9639,77%0,04
34,65% 0,04
36,64% 0,77
2940,13% 0,30
4905,75% 0,54
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ödül Töreni"nde konuştu
ANKARA- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ödül Töreni"nde yaptığı konuşmada "Hattatların kalemleriyle, ozanların mızraplarıyla yaptıkları dokunuşlar, tam bin yıldır bu topraklara milletimizin mührünü, nakşediyor." ifadelerini kullandı.
Modern kültür endüstrisinin tüm araçlarıyla milletin ve farklı toplumların kültürel birikimine saldırdığı bir dönemin yaşandığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünlerde sanatçıların kültür mirasını ve medeniyet değerlerini yaşatmak adına verdiği mücadeleyi son derece kıymetli bulduğunu söyledi.
Türkiye'nin her ilinde, ilçesinde yaşayan insan hazinesi vasfına haiz, nice insanın, değerin bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu insanlarımız, becerileriyle, ortaya koydukları ürünlerle ülkemize ve dünyaya eşsiz eserler kazandırıyorlar. Her fırsatta hatırlatıyorum, aslında gönülle yapılan, alın teriyle üretilen, emekle, sabırla ve göz nuruyla işlenen her şey sanattır, sanat eseridir. Asli değerlerimize, mirasımıza sahip çıkan, onu yaşatmak, yeni kuşaklara aktarmak için ömür harcayan insanlarımızın her biri de esasen yaşayan birer hazinedir.
"Unutulmaya yüz tutmuş değerlerimiz aşk ile ayakta tutuluyor"
Şeyh Sadi Şirazi'nin Bostan ve Gülistan isimli eserinde hikmet ehli bir zatın çocuklarına "Canım yavrularım, hüner öğrenin. Dünya malına, altına, gümüşe, makam ve mansıba itimat etmeyin. Zira hüner, suyu kesilmez bir çeşmedir. Ebedi bir devlettir. Hünerli kimse nereye gitse şerefiyle, izzetiyle gider ve meclisin baş köşesine oturur." nasihatinin yer aldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Evet, dilimizde ustalık, maharet, marifet, beceriklilik anlamında kullandığımız hüner kelimesinin bir anlamı da sanattır. Milletimiz manevi ihtiyaçları karşılayan eserlerin ustalarına sanatkâr, maddi ihtiyaçları karşılayan eserlerin ustalarına ise zanaatkâr demeyi tercih etmiştir. Sanat da zanaat gibi insanlık tarihi kadar derin bir maziye sahiptir. Millet olarak biz de sanatın birçok dalında tarihin en iddialı eserlerini vücuda getirmek suretiyle asırlar içinde Türk sanatını inşa ettik. Bizim sanat tarzımız, tıpkı hayat tarzımız gibi, inanç ve düşünce tarzımız gibi millet olmamızı sağlayan temel unsurlardan biridir. Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki hattatların kalemleriyle, nakkaşların fırçalarıyla, ustaların çekiçleriyle, ozanların mızraplarıyla yaptıkları dokunuşlar tam bin yıldır bu topraklara milletimizin mührünü, ruhunu, değerlerini nakşediyor."
"Rabbim sayılarını artırsın"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir sanat hakkında fikir sahibi olmak için o sanatı var eden ve maharetle işleyen milleti tanımanız icap eder" dendiğini belirterek, "Bakınız hat, tezhib, ebru, talika, minyatür, sedefkarlık, çömlekçilik, çinicilik, dokumacılık, kispet, kaval, tulum, bağlama ustalığı gibi onlarca sanat, iletişim teknolojilerinin yön verdiği bir çağda hâlâ yaşıyor, hâlâ nesilden nesile aktarılmaya devam ediyor. Bundan ne kadar memnuniyet duysak azdır. Bunun sırrının da şu olduğuna inanıyorum Allah vergisi maharetlere sahip nice sanatçı üstadımız görüyor ki unutulmaya yüz tutmuş olan değerlerimizi aşk ile ayakta tutuyor." ifadelerini kullandı.
Dijitalleşmenin ekonomiden finansa, kültürden haberleşmeye kadar her alanı kuşattığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yapay zekânın hangi işleri yapabildiğini, neleri başarabildiğini, kimi zaman heyecanla kimi zaman da endişeyle takip ediyoruz. İletişim ve ulaşım imkânlarının ilerlemesinin sonuçlarından biri dijital teknokültürdür. Bu yaygınlaşıyor. Bu kültürün ayırıcı özelliği ise trend denilen tek tipleşmedir. Tüketime dayalı neoliberal sistem, yerel zenginliği, bu çeşitliliği, müktesebatı ya yok saymakta ya da ticari meta hâline getirerek içini boşaltmaktadır." diye konuştu.
Küreselleşmeyle kültürel bir yozlaşmanın da dünyayı etkisi altına aldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuşaktan kuşağa aktarılarak bugünlere getirilen nice geleneksel kültür unsurunun ziyan edilmesini ve tarihin tozlu raflarına kaldırıldığını görmenin kendilerini ziyadesiyle yaraladığını bildirdi.
"Zenginliğe, çok sesliliğe, farklı geleneklere sahip çıkmak, aynı zamanda maziden atiye köprü kurmak demektir." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"İster para ister çıkar ister ideoloji adına yapılsın. Tek tipleşmenin varacağı yer kültürel çoraklaşmadır, çölleşmedir. Biz bir dönem bunun acısını çekmiş, faturasını ödemiş bir ülkeyiz. Milletine tepeden bakan, kendi değerlerinden, kültüründen adeta tiksinen, Batı'dan çok Batıcı zihniyetin, Türkiye'nin kültür hayatında açtığı yaralar hâlen kapanmadı. Kültürel inkâr politikalarının en büyük zararı maalesef zihinlerde oldu. Bugün Avrupa'nın, Amerika'nın, Uzak Doğu ülkelerinin müzik listelerini ezbere bilen, sanatçılarını tanıyan ama kendi tarihinden birkaç bestekârın, aşığın söz ve saz üstadının ismini bilmeyen insanlarımızı gördükçe belli bir döneme damgasını vuran inkâr politikalarının yol açtığı tahribatı, evet, çok daha net görebiliyoruz. K-Pop'u çok iyi bilen ama Cem Karaca'ya, Barış Manço'ya, Neşet Ertaş'a, Kayahan'a daha nice bu toprakların sesi, soluğu olan sanat yıldızımıza aşina olmayan gençlerimizi gördükçe elbette endişeleniyoruz, üzülüyoruz, kendimizi sorguluyoruz çünkü bizler hemen her alanda insanlık tarihine mührünü vurmuş, zengin kültür varlığına sahip bir milletiz."
"Tarihimizin en yoğun çalışmalarına imza attık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatanın her köşesinde çeşitli medeniyetlerin izlerini taşıyan şaheserlerin, sanat ürünlerinin bugün de görenleri kendine hayran bıraktığına işaret etti.
Türkiye'nin mimari eserleriyle, musiki gelenekleriyle, el işi sanatlarıyla, edebi ve kültürel ürünleriyle yalnızca mücavir coğrafyasında değil, dünyada parmakla gösterilen bir konumda ve haklı bir şöhrete sahip olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son 100-150 yılda maruz kaldıkları talana, yıkıma ve kültürel soykırıma rağmen ecdat yadigârı eserler, Balkanlar'dan Afrika'ya Kafkaslar'dan Orta Doğu'ya kadar gönül coğrafyamızın dört bir köşesini aydınlatıyor. Daha burada saymaya kalksak saatler alacak nice kültür varlığı ve eserle mücehhez bir ülkeyiz. Tek eksimiz, uzun yıllar boyunca elimizin altındaki bu eşsiz hazinenin kadri kıymetini yeterince bilemedik. Hükümetlerimiz döneminde attığımız adımlarla bu ihmalkârlığa son verdik. Eserlerimizin korunmasını, muhafaza altına alınmasını, restore edilerek tüm insanlığın istifadesine sunulmasını, kültür ve medeniyetimizin omuzlarımıza yüklediği sorumluluklardan biri olarak gördük.
Ecdadın mamur ettiği şehirlerdeki mimari eserlerimizi ve kültür mirasımızı yaşatmak adına önemli faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Vakıflar Genel Müdürlüğü, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler Başkanlığı gibi kurumlarımızın çalışmalarıyla kültür mirasımızı koruyoruz. Sadece yurt dışında değil Anadolu'da da saklı bulunan bu kültürel mirasın gün yüzüne çıkarılması için canla başla çalışıyoruz. Bilhassa arkeoloji alanında tarihimizin en yoğun çalışmalarına imza attık."
"12 bin tarihi eserimizi ait olduğu topraklarla buluşturduk"
Kazı faaliyetleriyle 60 yılda tamamlanabilecek arkeoloji çalışmalarını 4 yıla sığdırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışına kaçırılan binlerce tarihi eserin yerlerini tespit edip bu eserleri tekrar ülkeye getirmek için gerekli çalışmaları hızla başlattıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Böylece toplam 12 bin tarihi eserimizi ait olduğu bu topraklarla, milletimizle buluşturduk. Bundan sonra da bize ait olanı korumaya, çalınanı bulup getirmeye, yurt dışındaki müşterek kültür varlığımızı ihya etmeye devam edeceğiz. Nasıl bir ağaç kökleriyle yaşarsa işte biz de millet olarak köklerimize sıkı sıkıya tutunmaya çalışıyor, değerlerimizle bağımızı sağlam tutuyoruz. Sizler, kültürel bakımdan geçmişin hatalarıyla birlikte küresel olarak da çok yönlü bir kuşatma altında olduğumuz bu günlerde kültür mirasımızın devam etmesi, yaşatılması noktasında çok hayati roller üstlenmektesiniz. Aşkla, tutkuyla, yüksek bir sorumluluk bilinciyle icra ettiğinize inandığım sanat faaliyetlerinizle sizler, tüm kalbimle ifade etmek isterim ki bizim millî kültürümüzü yeşerten hayat pınarlarımızsınız. Rabbim ortaya koyduğunuz tüm eserleri kalıcı, müessir ve bereketli kılsın. Gelecek nesillere daha güçlü ve daha zengin bir kültür hazinesi bırakmayı bizlere nasip eylesin diyorum."
Ödül tevdi edilecek kurum ve sanatçıları canıgönülden tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybeden usta ve sanatçılara rahmet, hayatta olanlara sağlıklı, hayırlı ve bereketli bir ömür diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine teşriflerinden dolayı sanatçılara teşekkür etti.
25 yaşayan insan hazinesi ve 3 sanat kurumu ödül aldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmanın ardından "Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ile Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülleri" sahiplerine verdi.