ABD- 06.11.2025- YouTube, İsrail ordusunun işlediği iddia edilen insan hakları ihlallerini belgeleyen yüzlerce videoyu kaldırdığı gerekçesiyle eleştirilerin hedefi oldu. Platform, üç önde gelen Filistinli insan hakları örgütüne ait toplam 700'den fazla videoyu hiçbir uyarı yapmadan sildi.
Üç görgütün hesapları kapatıldı
The Intercept'in haberine göre, Google'a ait video platformu YouTube, ekim ayı başında Al Mezan İnsan Hakları Merkezi, Al-Haq ve Filistin İnsan Hakları Merkezi'ne ait kanalları sessizce kapattı.
Bu kuruluşlar, eylül ayında Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçu, soykırım ve insanlığa karşı suç işledikleri gerekçesiyle delil sunmalarının ardından ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yaptırım listesine alınmıştı.
YouTube'tan 'yasal uyum' savunması
Google, hesapların kaldırılmasının 'Dışişleri Bakanlığı yaptırımlarının doğrudan sonucu' olduğunu belirterek, 'Google, geçerli yaptırım ve ticaret yasalarına uymaya kararlıdır' şeklinde bir açıklama yaptı.
Ancak insan hakları savunucuları bu açıklamayı ikna edici bulmadı. Anayasal Haklar Merkez'nden avukat Katherine Gallagher şunları söyledi:
YouTube'un Trump yönetiminin insan hakları ihlalleri ve savaş suçlarına ilişkin kanıtları kamuoyundan gizleme gündemini desteklemesi kabul edilemez. Kongre, başkana bilgi akışını kesme yetkisi vermedi.
'İfade özgürlüğüne darbe'
Al Mezan yetkilileri, kanalın kaldırılmasının mesajlarını dünyaya iletme kapasitelerini engellediğini belirterek, X platformundaki açıklamalarında şunları yazdı: YouTube'un, insan hakları örgütüne ait bir kanalı önceden uyarı yapmadan kaldırması ciddi bir ilke hatasıdır ve ifade özgürlüğü açısından tehlikeli bir gerilemedir. Açıklamada ayrıca, bu adımın Filistinli mağdurların sesini kısmayı amaçlayan 'daha geniş bir baskı dalgasının parçası' olduğu söyledi.
'Tehlikeli bir emsal'
Democracy for the Arab World Now (DAWN) adlı kuruluşun direktörü Sarah Leah Whitson ise YouTube'un kararına şaşırdığını belirterek, "Platformun siyasi baskılara bu kadar açık olması endişe verici" dedi.
Whitson, bu adımın 'gelecekte kamuoyunun erişeceği bilgileri siyasi iktidarların belirleyebileceği tehlikeli bir emsal' oluşturduğunu söyledi.