİŞMELERİ TÜRKİYE VE AZERBAYCAN BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRDİ"

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ RUSYA'NIN UKRAYNA'YA OLASI BİR TOPYEKÜN SALDIRI İHTİMALİNİ DEĞERLENDİRDİ

MESUT HARAY YAZDI "İRAN-İSRAİL ÇATIŞMASINDA TÜRKİYE'NİN ROLÜ: GÜNEY AZERBAYCAN TÜRKLERİNİ KORUMA VE BÖLGESEL İSTİKRARI SAĞLAMA"

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 32 1 3 65 99
2.Fenerbahçe 36 29 1 6 61 93
3.Trabzonspor 37 20 13 4 17 64
4.İstanbul Başakşehir 37 17 13 7 10 58
5.Beşiktaş 37 16 13 8 6 56
6.Kasımpaşa 37 15 14 8 -4 53
7.Alanyaspor 37 12 10 15 3 51
8.Sivasspor 37 13 12 12 -8 51
9.Rizespor 37 14 15 8 -8 50
10.Antalyaspor 37 12 13 12 -5 48
11.Adana Demirspor 37 10 13 14 -3 44
12.Samsunspor 37 11 16 10 -8 43
13.Kayserispor 37 11 14 12 -12 42
14.Gazişehir Gaziantep 37 11 18 8 -8 41
15.Konyaspor 37 9 14 14 -11 41
16.Ankaragücü 37 8 13 16 -4 40
17.Hatayspor 37 8 15 14 -9 38
18.Fatih Karagümrük 37 9 18 10 -5 37
19.Pendikspor 37 9 18 10 -30 37
20.İstanbulspor 37 4 26 7 -47 16

YAZARLAR