10914,10%-1,32
42,08% 0,00
48,36% 0,07
5340,22% 0,20
8820,78% 0,00
İNGİLTERE- 05.11.2025- Nature dergisinde yayımlanan yeni araştırmaya göre, Rochester Üniversitesi’nden bilim insanlarının öncülük ettiği ekip, Grönland balinalarında ‘CIRBP’ adlı bir proteinin diğer memelilere kıyasla 100 kat daha yüksek oranda bulunduğunu keşfetti.
Bu protein, DNA'nın iki iplikli yapısında meydana gelen ve genetik hasara yol açan kırıkları onarıyor.
Araştırmanın kıdemli yazarı Vera Gorbunova, “Bu çalışma, insan ömrünün ötesinde bir yaşamın biyolojik olarak mümkün olduğunu gösteriyor” dedi ve ekledi:
İnsanlardan daha uzun yaşayan tek sıcakkanlı memeliyi inceleyerek, uzun ömürlülüğün ardındaki genom koruma mekanizmalarını anlamamızı sağlayacak veriler elde ettik.
Kanser riskleri de düşük
Bilim insanları, balinaların olağanüstü uzun ömürlerini kanser riskinin düşük olmasıyla da ilişkilendiriyor. Başlangıçta araştırmacılar, bu canlıların hücrelerinde kanser oluşması için daha fazla ‘onkogenik darbe’ (yani kansere yol açan genetik mutasyon) gerektiğini düşünüyordu.
Ancak sonuçlar bunun tersini gösterdi: Grönland balinaları, genetik hasarı en baştan neredeyse hiç biriktirmiyor.
Hücreye eklendiğinde DNA onarımı hızlandı
Ekip, balina dokularını incelediğinde CIRBP proteininin çok yüksek yoğunlukta bulunduğunu gördü. Bu protein insan ve meyve sineği hücrelerine eklendiğinde DNA onarımı hızlandı ve hücrelerin yaşam süresi uzadı.
İlginç bir şekilde, düşük sıcaklıkta bu proteinin üretimi daha da artıyor. Bu da Arktik koşullarda hayatta kalmak için evrimleşmiş bir mekanizmayı işaret ediyor.
'Özgün bir mekanizma'
Grönland balinaları 60 metreye ulaşan boyları ve 100 tona varan ağırlıklarıyla laboratuvar ortamında incelenemeyecek kadar büyük.
Ayrıca bazı popülasyonları tehlike altında olduğundan, örnek toplamak da kolay değil. Ancak bilim insanları, bu uzun ömürlü canlıların genetik sırlarını çözmenin insanlarda yaşlanmayı yavaşlatacak yeni tedavilerin önünü açabileceğini düşünüyor.
Gorbunova, “Grönland balinalarında bu proteinin olağanüstü seviyelere çıkması, evrimsel olarak çok özgün bir mekanizma. Şimdi aynı yolu insanlarda da harekete geçirip geçiremeyeceğimizi anlamaya çalışıyoruz” dedi.
Bilim dünyasına göre, eğer bu mekanizma insan biyolojisine uygulanabilirse, bir gün 200 yıl yaşamak artık sadece bilim kurgu konusu olmayabilir.