İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Ulusal Kanal’da Ege Bölge Temsilcisi Muhammed Çopur, SKM Türk İmtiyaz Sahibi Yusuf Aktaş ve Avrupa Gazeteciler Derneği İzmir Temsilcisi Bora Koçu’nun sorularını yanıtladı. Tugay, kutuplaşmadan ekonomi yönetimine, çöp krizinden yangınlara, işçi haklarından milli müze projesine kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulundu. Her soruya açık ve net cevap veren Tugay, “Bu çaba başarıya ulaşırsa bir anlamı olacak. Başarısız olursak çok önemli bir fırsatı kaçırmış olacağız. Ben harcanmaya razıyım. Yeter ki doğru noktaya gidelim.” diyerek dikkat çekti.

 “Bu milletin evladı olarak doğmaktan şeref duyarım”

Dr. Cemil Tugay, “Nasıl bir belediye başkanı olmak istiyorsunuz?” sorusuna samimi ve milli duygularla cevap verdi:

“Ben kimseye benzemem demem. O değerlendirmeyi halk yapar. Cerrahken, mesleğimin zirvesindeyken bırakıp belediye başkanlığına geçtim. Çünkü ülkenin içinde bulunduğu durumu iyi görmedim. Yurt dışında doktorluk yaptım, ülkemize küçümseyerek bakanlara tanık oldum. Çok rahatsız oldum. Bu milletin tarih boyunca süzülen büyük bir medeniyet birikimi olduğunu biliyorum. Yüce Yaradan beni bin defa dünyaya gönderse, hepsinde yine bu milletin bir ferdi olarak doğmak isterim. Öğretmen ve Kıbrıs Gazisi bir babanın evladıyım. Atatürk ve Türk bayrağının gölgesinde büyüdüm.”

 “Siyaseti takım tutar gibi yaparsak bu millete yazık ederiz”

Dr. Cemil Tugay, Türkiye siyasetindeki kutuplaşma ve sert dil üzerine net bir eleştiride bulundu:

️ “Siyaseti takım tutar gibi mi yapacağız, yoksa halkın sorunlarını çözmek için mi? Benim davam, haksızlığa uğrayan kim varsa onun yanında durmak. Bu ülkede hangi görüşten, etnik kökenden, dinden olursa olsun insanların kimsesiz bırakıldığını görüyoruz. Devletin herkese eşit sahip çıkması gerek. Belediye başkanı olarak görevim, önyargıları bir kenara bırakmak ve herkesin sesini duymak. Kafadan ‘şu partililer kötüdür’ anlayışıyla hiçbir yere varamayız. Millet kutuplaşmaktan bıktı. İnsanlar çözüm istiyor.”

 “Uzlaşı siyasetinin parçası olmak isteyenler var; ben çaba harcamaya devam edeceğim”

“Gerçek dışı, çarpıtılmış söylemlerle konuşmayı tercih eden siyasetçiler var ama aynı zamanda samimiyetle uzlaşı siyasetinin bir parçası olmak isteyenler de var. Ben yapıcı bir tutumla, insan kazanarak, çözüm üretmeye çalışan bir lider olmak istiyorum. Bu ülkede kavga ederek değil, birlikte çalışarak kazanabiliriz.”

 “Belediye başkanı olduğum için saldırıyorlar; eleştiriyi iş üzerinden yapın, saç dökülmemden değil”

️ “Kilomdan ya da saç dökülmemden dolayı bana saldıranlar oldu. Bunlar hasta ruhlu insanlar. Bir belediye başkanına iş üzerinden eleştiri yapılır. Bu görevi yapmasam kimsenin hedefi olmazdım. O yüzden duygusal değil, görev odaklı düşünmek zorundayız. Siyasette bunları kişisel almamak gerek.”

“Gece gelen bir mesaj, bir moral desteği bana dünyaları veriyor”

️ “Siyasi yalnızlık zor bir şey ama hiç yalnız hissetmedim. Gece vakti tanımadığım birinden gelen bir mesaj, tüm yorgunluğumu alıyor. Siyaseti özel kılan da bu. Herkesin iyi bir yaşamı hak ettiğine inanıyorum. Adil olmalıyız. Her isteğe ‘evet’ diyemeyiz ama her isteğe adaletle bakmak zorundayız.”

“Yeni nesil belediyecilik: Bilim, planlama, teknoloji ve halkçı yönetim”

️ “Belediyecilik iki şeye dayanır: İnsan kaynağı ve mali denge. Türkiye’de kamu kurumlarında israf var. Bakan bile ‘kamu obezleşti’ dedi. Bu yapıyı verimli hale getirmemiz gerekiyor. Planlı, öngörülü, teknolojiye açık, katılımcı bir yönetim anlayışına geçiyoruz. Ziraat odalarıyla toplantılar yaptık. İzmir’in tarımsal geleceğini bilim insanlarıyla birlikte planlıyoruz.”

️ “İzmir artık çöpü rastgele atmayacak; sıfır atığa geçiyoruz”

 “Çöp üretimini azaltmalıyız. Organik atıkları kompostlayacağız, geri dönüşebilirleri ayrıştıracağız, kalanları yakarak bertaraf edeceğiz. Bu hem çevreci hem ekonomik bir yaklaşım. Türkiye tarım toprakları organik madde bakımından fakir. Biz bu atıkları toprağa geri kazandırarak tarımı da destekleyeceğiz.”

 “Minicik tasarruflar değil, tarımda yapısal değişiklik şart!”

️ “Su krizinin sebebi bireysel tüketim değil, tarımsal kullanım. İzmir’de suyun yüzde 78’i tarıma gidiyor. Büyükbaş hayvanlar için dikilen yem bitkileri, teşvik edilen silajlık mısır gibi yanlış politikalar var. Asıl tasarruf tarımda olmalı. Devletin tarım politikalarını revize etmesi gerekiyor. Belediyelerin bu alanda yetkisi sınırlı ama çözüm için çalışıyoruz.”

 “Yangınlar artık çok daha tehlikeli; OGM ile birlikte hareket etmeliyiz”

️ “Artık sıradan yangınlar değil, durdurulamayan devasa orman yangınları yaşıyoruz. İtfaiyemiz orman arazilerine giremiyor. Bu nedenle özel araç siparişi verdik. Bu devletin meselesi ama biz de elimizi taşın altına koyuyoruz.”

 “TOKİ evleri yerine köylülerin alışık olduğu evleri yapalım”

 “Yanan 400’ün üzerinde ev var. TOKİ’ye ‘tek tip ev’ yerine, köylünün alışık olduğu tarzda, yangına dayanıklı, kendi evini yapabilmesi için destek verelim dedim. Sayın Bakan da bu öneriye sıcak baktı. Kampanya için valilikten onay bekliyoruz.”

 “Sendika kamu kurumunu çökertemez, halkın hizmetini aksatamaz”

️ “Sendikaya, işçilerin örgütlenmesine karşı değilim ama kamu hizmetini kilitleyen, gerçek dışı zam talepleriyle belediyeyi çökertmeye çalışan yaklaşıma boyun eğmedim. Geçmiş dönemde yapılan yüksek zamlar emsal gösterilemez. Kurumu birlikte ayakta tutmak zorundayız.”

 “Tutuklamalarla hiçbir ilgimiz yok; suç duyurusu değil bilgilendirme yaptık”

“Ne Sayın Tunç Soyer’i ne il başkanımızı şikayet ettik. İç denetimde ortaya çıkan bazı uygulamalar bilgi amaçlı savcılığa bildirildi. Kooperatiflerle ilgili tek çabamız inşaatların tamamlanmasıdır.”

 “Bir ailenin çocuğu olmak nedir bilirim; bu sorumluluğu taşıyorum”

 “İşini kaybeden bir babanın, annenin endişesi çocuklara yansır. Ben bu duyguyu kendi hayatımdan bilirim. O yüzden alınan kararlarda insan tarafımı asla kaybetmiyorum. Ama doğruların da arkasında duruyorum.”

“Lobi saldırıları kurultaydan sonra başladı”

️ “Kurultayda değişim için mücadele ettik. Bu yüzden belli gruplar sistematik olarak bana saldırıyor. Sosyal medya üzerinden hedef gösteriliyorum. Ama bu bizim halk için verdiğimiz mücadelenin bedeli.”

 “İZBAN’da çift başlılık son bulmalı”

 “İZBAN örneği Türkiye’de başka yok. Kağıt üzerinde eşit ortaklık var ama pratikte belediye taşın altına elini koyuyor, TCDD söz sahibi oluyor. Ya belediye devralsın, ya tamamen TCDD işletsin. Bu şekilde sürdürülemez.”

️ “Milli Mücadele Müzesi İzmir’de şart!”

 “İzmir işgale direnişin başladığı, 9 Eylül’de sonlandığı yerdir. Bu kentin tarihiyle yaşayan bir müzesi olmalı. Her çocuk tarihini, bağımsızlık mücadelesini, bu milletin büyüklüğünü öğrenerek büyümeli.”

️ “2025’te zorunlu ama önemli projeleri tamamlayacağız”

“Onat Tüneli, Eşrefpaşa Hastanesi, Dostluk Bulvarı, kentsel dönüşüm projeleri, kooperatif konutları ve yeni otobüs alımları 2025 yılında tamamlanacak. Halkın öncelikli taleplerine göre ilerliyoruz.”

“Türkiye’nin en büyük sorunu: Gençlerini kaybediyor”

“Yetiştirdiğimiz gençler yurtdışına gidiyor. Bu beyin göçünü durdurmalıyız. İkinci en büyük sorun siyasetteki çatışmacı dil. Üçüncüsü iklim krizi. Bu üç sorunu çözmeden ülkenin geleceğini garanti altına alamayız.”

KAYNAK: https://izmirtumedhaber.org.tr/dr-cemil-tugaydan-ulusal-kanalda-tarihi-aciklamalar-ben-harcanmaya-raziyim-yeter-ki-dogru-olan-yapilsin/