ANKARA - 28.01.2025 - Özellikle üniversite öğrencilerini hedef alan "yarım saatte bir sipariş zorunluluğu" ve "masa ücreti" uygulamaları, sosyal hayatı zora soktu. İstanbul, İzmir ve Aydın gibi şehirlerde bazı işletmeler müşterilere sipariş baskısı yapıyor.

Yüksek enflasyon nedeniyle artan maliyetler, kafe ve restoran işletmelerini yeni uygulamalara yöneltti. Özellikle üniversite yakınlarındaki kafeler, müşterilere yarım saatte bir sipariş verme zorunluluğu getirirken, belli bir ücretin altında sipariş verenlerin masaları işgal edemeyeceğini belirtiyor. Bu uygulama, özellikle öğrenciler arasında büyük tepki topluyor.

Masa ücreti uygulaması yaygınlaşıyor

İstanbul, İzmir ve Aydın gibi büyük şehirlerdeki bazı işletmeler, müşterilerin çay veya kahve siparişi vermemesi durumunda, oturdukları süreye göre ekstra masa ücreti talep ediyor. Örneğin, 220 TL altında sipariş veren müşterilerin geniş masaları kullanamayacağı belirtiliyor. Bu uygulama, özellikle lüks kafelerde yaygınlaşmaya başladı. 

Masalara uyarılar konuluyor

Taksim gibi yoğun semtlerdeki lüks kafeler, masalara uyarı notları koyarak müşterileri bilgilendiriyor. Bu uyarılara göre, müşteriler hiçbir şey sipariş etmeseler bile oturdukları her yarım saat için 20-50 TL arasında bir ücret ödemek zorunda kalıyor. Bu durum, müşteriler arasında “taksimetre gibi çalışan kafeler” şeklinde tepkilere neden oluyor.

Özellikle üniversite öğrencileri, bu yeni uygulamalardan en çok etkilenen kesim olarak öne çıkıyor. Öğrenciler, ders çalışmak veya sosyalleşmek için kafelere gittiklerinde, sipariş baskısı ve masa ücreti gibi ekstra maliyetlerle karşı karşıya kalıyor. Bu durum, öğrencilerin kafelere olan erişimini zorlaştırıyor.

İşletmelerin savunması: Maliyetler artıyor

Kafe ve restoran işletmecileri, bu uygulamaların artan maliyetler nedeniyle zorunlu hale geldiğini savunuyor. Yüksek enflasyon, kira, personel maaşları ve malzeme fiyatlarının artması, işletmeleri bu tür önlemler almaya itiyor. Ancak müşteriler, bu uygulamaların sosyalleşme özgürlüğünü kısıtladığını ve ekonomik baskıyı artırdığını dile getiriyor.

İşletmelerin kuralları kendi politikalarına göre belirleyebileceği belirtilse de, bu uygulamalar tüketici hakları açısından tartışmalı olarak biliniyor.