10075,20%1,14
35,36% 0,13
36,47% 0,39
2999,46% -0,71
4874,55% 0,35
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Necip Fazıl Ödülleri Töreni'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Şair Necip Fazıl'ın Ayasofya anısından bahsederek cami açılışının kendisine nasip olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde Şair Necip Fazıl Kısakürek adına düzenlenen ödülleri töreninde şu ifadeleri kullandı: Şair, mütefekkir, dava ve aksiyon adamı Üstad Necip Fazıl'a bir kez daha Allah'tan niyaz diliyorum. Üstad Necip Fazıl, davamızın abide isimlerinden biriydi. İslam'ı bu topraklardan kazımaya çalışanların karşısına korkusuz bir kumandan olarak dikildi. Zindanlara kapatıldı fakat hakkı ve hakikati savunmaktan asla geri durmadı. Hakim 'Artık bıktık, sizden ne zaman kurtulacağız?' dediğinde Üstad'ın verdiği cevap manidardır: 'Siz bu yolda hancı, ben de yolcu olduğum müddetçe kurtulamayacaksınız' dedi. Basiretli, dirayetli duruşuyla Anadolu'nun cesur evlatlarına rehberlik etti. Rabbim kendisinden razı olsun. Her fırsatta ifade ettiğim bir hususu bugün tekrar ifade etmek istiyorum. Bu topraklar onlarca asırdır ilmin, hikmetin ve erdemin o geniş teknesinde yoğrulmuştur. Bu topraklarda doğmak bize Allah'ın lütfudur. Bu hakikati ancak nasipli olanlar idrak edebilir. Sizler derin bir tekamülün, köklü bir birikimin temsilcilerisiniz. Fikir ve sanat eserlerinizle, örnek duruşunuzla bu emaneti hakkıyla omuzladığınız için her birinize yürekten teşekkür ediyorum. Üstad'ın hatırasına sahip çıkarak bu ödül törenini tertip eden Star gazetesini ve Kültür Bakanlığımızı hassaten tebrik ediyorum. Birazdan ödüllerini takdim edeceğimiz yazarlarımızı, şairlerimizi ve fikir emekçilerimizi şimdiden tebrik ediyorum. Medeniyet köklerinden kopmamış, sinesinden çıktığı millete gönül bağını kesmemiş şairler; halkın ve hakikatin zamanı aşan coşkun sesidir. Onlar, birbirini ismen, şeklen ve ruhen tanımayan insanlar arasında kelimelerle bağ kurar, yol açar, yoldaş olurlar. Mısralarıyla milli şuuru besler, milli kimliğin ihyasına hizmet ederler. Üstad tam olarak böyle bir şairdir.
'Ayasofya'yı açmak bu fakire nasip oldu'
Necip Fazıl'ın Ayasofya anısını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan ''Sultanahmet Meydanı’nda, malum Su Kulesi, Üstat konuşuyor; bu fakir de o gün takdimini yapıyor. Eliyle Ayasofya’yı gösteriyor: 'Bir gün açılacak, bir gün açılacak' diyor. Allah’a hamdolsun, Üstat ufku böyle açık bir insandı ve oradan o şekilde haykırırken takdim etmek bize, açmak da bu fakire nasip oldu. Üstat’ın zamanı aşan şiirleri bizi anlatır, davamızı, ülkümüzü anlatır. Derinlerdeki cevherimizi ortaya çıkarır. Necip Fazıl, şiirleriyle ve fikirleriyle önder olan bir aksiyon adamı olabilmiştir. Çünkü Üstat, bentleri yıkıp atan şiirleriyle milletin yüreğine ayna tutabilmiştir. Üstat’ın en büyük kavgası, bu milletin geleceğine kasteden ve toplum mühendisliğine soyunanlara karşı olmuştur. Üstat’ın ideal gençliği, 'Zaman ve mekan bana emanettir' şuurunda bir gençliktir. İfade bu. Gerçek hürriyeti, Hakk’a kullukta gören bir gençliktir. Üstat, hakir görülen, değersiz gösterilen milletimizin hasretlerine seslenmiştir. Bu hasretleri söz ve fikir sancağı haline getirmiştir. Şiirleriyle milletimizin yüreğindeki korları dışarı çıkarmış ve işaret fişeklerine dönüştürmüştür. Yaktığı meşale bize yol göstermeye devam edecektir'' açıklamasında bulundu.
'Üstat, ötelerin ve sezişlerin insanıydı'
Ünlü Şair Necip Fazıl Kısakürek'in yaşadığı çalkantılı hayata, girdiği polemiklere, maruz kaldığı siyasi baskılara, hapis cezalarına ve şeker hastalığına rağmen başarılarını sürdürdüğüne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: Mevla, gençlerimiz başta olmak üzere bizleri ve milletimizin her bir ferdini bu yolda sabit kadem eylesin diyorum. Duygu ve düşünce dünyamız, içinde yaşadığımız toplumla bazen birleşen, bazen de farklılaşan en bariz vasfımızdır. Üstadı yakından tanıyanlar, onu herkesten farklı kılan 3 önemli özelliğinden bahseder. Bunlardan ilki; yaşadığı çalkantılı hayata, girdiği polemiklere, maruz kaldığı siyasi baskılara, hapis cezalarına ve şeker hastalığına rağmen dinç bir vücut ve kafa yapısını muhafaza edebilmiş olmasıdır. Onun her şeye rağmen eğilmeyen kişiliği, takdir ve hayranlıkla yad edilmiştir. İkinci vasfı; emsalsiz sanatkarlığıdır. Edebiyatın her sahasına mührünü vurduğu gibi, siyasi ve tarihi konulara dahil yazdığı eserlerle de yaşadığı dönemin gündemini belirlemiştir. Üstat, 'Şairlerin Sultanı' unvanına layık görülmüştür. Üstat, ötelerin ve sezişlerin insanıydı. Üçüncü özellik ise, kendi lisanıyla, 'her şeyin künhüne vakıf olma' arzusudur. Bir sohbetinde Peygamber Efendimizin cümleleriyle, 'Ya Rab, bana eşyanın hakikatini olduğu gibi göster' diye dua etmişti. 'Anladım işi, sanat Allah’ı aramakmış. Marifet bu. Gerisi yalnız çelik çomakmış' Her konuda derinlemesine tefekkür ettiğini onun tüm eserlerinde hissedersiniz. Böyle bir fikir adamının mirasını yaşatmak için 2014’ten bu yana düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri’ni, milli değerlerimizin genç kuşaklara aktarılması noktasında çok değerli görüyorum.