Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, DEM Parti İmralı heyetinin, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'la ikinci görüşmesinin ne zaman olacağına dair soruları yanıtladı. Bakan Tunç, heyetin henüz bir görüşme talebinde bulunmadığını söyleyerek, "Görüşme talebi olursa değerlendirilir" dedi. Bakan Tunç Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın gözaltına alındığı soruşturmayla ilgili de, "Hiç kimse yargı, hukuk karşısında layüsel değildir. Yapmış oldukları yanlışlıkların, eğer suç unsuru varsa bunun hesabını soracak olan yargıdır. Dolayısıyla dosyanın içeriğini bilmeden, yargıya yönelik birtakım tehditkar ifadeler kullanmak hiç kimseye yakışmaz" dedi.
AK Parti grup toplantısı öncesinde açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk'ten oluşan DEM Parti İmralı heyetinin, PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile ikinci görüşmesinin ne zaman yapılacağı sorusunu yanıtladı.
Bakan Tunç, DEM heyetinin İmralı'ya giderek Öcalan ile ikinci kez görüşme talebinde bulunmadığını duyurdu. Bakan Tunç açıklamasında, talep olmadığını belirterek, "Olması noktasında büyük bir çaba var bu çabaya hep beraber yeni görüşme talebi olursa değerlendirilir" dedi. Bakan Tunç açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Terörsüz Türkiye için büyük bir çaba var. 40 yıldan bu yana ülkemizin milletimizin huzur ve güvenliğini tehdit eden gelişme ve kalkınmasının önünde engel olan PKK terör örgütünün tamamen lağvedilmesi ve terörsüz bir Türkiye için güçlendirilerek milli birlik ve kardeşliğimizin kuvvetlendirilerek Türkiye’nin 100 yılında daha güçlü olması noktasında büyük bir çaba var. Bu çabaya hep beraber destek veriyoruz. Bu anlamda da yeni görüşme talebi olursa bu değerlendirilir."
Hiç kimse hukuk karşısında layüsel değildir
Bakan Tunç, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın gözaltına alındığı soruşturmayla ilgili soruları da yanıtladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 47 kişi hakkında soruşturma yürüttüğünü söyleyen Bakan Tunç, "Burada soruşturma gizli. Henüz gözaltı süreci devam ediyor, ifadeler alınıyor. Dosyadaki delilleri, suçlamaları bilmeden, tanıkları bilmeden yargıya yönelik yapılan yakışıksız ifadeleri kabul etmek mümkün değil, bu doğru değil. Hep beraber soruşturmanın sürecini beklemek lazım. Hep birlikte takip ediyoruz. Hiç kimse yargı, hukuk karşısında layüsel değildir. Yapmış oldukları yanlışlıkların, eğer suç unsuru varsa bunun hesabını soracak olan yargıdır. Dolayısıyla dosyanın içeriğini bilmeden, yargıya yönelik birtakım tehditkar ifadeler kullanmak hiç kimseye yakışmaz. Özellikle sorumluluk sahibi olan yöneticilerin, siyasetçilerin bu konuda dikkatli olması lazım." diye konuştu.
Hukuk ve yargı karşısında herkesin yaptığının hesabını vereceğinin altını çizen Tunç, bunu ortaya çıkaracak olanın da tarafsız ve bağımsız yargı olduğunu söyledi. Beşiktaş Belediye Başkanı yerine görevlendirme yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine Tunç, dosya kapsamına savcıların hakim olduğunu, soruşturma sürecini beklemek gerektiğini ifade etti.
Serenay Sarıkaya sorusunu da yanıtladı
Oyuncu Serenay Sarıkaya'nın ifadeye çağrıldığının hatırlatılması üzerine de Tunç, soruşturma aşamasının gizli olduğunu, yorum yapmanın doğru olmayacağını, soruşturmanın sonucunu beklemek gerektiğini kaydetti.
İstanbul Barosu soruşturması
Tunç, İstanbul Barosu'yla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü bir davaname açılmasının söz konusu olduğunu hatırlattı. Bu işlemin, İstanbul Barosunun açıklaması nedeniyle başlatıldığını belirten Tunç, şu ifadeleri kullandı: "2 terör örgütü sanığı, ülkemizde yargılanırken, hem davası hem de soruşturması devam ederken Suriye'ye kaçan 2 sanıkla ilgili güvenlik güçleriyle gerçekleşen bir çatışmada etkisiz hale getirilmesi sonrasında, bunların gazetecilik faaliyeti nedeniyle etkisiz hale getirildiği yönünde İstanbul Barosunun bir açıklaması söz konusu oldu. Baro açıklamasında da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cenevre Sözleşmesi'ni, Roma Statüsü'nü, insancıl hukuku ihlal ettiği ve bunun savaş suçu teşkil ettiği yönünde maalesef talihsiz açıklamaları oldu. Bu açıklamalar, baroların amacı dışında yapılan faaliyet kapsamında değerlendirildiği için Avukatlık Kanunu'nun 77'nci maddesinin 5'inci fıkrası gereğince İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan bir soruşturma söz konusu oldu. Bu soruşturmada da İstanbul Barosu Başkan ve yönetiminin, Avukatlık Kanunu'nun 77'nci maddesi gereğince görevlerine son verilmesiyle ilgili bir davaname açıldı. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bu davaname görülecek ve hep beraber süreci takip edeceğiz."