ETH Zürih’teki bilim insanları, doğadaki altından çok daha hafif ve dayanıklı yeni bir altın türü üretmeyi başardı. “Aerogold” adı verilen bu malzeme, altın nanoparçacıklarının protein lifleri ve polimer adı verilen plastik benzeri malzemelerle birleştirilmesiyle oluşturuldu. Üretim sürecinde, altın parçacıkları süngere benzer hafif ve gözenekli bir yapıya dönüştürüldü. Kimyasal yöntemlerle protein ve polimerlerin bazı bölümleri ayrıştırıldıktan sonra ortaya ışıltısı doğal altını aratmayan fakat içi boş ve inanılmaz derecede hafif bir madde çıktı.

“Aerogold”, klasik altının yoğun yapısının aksine hafifliğiyle dikkat çekiyor. Bilim insanları, yapay altının daha dayanıklı ve sağlam olmasının yanında, estetik olarak da doğal altına çok benzediğini vurguluyor. Bu özellikler, malzemenin teknolojik uygulamalardan takı sektörüne kadar birçok alanda kullanılmasını mümkün kılıyor. 

Yapay altının potansiyel kullanım alanları: Yapay altın, sahip olduğu hafiflik ve dayanıklılık sayesinde geniş bir kullanım alanına sahip olabilir:

Teknoloji Sektörü: Elektronik devreler, hafif ve dayanıklı altın kaplamalar.

Takı Tasarımı: Daha ekonomik ve sürdürülebilir altın aksesuarlar.

Uzay Araştırmaları: Hafif yapısıyla uzay araçlarında malzeme yükünü azaltabilir.

Saatçilik ve Süsleme Sanatı: Dayanıklılığı sayesinde estetik ürünlerde daha uzun ömürlü çözümler.

Cumhuriyet'te yer alan habere göre ETH Zürih araştırmacıları, bu keşfin ilerleyen yıllarda altın madenciliği ihtiyacını azaltarak sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlayacağına inanıyor.

Uzmanlara göre, altın fiyatları büyük ölçüde arz ve talep dengesine bağlı olarak şekilleniyor. Laboratuvarda üretilen altının maliyetinin düşük olması durumunda, piyasadaki altın miktarını artırarak fiyatlar üzerinde aşağı yönlü bir baskı yaratabilir. Ancak, aerogold üretiminin şu an için teknik olarak zor ve maliyetli olduğu belirtiliyor. Bu nedenle, kısa vadede doğal altının yerine geçmesi beklenmiyor. Yapay altının sadece özel uygulamalarda kullanılması, fiyatlar üzerindeki etkisini sınırlayabilir. Bununla birlikte, teknolojik ilerlemeler üretim maliyetlerini zamanla düşürürse, doğal altının değeri üzerinde uzun vadede önemli değişimler yaşanabilir.

Bilim insanları, bu tür buluşların altın madenciliğinin çevresel etkilerini azaltabileceğini vurguluyor. Doğal kaynakların korunması ve karbon ayak izinin düşürülmesi açısından laboratuvar ortamında üretilen altının büyük bir potansiyel taşıdığı ifade ediliyor.