"Dünyanın Çatısı" Pamir ve burada yaşarlarken, çoğu 1982 yılında Türkiye'ye getirilen Pamir Kırgızları hakkında Türkiye'de 600 sayfalık, ilmi, özgün, Türk tarihçiliği açısından kıymete haiz bir kitap yazıldı. Bilgi ve bilimsel kaynak yetersizliği ile yazılması olağanüstü zor olan bu konudaki kitabı yazan, Pamir Kırgızı asıllı Türk gazeteci Muhammed Ruzubay, kitabını kendi gözlemlerine ilave olarak 12 yıl süren yoğun ilmi çalışma sonucu yazdığını, bu alanda bu kapsamda bir kitabın Türk dünyasında bir ilk olduğunu belirtti.
"Hiç yazılmamış, çok az bilinen ve sadece bir avuç Kırgız nüfusunun yaşadığı Doğu Pamir Bölgesi, tıpkı coğrafyası gibi yazılması da son derece meşakkatli bir bölgedir. Ancak, Pamir 3000 yıllık tarihi, medeniyetlere kaynaklık eden su havzaları ve 425 yıllık Kırgızlara yurt olması ile 'Türk dünyasının altın halkası' denmeye layık bir yerdir." Diyen kitabın yazarı, bu konunun genel Türk tarihi acısından da önemine dikkat çekyiyor.
Muhammed Ruzubay ile "Pamir ve Pamir Kırgızları" hakkındaki kitabını konuştuk.
Pamir ve Pamir Kırgızları hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Pamir, "Dünyanın çatısı" olarak bilinen, dünyadaki en bakir, el değmemiş yerlerden birisidir, hatta belki de ilkdir. Burada yaşayan 1000 hane ve 3000 kişilik Kırgız nüfusunun yaşadığı Doğu Pamir, bu Kırgızların 1978 yılında Afganistan'ın Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmesi ile daha da sessizleşmiş, tenhalığı daha da artmıştır.
Ancak tüm bunlara karşın Doğu Pamir bölgesi, yıllardan beri kaşiflerin, seyyahların, gazetecilerin ve belgeselcilerin en çok merak edip uğradığı yerlerden birisi olmuştur. "Pamir'i ilk ziyaret eden seyyah" olarak Çinli rahip Hsuan Tsang'ın 629 yılında yazdığı gibi kalmış bir bölgeden söz ediyoruz..
Kırgızların yurdu olan Doğu Pamir bölgesi Hsuan Tsang'tan sonra ünlü seyyah Marko Polo, İsveçli coğrafyacı Sven Hedin, meşhur İngiliz siyasetçisi Lord Curzon, Amerikalı gazeteci Frank Shor, Fransız fotoğrafçı ve yazar Roland Michaud ve Nazif Şahrani gibi çok önemli araştırmalar tarafından ziyaret edilmiş ve bu kişiler kitaplarında Pamir'den ve Pamir Kırgızlarından bahsetmiştir.
12 yıl araştırma yapıp, yabancı kaynakları taradım Kitabın yazılış amacı ve yazım sürecinden bahseder misiniz?
Kitabını ilk önce sadece bir "Hatırat kitabı" şeklinde düşündüm ancak zamanla, bunun çok yetersiz bir çalışma olacağını kanaatine vardım. Sonra çok detaylı bir kitap yazmak istedim ancak bu çok zordu. Zira Pamir konusunda Türkçe hiçbir ciddi kaynak yoktu. Bırakın müstakil kitabı, müstakil, kapsamlı bir makale bile yoktu. Dolasısıyla benim oldukça zorlu bir araştırma süreci ile güreşmeyi göze almam gerekti.
Kitap yazmak için çok ciddi bir ilmi araştırmaya giriştim. 7 yıl içinde belli kaynakları, röportaj yapacağım ülkeleri ve isimleri tespit ettim. 2022, 23 ve 24 yılında kitabımı yazmaya başladım. Ortaya 500 sayfalık el yazısı alınmış bir not çıktı. Bu notları, fotoğrafları ile birlikte toparlayıp kitap haline getirmek istediğimizde 800 sayfalık devasa bir kitap çıktı ortaya. Ancak bu çağda böyle bir kitap kolay kolay okunmayacağı ve konular birbirine çok karıştığı için, bazı akademisyen dostlarım ve yayıncımla yaptığım istşareler neticesi kitabı bir 'Üçleme-Triogly' şeklinde yayınlamanın daha doğru olacağına kanaat getirdik.Lakin, son kertede 600 sayafalık tek kitapta karar kıldık.

Dünyada İlk kez 600 sayfalık, özgün kitap yayınlandı. Pamir ve Pamir Kırgızları hakkında dünyada ve Türk dünyasında yazılmış çalışmalar, kitaplar var mı?
Pamir hakkında yazılmış en kalın kitap 350 sayfa kadar…En namlı kişilerin Pamir hakkındaki makaleleri çalışmaları 30 sayfayı geçmiyor. Bunda da haklılar zira Pamir bilinmeyen bir coğrafya, ulaşmak imkansıza yakın ve ulaşılabilir kaynak yok
Bu noktada benim çalışmam bir ilk olma özelliğine sahip. Zira Pamir konusunda ilk defa 600 küsur sayfalık, devasa bir çalışması yapıldı ve yayınlandı. Üstelik benim çalışmam, sadece bir 'anı-hatıra kitabı' değil. Pamir hakkında doğrudan ve dolaylı yoldan yazılmış Farsça, İngilizce, Fransızca, Almanca, Kırgızca 140 adet muteber kaynaktan taranmış bilgiler var. Bu bilgiler de 'Oku, kaydet-yaz' şeklinde değil kritiğe, eleştiriye tabi tutularak, aralardaki bağlantılar kurularak yazılmıştır.
Bazı günler yemek yemeyi, su içmeyi Unuttum yazı yazdığım masada uyuyup kaldım. Kitabınızı yazarken nasıl bir tempoda çalıştınız. İşin keyif ve zor tarafları nelerdi?
Bu kitabı yazmak açıkçası beni çok zorladı, sabrımı sınadı. Çok ciddi zorluk ile yazdım. Bilgiye ulaşmak da gerçi zordu ancak, birbirinden kopuk, tutarsız, bağlantısız bilgileri birleştirmek çok daha zordu. Bir de kaynakları yazanlar başlıksız yazmışlar, Pamir'in bölgelerini karıştırmışlar. Hatta bazı kaynaklarda Wakhan mirleri Kırgız diye yazılmış.
Bazı kaynaklarda, 'Pamir' diye başlayan cümle bitiyor, yazar başka konulara geçiyor ve bazen 30, 40 sayfa sonra mevzuya geri dönüyordu, bu cidden işimi zorlaştırdı.
Zaman zaman pes edecek, vaz geçecek gibi olmadım değil. Gece yarılarına kadar çalıştım aylarca. Zira bir mesaim, çalışıp geçindiğim işim var. Mesaimi bitirip geceleri ve hafta sonları çalıştım. Çalıştığım masada uyuyup kaldığım çok günler oldu. Yemek yemeyi, su ve çay içmeyi unuttuğum, sadece kitabımın odaklandığım bölümlerini bitirmeyi düşündüğüm zamanlar da oldu.
Ama kitabın 600 sayfalık şekli, zengin muhtevası ile tasarlanıp ortaya çıkmaya başlayınca sonsuz bir mutluluk duydum ve tüm zorluklarıma, çabalarıma değdiğine ikna oldum.