Milletimize 27 Mayıs sendromunu yaşatanlara söyleyeceklerim bu satırlara sığmaz. 
 Milletin oyuyla iktidara gelmekten, her seçimi kazanmaktan, 10 yıl içinde bir çağı kapatıp yeni bir çağ açmaktan, kuvvetler birliğine dayalı 1924 anayasasına ve o devirdeki hukuk sistemine bağlı kalarak ülkeyi yönetmekten başka bir suçu ve günahı olmayan milletimizin sevgilisi Adnan Menderes ve iki bakanımızı idama götüren kahrolası bir darbenin 64. yılındayız. 
 Oy hırsızları, milli irade eşkiyaları tarafından Türkiyemiz  verilen zararları anlatmak da bir gün.

 Yassıada "alçak adaletsizlik divaninda" hakimler tarafından değil hakim cübbesi giymiş cellatlar tarafında katledilen Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan'ı ve Yassıada da ölüme giderken bile iki kişinin haricinde birbirlerine ihanet etmeyen, mertçe yiğitçe kahramanca birbirlerine sahip çıkan o dönemdeki bakanlarımızı, milletvekillerimizi genel idare kurulu üyelerimizi, il ve ilçe başkanlarımızı, ve özellikle sözde mahkeme başkanının bir milletvekiline "siz o kanun oylanırken yurt dışındaymışsınız, size ceza vermiyoruz"demesi üzerine "o gün yurt dışında olmasaydım o kanuna ben de kabul oyu verecektim, banada ceza verin" diyerek meydan okuyan milletvekilimizi rahmetle minnetle anıyorum. Mekanları cennet olsun.

 DYP iktidarında Menderes’in heykeli TBMM'nin kapısına dikilecektir.

 27 Mayıs sendromumuz bununla da kalmıyor. 
 27 Mayıs 2007 de yapılan partimizin büyük kongresinde misyonumuzu terkedildigi yetmiyormuş gibi DYP adı da kaldırılmış ve tabelalardan indirilerek çöpe atılmıştır.

 Başkaları tarafından bozulan DYP'mizin genlerini düzeltip fabrika ayarlarına getirmek üzereyiz. 
 Allah yardımcımız olsun. 
Çetin ÖZAÇIKGÖZ 
Genel Başkan