İSTANBUL- 24.10.2025- İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen Gazze Mahkemesi'nin nihai oturumu, İsrail'in Gazze'de işlediği insanlık ve savaş suçlarını gündeme taşıdı.
Eski BM Filistin Raportörü Prof. Dr. Richard Falk başkanlığında yapılan oturumda, üç temel suç başlığı ele alındı:
Aç bırakma ve tasarlanmış kıtlık
Ekolojik kırım
Konutların sistematik yıkımı
Bu başlıklar altında hem uluslararası uzmanlar hem de Gazze'den canlı tanıklar, İsrail'in uyguladığı politikaları "modern çağın en kapsamlı insanlık suçu" olarak niteledi.
Aç bırakma: 'Gazze'yi bilinçli olarak açlığa mahkum ettiler'
Gazze Aşevi'nin kurucusu Hani Almadhoun, İsrail'in 9 Ekim 2023 itibariyle Gazze'ye gıda, ilaç ve yakıt girişini engellediğini belirtti.
"Son iki yılda sınırlı yardıma izin verildi ama bu, insanların hayatta kalması için yeterli değildi," diyen Almadhoun, annelerin ve çocukların açlıktan sokaklarda yığıldığını anlattı.
Eski BM Gıda Hakkı Raportörü Prof. Hilal Elver, Gazze'de yaşanan açlığı "insani yardımın silah haline getirilmesi" olarak tanımladı:
"Gazze nüfusunun yüzde 91'i gıda güvensizliği içinde. 2025'te kıtlık zirveye çıktı. Binlerce kişi yardım beklerken hayatını kaybetti. Bu, kasten yapılan bir kıtlık suçudur; unutulmamalı ve affedilmemelidir."
Tanıklar arasında yer alan Hossam Shabat, Sundus Zaqout ve Rola Darwish, açlık nedeniyle ölümlerin günlük hayatta "normalleştiğini" vurguladı.
Ekolojik kırım: 'Doğa da bombalanıyor'
Bethlehem Üniversitesi'nden Prof. Mazin Qumsiyeh, İsrail'in saldırılarının yalnızca insanları değil, doğayı da yok ettiğini söyledi:
"İsrail milyonlarca ağacı kökünden söktü, nadir türlerin habitatlarını yok etti. Bu, bir 'ekolojik Nekbe'dir."
Liverpool Üniversitesi'nden Prof. David Whyte ise Gazze'deki çevre yıkımının bilinçli bir askeri strateji olduğunu ifade etti:
"Toprak, su, hava ve tarım sistemlerine saldırılar, Gazze'yi yaşanmaz hale getirmek için yapılıyor. Balıkçılık ve tarım tamamen bitirildi."
Araştırmalara göre Gazze'deki:
Ağaçların yüzde 97'si,
Seraların yüzde 82'si,
Otlakların yüzde 89'u yok edildi.
Whyte, "On yıl içinde Gazze'de çevresel felaketten ölenlerin sayısı, bombalarla ölenlerden fazla olacak," uyarısında bulundu.
Konutların yıkımı: 'Gazze'de artık ev kalmadı'
Filistinli gazeteci Mohamed Al Helou, "Evler Hedef Olduğunda" başlıklı sunumunda Gazze'nin harabeye dönüştüğünü anlattı:
"Bir zamanlar arkadaşlarımla oturduğum restoranlar, sokaklar yok oldu. Hayatta kalanlar bile artık evsiz."
BM Konut Hakkı Raportörü Prof. Balakrishnan Rajagopal, konut yıkımlarının kültürel ve psikolojik yıkım anlamına geldiğini belirtti:
"Gazze'deki yıkım yalnızca binaları değil, toplumsal hafızayı da yok etti. Bu, nesiller boyu sürecek bir travmadır."
Rajagopal, İsrail'in barınma hakkını ihlal ettiğini, yıkılan yaşamların tazmini için uluslararası hesap verilebilirliğin zorunlu olduğunu vurguladı.
"Gazze Mahkemesi" tarihe not düşüyor
"Gazze Mahkemesi" oturumları, uluslararası hukuk açısından belge niteliğinde bir süreci temsil ediyor.
Uzmanlara göre, bu oturumlar gelecekte Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) gibi kurumlarda İsrail'in insanlık suçları davalarına temel oluşturabilir.