Tarih: 14.05.2025 17:20

"ANKARA DEKLARASYONU" İMZALANDI...

Facebook Twitter Linked-in

ANKARA- -Ankara’da bir araya gelen 10 ülke temsilcisi hukukçular Devlet başkanlarının itibarının korunması ve dezavantajlı kişilerin haklarının savunulmasını deklarasyonla BM’ye iletti.


22 Ülkenin katılımıyla hazırlanan deklarasyon oy birliğiyle kabul edildi. 
ANKARA - Çin Vatandaş ve Çin Şirketleri Hukuki Hak ve Menfaatlerini Koruma ve Yardımlaşma Derneği (ÇHD) tarafından "Dünya çapında devlet başkanlarının sınır ötesi itibarının korunması ve üçüncü ülkelerde yaşayan kadınlar ve çocukların meşru haklarını koruma girişimi" amacıyla Uluslararası Hukuk Semineri düzenlendi.
Altınel Otel'de düzenlenen ve iki gün süren seminerde ABD, Danimarka, Etiyopya, İrlanda, Peru, Malezya, Portekiz ve Çin’den gelen hukukçu temsilciler ile seminere online katılan İspanya, İtalya, Arjantin, Hindistan, Özbekistan başta olmak üzere 22 ülkeden onlarca hukukçu, yaptıkları konuşmalarla ortak deklarasyon hazırlanmasına katkıda bulundu.


ÇHD Başkanı Yue Zhao, seminerin açış konuşmasında, katılımcı 22 ülkenin temsilcilerine desteklerinden dolayı teşekkür etti. Düzenledikleri seminerle devlet başkanlarının itibarlarının korunmasını ve savaşlar nedeniyle yaşanan dünya genelindeki göçlerde sığınmacı ve göçmen kadın, çocuk ve engelli gibi dezavantajlı grupların hukuk alanında meşru haklarının savunulmasını amaçladıklarını belirten Zhao, bu seminer vasıtasıyla dünya genelinde daha iyi bir hukuk hizmeti sağlanarak, zayıf kitlelerin haklarının korunarak adil ve güvenli bir yaşam sürdürülmesini arzu ettiklerini dile getirdi.
Yue Zhao, dünyada barışın hakim olmadığını, insan kaçakçılığı, organ nakli, fuhuşa zorlama gibi birçok suçun mağduru olan başta kadınlar, çocuklar ve engelliler olmak üzere ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan halkların hukuki haklarının korunması için uluslararası dayanışmanın gerekliliğine dikkat çekti.

DEKLERASYON BM YOLUNDA 
ÇHD Başkan Yardımcısı Avukat Orhan Atik'in moderatörlüğünde gerçekleşen seminerde konuşan İrlanda Temsilcisi Avukat Atueyi Nwosu, Etiyopya Temsilcisi Avukat Mesevet Seydum Tafesse, Peru Temsilcisi Mary Christabel Esquiagola Enciso, Danimarka Temsilcisi Avukat Tina Ravn, Malezya Temsilcisi Avukat Sabri Yusuf Hong, Portekiz Temsilcisi Avukat Vania Salgado ÇHD Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Hasan Pilavcı ve ÇHD Genel Sekreteri Avukat Mehmet Sağlam, sunum yaptı. Konuşmaların ardından  semineri organize eden ÇHD Başkanı Yue Zhao, katılım sağlayan 22 ülkenin hukukçularına, katkılarından dolayı teşekkür etti.
Zhao Yue, katılımcı her ülkenin temsilcisinin oy birliği ve imzasıyla kabul edilen Ankara Deklarasyonu'nun, uluslararası yargı konferanslarının usul ve teammülleri ile Uluslararası İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi'ne uygun yapıldığını kaydetti.
Ankara Deklarasyonu'nu metni ve imzaları katılımcıların huzurunda mühürleyen Zhao, bildirgenin aslının ilgili kuruluşlarca diplomatik kanallar vasıtasıyla Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'ne iletileceğini bildirdi.

ANKARA DEKLARASYONU
Dünya çapında devlet başkanlarının sınır ötesi itibar haklarının korunması ve özellikle kadınlar ve çocuklar olmak üzere üçüncü ülkelerde yaşayan yabancı sakinlerin meşru hak ve çıkarlarını koruma girişiminin bildirgesi;

'Ankara Deklarasyonu'
Devlet başkanlarının itibar ve onurunun yurt dışında da etkin biçimde korunmasını sağlamak amacıyla; ve çeşitli nedenlerle üçüncü ülkelerde geçici olarak ikamet eden çeşitli ülke vatandaşlarının, özellikle kadınların, çocukların ve engellilerin meşru hak ve çıkarları, ayrıca özgürlük ve onur haklarını korumak için, yukarıda belirtilen hususları hedef alan organize suçlarla mücadele etmeliyiz. Katılımcılar, dünya barışını, dostça kalkınmayı, hakkaniyet ve adaleti teşvik etmek, insan haklarının yüceliğini ve yasal eşitlik kavramını savunmak amacıyla oybirliğiyle aşağıdaki girişim bildirgesinin yayımlanması çağrısında bulundular:
1- Dünya barışını ve eşit diplomasiyi teşvik etmek için, tüm ülkeler, "Birleşmiş Milletler Antlaşması", "Diplomatik ilişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi ve ilgili uluslararası yasalara, uluslararası sözleşmelere ve uluslararası kurallara tam saygı temelinde, devlet başkanlarının itibar ve onur haklarını ihlal eden örgütlü veya örgütsüz sınır ötesi suçlara dikkat etmeli ve bu suçlara adil ve eşit cezalar vermelidir. Devlet başkanlarının itibar ve onurunun başka ülkelerde ihlal edilmesi halinde, diğer ülkelerde konuya ilişkin mevzuat ve hukuka uygun özel tedbirlerin alınması gerekir.
2- Her ülkenin yasalarına tam saygı gösterilmesi temelinde, "Mültecilerin Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme" ve ilgili uluslararası yasalara, uluslararası sözleşmelere ve uluslararası kurallara sıkı sıkıya uymalı ve bu ülkede veya bölgede çeşitli nedenlerle yaşayan üçüncü ülke sakinlerine karşı işlenen suçlara, özellikle bu gruptaki savunmasız kadılara, çocuklara ve engelli insanlara karşı ani, aralıklı, örgütlü ve örgütsüz suçlara, ayrıca bölge ve ülke çapında örgütlü örgütsüz suçlara karşı sert önlemler almalıyız. Savunmasız grupların ve kişisel güvenliği veya diğer meşru insan hakları ikamet ettikleri ülkede işlenen suçlar nedeniyle ihlal edildiğinde, geçici ikamet ettikleri/korundukları ülke, mağdurlar için ilgili koruma önlemlerini güçlendirmeli ve suç faillerini ağır şekilde cezalandırmak için yasaların düzenlenmesi gerekir.
3- Çeşitli ülkelerin yasalarına tam saygı gösterilmesi ve "uluslararası kamu hukuku", "uluslararası adalet", "BM Şartı ve "Avrupa insan haklarının korunması" gibi ilgili yasa ve düzenlemelere tam uyum sağlanması ve "medeni halkların gelenekleri", "insani ilkeler" ve "vicdan talepleri" kavramlarına tam uyum sağlanması temelinde, yukarıdaki eylemleri gerçekleştiren suçlular için her türlü "sığınma hakkı" geri alınmalı, böylece eşit yargılanma hakkı elde edilmeli, böylece "yasa önünde eşitlik" yargı ruhuna ulaşılmalı ve "eşit insan hakları" ve "yasanın kutsallığı ve dokunulmazlığı" savunulmalıdır. Aynı zamanda ülkelerin uzun yargılama süreçleri ve yavaş sonuçlanma sorunlarını etkin bir şekilde çözmeleri, arabuluculuk ve tahkim şeklinde tamamlayıcı çözümler üretilmesi önerilmektedir.
4. Katılımcılar, herkesi oybirliğiyle bu Beyanname'nin hükümlerine saygı göstermeye ve kutsal yasanın verdiği haklar adına, iyi niyetle ve hukuka saygılı bir şekilde Beyanname'ye uygun hareket etmeye çağırırlar.


Yeryüzünde barışın, adaletin, hukukun, insanlığın, insan haklarının ve uyumun ışığı yansın."
 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —