9226,86%-0,54
34,36% 0,11
36,49% -0,34
2871,83% -0,75
4819,40% -0,59
İletişim Başkanı Altun, 21. Yüzyılda Türkiye’nin Kültür Seferberliği” Sempozyumu’nda konuştu
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığınca Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "21. Yüzyılda Türkiye'nin Kültür Seferberliği" kitabının tanıtımı ve "Kaçış Yok" sergisinin açılış programına katıldı.
Sempozyumun açılışında konuşan İletişim Başkanı Altun, bugünün dünyasına "Hız Çağı" da denildiğini belirterek bu çağda toplumun son derece güçlü kültürel saldırı girişimleriyle karşı karşıya olduğunu söyledi. İletişim Başkanı Altun, kültürel kuşatma girişimlerine karşı Türkiye olarak kültürel seferberlik hamlesi içinde olunması gerektiğine inandığını dile getirerek "Çalışmalarımızı bu yönde sürdürüyoruz. Seferberlik, malumlarınız millî birlik ve beraberliğin tehlikeye düştüğü zamanlarda başvurulan bir yöntem. Bu sempozyuma ve bu kitap çalışmamıza bu ismi bile isteye verdik, özellikle tercih ettik. Çünkü biz milletimizin, ülkemizin, Türkiye'mizin özellikle kültür alanında çetin bir cengin, zorlu bir savaşın içinde olduğunu ve bu cenkte, bu savaşta bir seferberliğe ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. 'Kaçış Yok' sergimiz, bu sergiye kaynaklık eden girişimlerimiz, bu cengin, bu mücadelenin güncel örneklerinden biri." diye konuştu.
"KÜLTÜRSÜZ TOPLUM OLMAZ"
İletişim Başkanı Altun, merhum felsefeci Teoman Duralı'nın "Kültürsüz toplum, toplumsuz kültür olamaz." sözünü aktararak Türkiye gibi toplumların yıllarca "Batılılaşma" adı altında kültürsüzleştirme tehdidiyle yüzleştiğini anlattı.
Bu kültürsüzleştirme girişimlerinin toplumun imhası girişimleri olduğuna dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, şöyle devam etti:
"Kültürümüz adına millet olarak birlik, beraberlik içinde vereceğimiz mücadele istiklalimiz ve istikbalimizin teminatlarından biridir. Bizi mücadeleden, birlik, beraberlik içinde kültürümüzü yaşamaktan, kültürümüzü tanıtmaktan, kültürümüzden süzülen değerleri yaşatmaktan alıkoymak için uğraşanlar var. Bu uğraş içinde olanlar, esasında kültürel alandaki ulusal ve uluslararası sömürü ilişkilerini kurumsallaştırmak istiyorlar, bunun için çabalıyorlar. Karşımızda kültürel sömürgeciliği norm edinen bir küresel hegemonya var. Bu hegemon sistemi bir yandan hedonizm ayakta tutuyor."
İletişim Başkanı Altun, "Bizim ne yerelde ne evrensel alanda mevcut kültürel hegemonya modellerinin bir benzerine daha ihtiyacımız var. Biz, evrenselde ve yerelde karşı karşıya kaldığımız, sömürü ilişkilerinden farklı şekillerde mustarip olduğumuz kültürel saldırı ve hegemonya kurma girişimlerine karşı kültürel seferberlik çağrısı yaparken esas itibariyle tarihsel, kültürel ve toplumsal varoluşumuzdan beslenen bir çağrı yapıyoruz." değerlendirmesini yaptı.
“TOPLUM GERÇEK KÜLTÜRÜNÜ TEMSİL ETMELİ”
Yaklaşık 7 yıl önce bir kitapçının girişinde terör propagandası yapılan kitapların sergilendiği tezgahla karşılaştığında fotoğraf çekip "Siyasi hegemonyanız bitti, kültürel hegemonyanız da bitecek." notuyla sosyal medyada paylaştığını aktaran İletişim Başkanı Altun, şunları ifade etti:
“Şunu açıkça söylemeliyim ki o gün hangi çizgideysem, hangi düşüncedeysem, yine aynı çizgide, aynı düşüncedeyim. O gün olduğu gibi bugün de Türkiye'nin renklerini, çoğulculuğunu gerçek manada yansıtan bir kültürel zemine, gerçek manada bir çoğulculuğa ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Kültür üreten mekanizmalar, toplumun gerçek kültürünü temsil etmek durumundadırlar. Kültürel temsillerin, toplumsal temsilleri yansıtması gerektiğini düşünüyorum. O gün olduğu gibi bugün de bizlerin bir kültürel hegemonyaya karşı bir başka kültürel hegemonyaya değil, aksine gerçek manada bir kültürel etkileşim zeminine, gerçek bir kültürel seferberliğe ihtiyacımız olduğunu savunuyorum. O gün olduğu gibi bugün de kendinden olmayanı ötekileştiren, dışlayan, hakaret eden, mahalle baskısı uygulayan sözüm ona kültür entelijansiyasına karşı, bizlerin kültürel çoğulculuğu, kültürel sahiciliği savunmamız gerektiğini iddia ediyorum. O gün de bugün de terörü övenlerin, sözüm ona 'devrimci şiddet' adı altında terör propagandası yapanların, Vandalizm'i romantize edenlerin yazıp çizdiklerinin 'Türkiye gerçeği' diye yansıtılmasının açık ve net bir 'kültürel faşizm' olduğuna dikkati çekiyorum. 'Bunlarla mücadele edeceğiz, etmeliyiz.' diyorum. Bu mücadeleyi vermek mecburiyetindeyiz. Bu nedenle 'mankurtlar' ile Türkiye'yi yeniden bağımlılık zincirine vurmak isteyen, rahmetli Cem Karaca'nın deyişiyle yarım porsiyon aydınlarla her yerde ve her zeminde en yüksek seviyede mücadele edeceğimizin de sözünü veriyorum.”
Türkiye'de yaşanan bu kültürel farkındalığın sadece İslam dünyası için değil, tüm Batı dışı toplumlar için de bir ilham kaynağı olduğunun altını çizen İletişim Başkanı Altun, bu süreçte Türkiye'nin kamu ve kültür diplomasisi faaliyetlerinin de önemli katkıları olduğuna işaret etti.
Kültür diplomasinin önemine değinen Altun; TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TRT ve Anadolu Ajansının kültür seferberliğine önemli katkılar sağladığını kaydetti.
İletişim Başkanı Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "21. Yüzyılda Türkiye'nin Kültür Seferberliği" kitabı için takdim yazısı kaleme aldığını söyledi.
Sempozyum vesilesiyle başta Gazze olmak üzere dünyada zalimlerin zulmüne maruz kalan tüm mazlumlarının acılarının son bulmasını temenni eden Altun, "Daha adil, daha yaşanabilir bir dünyanın inşası için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğimizi vurgulamak istiyorum." ifadelerini kullandı.
İletişim Başkanı Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen "Kaçış Yok" adlı serginin açılışını Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve İstanbul Valisi Davut Gül ile yaptı. Açılıştan sonra sergiyi gezen Altun, eserler hakkında bilgi aldı.
Sergide, ABD'den iadesi sağlanan Kybele heykeli, kırmızı boncuklu altın kolye ile İngiltere'den iadesi sağlanan gaga ağızlı testi ve Kur'an-ı Kerim gibi eserler sergileniyor.