İSTANBUL- 20.12.2025- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hızırreis denizaltımızı bugün hizmete veriyoruz. Hizmete aldığımız bir başka platformumuz, yeni tip çıkarma gemimiz Ç-159'dur. Bu platform, hem askeri harekatlarda hem de barış dönemindeki insani yardım operasyonlarında fırtınalı sularda görev yapacaktır" dedi.
"Türkiye için çalışan, mavi vatanın muhafazası ve gerektiğinde müdafaası için gecesini gündüzüyle birleştiren herkesten Cenabıallah razı olsun" ifadesini kullanan Erdoğan, asırlardır nazlı hilalin özgürce dalgalanması için toprağa düşen şehitleri rahmetle andığını, gazilere şükranlarını sunduğunu belirtti.
Türk tersaneciliği ve donanması açısından çok büyük bir gurur anına hep beraber şahitlik ettiklerini dile getiren Erdoğan, bu gururu yaşatan İstanbul Tersane Komutanlığının işçisinden mühendisine bütün mensuplarını tebrik etti.
Ülkedeki tersanelere güvenmekte ne kadar haklı olduklarının bugün bir kez daha görüldüğünü dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
Malumunuz, Pakistan Deniz Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak üzere eylül 2018 tarihinde dört adet MİLGEM inşa sözleşmesi imzalamıştık. İlk gemi PNS Babur'u 24 Mayıs 2024 tarihinde Pakistan'a teslim ettik. Bugün de her türlü test ve tecrübe faaliyetlerini başarıyla tamamlayan PNS Khaibar'ın teslimini yapıyoruz. Projenin dördüncü gemileri, Karaçi Tersanesi'nde inşa ediliyor. Üçüncü gemi PNS Bedir'in haziran 2026 sonunda, dördüncü gemi PNS Tarık'ın ise 2027 yılının ilk çeyreğinde teslimi planlanıyor. En son teknolojiyle donatılmış bu gemilerin kardeş Pakistan donanmasına şimdiden hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
'Hızırreis denizaltımızı bugün hizmete veriyoruz'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kökleri ortak tarihin derinliklerine uzanan ve asırlardır sınanarak bugünlere gelen Türkiye-Pakistan dostluğunun Allah'ın izniyle kıyamete kadar devam edeceğini, serpileceğini ve güçleneceğini vurguladı.
Denize uğurlanan ve bayrak çekilen platformların alın terinin, aklın, emeğin, cesaretin ve adanmışlığın eseri olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bunların en başında havadan bağımsız tahrik sistemi ve gelişmiş solar yetenekleriyle sessiz derinliklerin milli bekçisi olacak TCG Hızırreis denizaltımız vardır. Hızırreis denizaltımızı, bugün hizmete veriyoruz. Hizmete aldığımız bir başka platformumuz, yeni tip çıkarma gemimiz Ç-159'dur. Bu platform, hem askeri harekatlarda hem de barış dönemindeki insani yardım operasyonlarında fırtınalı sularda görev yapacaktır. ULAQ silahlı insansız deniz aracımız, bir diğer kıvanç kaynağımızdır. Dijital dönüşümün, yapay zeka tabanlı otonom sistemlerin denizlerdeki sembolü olan ULAQ, geleceğin harekat sahasının öncülerindendir. ULAQ SİDA'nın bir başka özelliği, Türk mühendislerinin geliştirdiği yüzde 90 yerlilik oranına sahip marin motorunu kullanmasıdır. Her üç deniz platformunun da hayırlı olmasını temenni ediyorum.
TCG Koçhisar karakol gemisinin de mavi vatandaki hak ve hukuku koruma iradesinin nişanesi olduğunu dile getiren Erdoğan, "Barış zamanında milletimize hizmet edecek, kriz zamanlarında caydırıcı gücümüz olacak Koçhisar'ı mayıs sonunda donanmamıza katacağız. Bugün ayrıca açık deniz karakol gemimiz Seferihisar'ın sac kesimini gerçekleştireceğiz. Şimdiden hayırlı, uğurlu olsun diyorum" şeklinde konuştu.
'Havada güçlü olmadan, denizde etkin olmadan, karada caydırıcı olamazsınız'
Erdoğan, "Türkiye olarak savunma sanayii alanında yürüttüğümüz her projede ürün geliştirmekle kalmıyor, ekosistemi, insan kaynağını ve teknoloji üretim kapasitesini de büyütmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.
Savunma Sanayii İcra Komitesinde aldıkları kararları, "önce millet, önce devlet" anlayışıyla ilgili kurumların koordinasyonunda tek tek hayata geçirdiklerini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
Şurası bir gerçek ki, savunmada başarı ancak bütüncül bir stratejiyle elde edilir. Havada güçlü olmadan, denizde etkin olmadan, karada caydırıcı olamazsınız. Hamdolsun, biz tüm bu alanlarda çok güçlü bir varlık gösteriyoruz. Kapasitemizi günden güne artırıyor, imkan ve kabiliyetlerimizi aralıksız geliştiriyor, kendi teknolojimizi yine kendimiz üretiyoruz. Savunma sektöründeki 3 bin 500'ü aşkın firmamız, 100 bini aşkın insan kaynağımız varını yoğunu Türkiye'nin güvenli yarınlarına vakfediyor. Araştırma ve geliştirme çalışmalarından tasarıma, yazılımdan seri üretime, tüm süreçleri yerli ve milli kaynaklarımızla yönetiyoruz. Şu anda, savunma ihracatında dünyanın en büyük 11'inci ülkesiyiz. Son 11 aylık dönemde savunma ve havacılık ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artarak 7 milyar 445 milyon dolara ulaştı. Sadece kasım ayı ihracatımız, önceki kasım ayına kıyasla yüzde 22 artışla 742 milyon dolar oldu. Bu sabah itibarıyla 8.6 milyar doları aşmış buluyoruz. Kendimize inandık. Türk savunma sanayiine güvendik. Kısa sürede işte bu rakamları yakaladık. Elbette burada durmayacağız.
'2028 için hedef 11 milyar dolarlık ihracat'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2028 için belirledikleri hedefin 11 milyar dolarlık ihracatla 'savunma ve havacılık ihracatında' dünyada ilk 10'a girmek olduğuna işaret etti.
Bu hedefe doğru sağlam adımlarla ilerlediklerine dikkati çeken Erdoğan, "Şunu da burada büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim; Dünyada kendi savaş gemisini geliştirip denize indiren 10 ülkeden biri Türkiye'dir" ifadelerini kullandı.
Türk tersanelerinin bugüne kadar dünyanın birçok ülkesine farklı ebatta 140'ın üzerinde deniz platformu ihraç ettiğini aktaran Erdoğan, güvenlik kuvvetlerinin kendi ürettiği araç, ekipman ve mühimmatlarla havada, karada ve denizde adeta destan yazdığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sahadan aldığımız verileri titiz bir şekilde analiz ediyor, geri bildirimler ışığında mevcut teknolojimizi daha da ileri noktalara taşıyoruz. Tüm bunları yaparken doktrin ve pratik arasındaki dengeyi birbirlerini besleyecek şekilde en verimli surette temin ediyoruz. dedi.
'Biz hak ve hukukunun çiğnenmesine müsaade etmeyen ve asla etmeyecek olan bir ülkeyiz'
Erdoğan, "Yakın gelecekte inşallah başka müjdelerimiz olacak. Başarılarımıza yenilerini ekleyecek, karada, denizde, havada ve elbette siber vatanda caydırıcılığımızı artıracak projeleri tek tek devreye alacağız" dedi.
Dört ay önce sistemler sistemi Çelik Kubbe'yi envantere kattıklarını, geçen ay insansız savaş uçağı Kızılelma'nın dünya havacılık tarihinde bir ilki başardığını hatırlatan Erdoğan, "Ana muhalefetin 'Balıklar rahatsız oluyor.' diyerek testlerimizi eleştirdiği Sinop'ta Kızılelma'mız jet motorlu bir hedefi görüş ötesi hava-hava füzesiyle vurarak etkisiz hale getirdi. Bir diğer stratejik projemiz olan Bayraktar TB3 envantere girdi. TCG Anadolu'nun ağabeyi olacak 300 metre uzunluğundaki uçak gemimizin inşa süreçlerini başlattık. İnsansız araçlardan fırkateyne kadar tüm deniz platformlarında hem kendi ihtiyaçlarımızı hem de dost ve müttefiklerimizin taleplerini karşılıyoruz" diye konuştu.
Erdoğan, Savunma Sanayii Başkanlığı'nın, Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi'nin (ASFAT), askeri ve sivil tersanelerin uyum, işbirliği ve güç birliği içerisinde çalıştıklarını, imal ve inşa ettiklerini, ürettikleri ürünleri dünyanın farklı ülkelerine ihraç ettiklerini söyledi.
'Yüzde 20 yerli sermayeyle başlatıp şu anda yüzde 80 yerli sermayeye ulaştık'
Buradaki başarıyı görmek için uzaklara gitmeye gerek olmadığını kaydeden Erdoğan, "Türkiye'nin savunma sanayiinde son 23 senede katettiği mesafeyi görmek için öyle 70'leri, 60'ları deşelemeye de gerek yok. Bunun için geçtiğimiz haftalarda kamuoyumuzla paylaşılan projelere ve çalışmalara bakmak fazlasıyla kafidir. Füzelerden tüfeklere, insansız araçlardan roketlere, deniz toplarından elektronik harp sistemlerine sektörün tamamında büyük bir dinamizm var, üretkenlik var, maşallah heyecan ve gayret var. Buradan kamu, özel ayrımı yapmadan Türk savunma sanayiinin gelişmesi ve güçlenmesi için ter döken tüm firmalarımıza, oralarda çalışan tüm kardeşlerime ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
Sizlerin şahsında sektördeki tüm kardeşlerimden şunu rica ediyorum. Moralimizi bozmaya çalışanlara lütfen aldırmayın. Cesaretimizi kırmak için uğraşanlara lütfen prim vermeyin. Televizyon ekranlarında, sosyal medyada ve gazete köşelerinde sağa sola karamsarlık aşılayan felaket tellallarına lütfen kulak asmayın. Biz bugüne kadar ne yaptıysak, unutmayın, bunlara rağmen yaptık. Yüzde 20 yerli sermayeyle başlatıp şu anda yüzde 80 yerli sermayeye biz ulaştık. Eğer biz çalışırsak, biz hedeflerimizden kopmadan mücadele edersek, evelallah bunların hiçbiri bizim önümüzü kesemez, şevkimizi kıramaz. Bizi yolumuzdan çevirmeye çalışanlara inat hep beraber, omuz omuza verecek, çok daha kararlı bir şekilde hedeflerimize yürüyeceğiz.
'Bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yok'
Bugün hem Mavi Vatan'ın güvenliği hem Pakistan'ın savunma kapasitesi açısından çok stratejik adımlar attıklarını kaydeden Erdoğan, "Yakın gelecekte inşallah başka müjdelerimiz olacak. Başarılarımıza yenilerini ekleyecek, karada, denizde, havada ve elbette siber vatanda caydırıcılığımızı artıracak projeleri tek tek devreye alacağız. Kendimizle birlikte komşularımızın, müttefiklerimizin ve kardeşlerimizin güvenliğine katkı sunmaya devam edeceğiz" dedi.
Erdoğan, her fırsatta vurguladığı bir hususu tekrar hatırlatmak istediğini belirterek, "Bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yok. Biz hiçbir ülkeyle gerilim istemiyoruz. Kriz, kavga, çatışma istemiyoruz. Komşularımız için huzur ve istikrardan başka bir şey murat etmiyoruz. Türkiye olarak herkesin emin olabileceği, güven duyabileceği, en zor, en sıkıntılı günlerinde sırtını yaslayabileceği bir ülke biziz. Bununla birlikte biz, hak ve hukukunun çiğnenmesine müsaade etmeyen ve asla etmeyecek olan bir ülkeyiz. Bugün hayata geçirdiğimiz bütün bu yatırımlarımız savaşa hazırlanmak için değil, barışı, istiklali, istikbali korumak içindir" diye konuştu.