Bu gece Kadir gecesi… Bugün telefonlarımızı her açtığımızda ekranlarımızda, facebook ve watsapp gibi sosyal medyalarımızda okunmamış onlarca mesaj görürüz. Aslında mesajı kimin gönderdiği, ne amaçla gönderdiği ve büyük oranda ne yazdığı da bellidir. Buna rağmen hemen tüm mesajları açıp okuruz ve nezâketen bir de cevap veririz. Peki… İçinde 6236 okunmamış mesaj bulunan Kur’an’ın mesajlarını neden okumayız. Mesajı mı beğenmiyoruz yoksa –hâşâ- gönderen Allah’ı mı? Neden ayetleri dikkate almayız, neden bu mesajlara cevap vermeyiz? Kur’an’ı önce okumalı, sonra anlamalı ve sonra da yaşantımızla cevap vermeliyiz. İşte maalesef bu yok.
Bırakalım geçmiş ayları, bu mübarek ayda bile birbirimize yapmadığımız, hakaret, iftira ve saygısızlık kalmadı. Toplumun bir bölümünü hain, fitneci ve günahkâr gibi din dışı söylemlerle itham ettikten sonra, mesajlarla kandil kutlamak, dini kelamlar etmek, kendimizi kandırmaktan başka bir şey değildir. Müslüman sadece bir gecede değil, her geceyi Kadir gibi yaşayan ve bu güzel dini menfaatine, koltuğuna ve siyasetine alet etmeyen insan olmalıdır.
Bu geceyi kıymetli kılan, ihya edeceğim diye bol mesaj göndermek veya şirke alet edilen türbeleri ziyaret değildir. Asıl olan bu gecede vahyin indirilmeye başlandığını bilmektir. İnsanların hayatında kadir zamanları olmalıdır. Vahiy ile ne zaman buluşursak, bizim kadir zamanımız işte o an'dır. Vahiy 610 yılında geldiğinde ortalık şirkin, hukuksuzluğun, zulmün karanlığına boğulmuştu. O çaresizliğin insanları kasıp kavurduğu bir dönemde, vahiy bir sabahın aydınlığı olarak çaresizlerle buluşturuldu. Yani vahyin dönüştürücü misyonu, karanlıkların aydınlığa dönüştürmesidir. Bu günlerde de riyanın, acımasızlığın ve fakirliğin karanlıklarında yaşıyorsak, buradan kurtulmanın ancak vahyin ışığıyla aydınlanmakla mümkün olabileceğini bilmeliyiz.
Yüce Rabbimiz nezdinde değerimizi yükseltmenin yolu, hayatımızı “HER GECEYİ KADİR BİL!” şuuruyla sürdürmekten geçer. Allah katında yeniden yücelmenin yolu, sürekli nefis muhasebesi yapmaktan, geçmişimizi değerlendirmekten, gafletle geçen günlerimizi sorgulamaktan, hata ve günâhlarımızdan tevbe ve istiğfar etmekten geçer.
Kadir Gecesinde birkaç rekât nafile namaz kılarak, diğer zamanlarda kılınan binlerce rekâttan daha fazla sevap alınacağını düşünmek, bırakalım geçmiş günahlardan arınmayı alacaklı duruma bile geçtiği duygusuna kapılmak çok büyük bir yanılgıdır. Bir piyango havasıyla bir gün ibâdetle bir yılı ya da bir ömrü kurtarmak gibi düşünceler Kur’anî anlayışla örtüşemez. Asıl mesele bir ömür Kur’an ile hemhal olmaktır.
Rabbimden dileğim, bu geceyi ve tüm geceleri vahiyle buluşma anlamında hayatımızın tamamına yansıtmasıdır. Vahiyle buluştuğumuz kadir dakikaları, kadir saatleri, kadir günleri, kadir ayları ve yılları olsun. Kadir diye nitelendirilebilecek ömürlerimiz olsun. Ömrünü kadirleştirenlerin ölümü, bir nimet ve ödül vaadleri ile şekillenecektir. Rabbim tüm inananlara bu noktada duyarlı olmayı nasip etsin inşallah…
Vahiyle tanışan, vahiyle konuşan ve vahiyle yoğrulan, vahyi konuşturan, vahyi hayatına taşıyabilen ve bu nedenle vahyin de kendisini Cennete taşıyacağı, Allah’ın özel kulları arasına ilhak edeceği Kur’an sevdalılarına selâm olsun, Kadir Geceniz Mübarek olsun.
Ahmet Dalgıç
