ANKARA- AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısından sonra 10’uncu Yargı Paketi’nin önümüzdeki günlerde Meclis’te görüşülmesinin beklendiği ve “Genel Af” konusunun görüşüldüğüne ilişkin, “Bu Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan yargı reformu çerçevesinde ceza adaletin sağlanması ile ilgili konular var. Yani işte infaz düzenlemeleri ile ilgili, ceza belirlenmesi çerçevesinde hasta, yaşlı tutuklular ve çocuklarla ilgili düzenlemeler gündeme alınan konular var. Bugün akşamda bir toplantı yapacağız bununla ilgili olarak” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilen MKYK toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik, konuşmasına, bugün hayatını kaybeden İlhan Şeşen’in ailesine başsağlığı dileyerek başladı. Çelik, “Değerli bir sanatçımızdı. Allah'tan rahmet diliyoruz, mekanı cennet olsun” dedi.

Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e ilişkin eleştirilerde bulunarak, “CHP Genel Başkanı Özgür Özel, siyasi hayatımızın en absürt işlerinden birine imza atarak AK Gençliği, Cumhurbaşkanımızdan farklı tutuma çağırmış. AK Gençliği, Özgür Özel kendi partisi içindeki hiziplerden biri sanmış. AK Gençlik, Cumhurbaşkanımızın en kararlı takipçilerinin başında geliyor. AK Parti sürekli sahada zaten” dedi.

“Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ediyoruz”

Çelik, Suriye’de yaşanan gelişmeler ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara’nın ziyaretine ilişkin şunları söyledi:

“Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın yakından takip ettiği üzere yaptırımlarda ileri noktalara gelindi. Trump da yaptırımların kalkmasında cumhurbaşkanımızın verdiği önemi bilerek olumlu tutum aldığını bildirdi. Suriye'ye siyasi biçim çizmek değil bu kritik günlerinde Suriye halkının yanında olmak. Esas olan bütün grupların birlik halinde yaşaması noktasında yüksek iradenin ortaya çıkması. Bu dönemde Suriye’ye dayatmalarda bulunmak değil; Suriye’ye herhangi bir şekilde siyasi bir biçim çizmek değil esas olan Suriye halkının, bu kritik günlerdeki yürüyüşünün yanında olmak. Suriye’nin, birliği, bütünlüğü, egemenliği, bütün etnik grupları ve mezhep gruplarının birlik ve beraberlik içerisinde yaşaması noktasında yüksek bir iradenin ortaya çıkmasını sağlamaktır.

Suriye’de özellikle hem toplumsal hayatta bütün etnik ve meslek gruplarının özgürlüğünün sağlanması, bütün dini grupların güvence altında olması, azınlıkların güvence altında olması, kadın hakları konusunda güvencenin tam olması, aynı zamanda etnik ve mezhep grupları arasında fitne tohumları ekmeye kalkanlara karşıda son derece duyarlı olunması, şimdiye kadar gösterilen hassasiyetler bakımından son derece önemlidir. Şimdiye kadar da Cumhurbaşkanı Şara ve ekibi, tüm ulusal kesimlerle son derece sağlıklı diyaloglar geliştirme açısından çok iyi bir süreç yürüttüler. Bundan sonrasına Suriye’nin yanında olmak, Suriye’nin birliğine, diline ve istikrarına katkı sağlamak, bölgesel barış açısından da Suriye’nin geleceği açısından da en doğru iş olacaktır.”

“Netanyahu ve ekibinin, katliamcı politikasını Suriye’de de genişletme çabası var”

“Şimdi gelinen noktada hem bölge barış hem dünya barışı açısından önemli bir noktaya gelindiğini görüyoruz” diyen Çelik, bölgede istikrarsızlaştırıcı tek unsurun İsrail olduğunu belirtti ve şu ifadeleri kullandı:

“İsrail, en son yine Kuneytra’da tanklarıyla bir hareket yaptı. İsrail saldırganlığı, Suriye ve bölge barışına tehdit eden birinci etmendir. Bugüne kadar İsrail’in güvenliğinde sağlayan herhangi bir sonuç doğurmamıştır bu. Tüm bölgenin güvenliğini riske atan Netanyahu ve ekibinin, katliamcı politikasına Suriye’de de genişletmek çabasından başka bir şey değildir. Dolayısıyla gerçekten uluslararası toplumun istikrar isteyen üyelerinin ve burada düzenin tesis edilmesi gerektiğini düşünen üyelerinin, Suriye’de İsrail saldırganlığına da set çekme konusunda daha hassas davranmaları gerekir.

Şimdiye kadar olduğu gibi DEAŞ’ı bahane ederek, terör örgütlerini terör örgütlerine karşı kullanma, DEAŞ’ı bahane ederek, bir takım terör örgütlerine, birtakım alanlar açma gibisinden yanlışlıkların da önüne geçilmesi gerekir. Dolayısıyla Suriye’nin istikrar konusundaki bütün bu adımları hassasiyetle takip ettiğimizi ve bundan sonrasında da aynı desteği vereceğimizi ifade ediyoruz.”

“Hem siyasi iradenin net olarak ortaya çıkma sen de somut adımların atılması gerekiyor”

Uluslararası toplumun İsrail’in saldırganlığına ses çıkarması ve somut adımların atılması gerektiğini savunan Çelik, şunları söyledi:

“Bütün dünyanın gözünde İsrail’in soykırım katliam siyaseti, maalesef her gün yeni acılara imza atarak devam ediyor. Bunun durdurulması ile ilgili herhangi bir irade, ortaya çıkmış değil uluslararası toplum tarafından. Fakat artık herkesin net gördüğü bir şey var; bu Netanyahu ve ekibinin, uluslararası hukuk önünde yargılanmaktan kaçmak ve tamamen kişisel durumlarını garanti altına almak için on binlerce çocuğu ve insanı katliama gönderdikleri bir soykırım faaliyetidir. İngiltere, Kanada ve Fransa’nın yaptıkları ortak açıklamada, İsrail’e karşı birtakım adımlar atabilecekler uyarısında bulunmaları son derece kıymetlidir. Yine İngiltere’nin İsrail’e gerçekleştirdiği ticaret anlaşması müzakerelerini askıya alması son derece önemlidir. Avrupa Birliği’nden ve dünyanın çeşitli yerlerinden seslerin bu kadar net olması da önemlidir. Ancak esas olan somut adım atılmasıdır.

Burada hem siyasi iradenin net olarak ortaya çıkma sen de somut adımların atılması gerekiyor. Siyasi irade açısından bu katliama karşı çıkan devletlerinin Filistin devletini tanıması da son derece önemli bir mesaj olacaktır. Somut adım ben uluslararası toplumun ortak iradesiyle ve bu iradenin bütün bu katliamlara karşı çıkanlar tarafından sahiplenilmesi ile atılmaz son derece kıymetli olur.”

“Gündemimizin en önemli maddesi Terörsüz Türkiye maddesi”

“Gündemimizin en önemli maddesi Terörsüz Türkiye maddesi” olduğunu vurgulayan Çelik, şu açıklamalarda bulundu:

“Terörsüz Türkiye konusunu yakından takip ediyoruz ve sürekli bununla ilgili olarak değerlendirmelerimizi yoğun bir biçimde yapıyoruz. Önümüzdeki noktada gelinen aşamada olması gereken terör örgütünün bütün unsurları ve bütün uzantılarıyla silah bırakması ve kendisini fesih etmiş olmasıdır. Bu fesihle ve silah bırakmayla ilgili yapılan açıklama, somut olarak sahada ve eksiksiz olarak hayata geçmesi gerekiyor. Bu açıdan terör örgütünün finansmanı sağlayan yapıların, terör örgütünün illegal yapılanmalarının, Suriye, İran ve Irak’taki kollarının, sahada ve somut olarak ve Avrupa’daki yapılanmalarının sahada ve somut olarak bu sesli sürecine gerçekleştirmesi ve silahlı unsurlarının silah bırakması esas meseledir.

“Suriye’de de terör yapılanmasının sona ermesi gerekiyor”

Bu çerçevede tabi ki Irak’taki süreçte, Irak hükümeti ile aramızdaki anlaşmalar çerçevesinde diyalog yakın bir şekilde sürdürülüyor. Tabi o diyaloğun neticesi olarak Bağdat’la, Süleymaniye’yle, Erbil’le koordine edilecek konular var. Bu konularda ilerleme sağlanmıştır ve sağlamaya devam ediliyor. Dün Milli İstihbarat Teşkilatı, Türk Silahlı Kuvvetleri, sahada kurdukları mekanizmayla silah bırakma sürecini zorlama mekanizmaları oluşturuyorlar. Bu doğrulama mekanizmaları çerçevesinde silah bırakılıp bırakılmadığı ve bunun ne düzeyde olduğu teyit edilecek. Her aşamada kontrol edilecek. Suriye’de de terör yapılanmasının sona ermesi gerekiyor. Kalan unsurların Suriye Ordusu’nun bir parçası olması gerekiyor. İçeride de İçişleri Bakanlığı’nın kuracağı mekanizmalarla bu takip edilecek.

“Terörsüz Türkiye süreci, terörsüz Orta Doğu sürecine bir ilham kaynağı olabilecek”

Bölgeyi istikrarsızlaştırmak isteyen unsurların, terör örgütlerini kullanması bölgede de büyük istikrarsızlıklar çıkarmaktadır. Bu istikrarsızlıklar giderilmesi açısından da Terörsüz Türkiye süreci, esasında terörsüz bölge, terörsüz Orta Doğu sürecine bir ilham kaynağı olabilecektir.

Bu saatten sonra kim Terörsüz Türkiye'yi sabote etmeye kalkarsa onun ne bağlantıları olduğu görülmüş olacaktır. Dilin sağduyulu şekilde kullanılmalıdır. DEM Parti ziyaretleri çerçevesinde terörsüz Türkiye odaklı meselede sağ duyulu davranılmasını gündemimizde tutuyoruz. Bu süreçlerde itiraz edenlerin de görüşlerini ifade etmeleri siyasetin doğası açısından, siyasetin milletin ihtiyaçlarını gidermesi açısından son derece önemlidir. Biz bir eleştiri ile provokatif söylemi birbirinden ayırt edebilecek deneyime sahibiz.

Siyaset görüntüsü altında sabotaj olması geçmiş dönemde de görülmüştür. Yanlış bir dilin gündemi saptırmasına izin verilmemeli. Yanlış değerlendirmeler yapılabiliyor. Bu yanlış değerlendirmelere en büyük cevap terörsüz Türkiye konusunda kararlı, sabırlı, odağını kaybetmeyen yaklaşım olacaktır. Türkiye'nin milli değerlerinden taviz verildiği söylemlerinin hiçbir geçerliliği yok. Herhangi bir pazarlık yapılmıyor. Vatandaşlarımızın ortak yaşamı çerçevesinde terörü gündemimizden çıkarmaktır. Adlarımız farklı olsa da soyadımız Türkiye Cumhuriyeti'dir.

“Sayın Bahçeli'nin yönlendirmeleri terörsüz Türkiye odağında kalmak için kıymetli”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Terörsüz Türkiye konusunda komisyon kurulması teklifine ilişkin soruya yanıt olarak Çelik, “Sayın Bahçeli'nin yönlendirmeleri terörsüz Türkiye odağında kalmak için kıymetli. Bu süreçte son derece stratejik müdahalelerde bulundu. Bu kadar büyük meselede Meclis'in katkısı önemli ve kritiktir. Meclis'in yapacağı liderlik ve katkısı son derece önemlidir bizim için. Meclis başkanlığı tarafından takvim planlanacaktır” dedi.

“Yargı reformu çerçevesindeki düzenlemeleri olgunlaştırıyoruz”

10’uncu Yargı Paketi’nin önümüzdeki günlerde Meclis’te görüşülmesinin beklendiği ve “Genel Af” konusunun görüşüldüğüne ilişkin değerlenmeleri sorulan Çelik, şunları söyledi:

“Bu konuyla ilgili pek çok tartışmaların, adlandırmaların ne olduğunu biliyoruz. Bu konu şundan ibaret: yargı reformu çerçevesinde ceza adaletinin sağlanması ile ilgili birtakım düzenlemelerden ibaret konu. Bunu olgunlaştırıyoruz. Bugün akşamda bir toplantı yapacağız bununla ilgili olarak. Dolayısıyla bu cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan yargı reformu çerçevesinde ceza adaletin sağlanması ile ilgili konular var. Yani işte infaz düzenlemeleri ile ilgili, ceza belirlenmesi çerçevesinde hasta, yaşlı Tutuklular ve çocuklarla ilgili düzenlemeler gündeme alınan konular var. Bizim açımızdan budur. Bununla ilgili de olgunlaştırır süreci.”