Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre 33 bin 498 hasta sağlığına kavuşmak için organ bağışı bekliyor. Uzmanlar yanıltıcı bilgilerin bağışın önüne geçtiğini vurgularken, beyin ölümü gerçekleşen 10 hastadan sadece 2'sinin organlarının bağışlandığını belirttiler.
Türkiye'de 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası olarak biliniyor. Peki organ bağışında son durum ne? Kaç kişi organ bekliyor? Kaç kişi organlarını bağışladı? En çok hangi hastaların organ bağışına ihtiyacı var? Beyin ölümü nedir? Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de 25 bin 246 hasta böbrek nakli, 2 bin 650 hasta karaciğer nakli ve bin 477 hasta kalp nakli bekliyor. Akciğer ve ince bağırsak gibi diğer organların nakilleri için bekleyen hastalar da eklendiğinde bu sayı toplam 33 bin 498'e ulaşıyor Ancak Sağlık Bakanlığı’nın son 12 yıllık verileri, beyin ölümü gerçekleşen 23 bini aşkın kişiden sadece yüzde 23’ünde organ bağışı yapıldığını gösteriyor. 2028'den beri ise organ bağışları neredeyse yarı yarıya düştü. 85 milyon nüfusa sahip olan Türkiye'de bir yılda sadece 300'e yakın organ bağışı gerçekleşti.
Türkiye'de en büyük sorun kadavradan yapılan bağış sayısının düşük olması. Prof. Dr. Hamdi Karakayalı, Türkiye'de kadavra bağışının son derece düşük olması nedeniyle organ nakillerinin çoğunun canlı vericilerden yapıldığını belirterek, "2024 yılı esas alındığında ülkemizde böbrek ve karaciğer nakillerinin yüzde 90’ının canlı vericilerden yapılması ve kadavra bağışının sadece yüzde 10 gibi düşük bir oranda sınırlı kalması çok üzücü bir durum" dedi.Organ bağışında esas hedefin “kadavradan organ bağışını artırmak” olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karakayalı şu bilgileri paylaştı: Her canlı vericili ameliyat için sağlıklı bir birey de ameliyat ediliyor. Vericinin güvenliği hep birinci sırada tutulup hassasiyet gösterilse de bu ameliyatı yapmak zorunda kalmamak organ nakli ekiplerinin en büyük arzusu. Kadavra bağış oranları, bir ülkenin toplum sağlığı konusunda duyarlılığının en temel göstergelerinden biridir. Her hastanın uygun canlı verici bulamadığı, kalp gibi bazı organ bekleyen hastalarda canlı verici şansı olmadığı ve bekleme listelerindeki ölüm oranları göz önüne alındığında, bu duyarlılığın yaygınlaştırılması çok önemli"
Türkiye'de organ bağışının çok düşük düşük olmasının en temel nedeninin yetersiz ve yanlış bilgiler olduğuna işaret eden Prof. Dr. Karakayalı “Örneğin, beyin ölümünün ne anlama geldiği bilinmiyor. Beyin ölümü ‘beyin fonksiyonlarının geri dönüşsüz bir şekilde tamamen durması’ anlamına geliyor. Beyin ölümü yaşayan kişi tıbben ölü kabul ediliyor ve diğer organları yoğun bakımdaki makine desteğiyle sadece kısa bir süre canlı tutulabiliyor. Organ nakli de ancak bu sürede yapılabiliyor. Bu süreç organ bağışı için kullanılabilecek çok önemli bir dönemdir. ” dedi.
Türkiye'de organ bağışından nakline kadar tüm süreçte en sıkı denetlenen şeffaf bir sistem olduğunu belirten Prof. Dr. Karakayalı, “Organ bağışı konusundaki duyarlılık, deyim yerindeyse bir ülkenin temel medeniyet göstergelerinden biridir. Hassasiyet ve kararlılıkla yaklaşarak, organ nakli ihtiyacı olan kişilere ikinci bir yaşam şansı sunma imkanına sahibiz. Bir gün kendimizin veya bir yakınımızın benzer bir sorunla karşı karşıya kalması durumunda ne yapacağımızı ve ne hissedeceğimizi düşünerek hareket etmemiz karar vermemizi daha kolay hale getirecektir” diye konuştu.
Türk Oftalmoloji Derneği Kornea ve Oküler Yüzey Birimi Başkanı Prof. Dr. Dilek Dursun Altınörs de kornea nakliyle, kornea hastalıklarına bağlı körlüğün önüne geçilebildiğini belirterek, herkesi organ bağışı konusunda duyarlı olmaya davet etti. Kullanılmayan kornea tabakasının başka bir hastanın gözüne nakliyle görmeyen hastalara ışık olunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Altınörs şunları söyledi: Organ nakli hayat kurtarır, kornea nakli gözü kurtarır, görmek hepimiz için çok değerli. Kornea nakli, korneal hastalıkları veya yaralanmaları olan insanların görme yeteneklerini geri kazanmalarına yardımcı olabilir. Bu işlem, görme kaybına neden olan birçok korneal durumu düzeltebilir veya iyileştirebilir. Bir insanın organlarını bağışlamak, umut olmak, yaşamları kurtarmak ve hayatın devam etmesini sağlamak demektir. Bir bağış, birinin hayatında sonsuz bir fark yaratabilir.”
Kornea hastalığı görme kaybına sebep olan hastalıklar içinde üçüncü sırada yer aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Dilek Dursun Altınörs “Kornea nakli bir göz nakli ameliyatı değil, sadece gözün ön yüzeyinde bulunan kornea tabakası değişimidir. Hayatını kaybeden uygun organ bağışçılarının sağlıklı kornea tabakası alınarak hastalara kornea nakli yapılıyor. Nakledilen doku hiçbir şekilde görsel değişikliğe neden olmayan, kayıplarında görsel olarak kötü bir görünüm yaratmayan bir durum. Kornea alımı vefat eden kişide görsel bir değişiklik yapmaz. Alınan sadece saydam bir doku." diye konuştu.
Türkiye Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, Türkiye'de 30 binin üzerinde kişinin organ bağışı beklediğini ve bunların 25 bine yakınını böbrek oluşturduğunu belirterek, "25 bin kişi böbrek nakli için beklerken sadece 3 bin 500 civarında böbrek nakli olabiliyorsa o zaman bir sıkıntı var demektir. O zaman bu sıkıntıyı bertaraf etmek için rakamı daha da artırmak için herkesin seferber olması lazım." dedi. Halkın bağışçı bir yapıya sahip olduğunu ancak organ bağışı konusunda istenilen seviyede olunmadığını aktaran Erk, "Bu konuda ne yazık ki biraz cimriyiz. Senelerdir de böyle." dedi.
Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Mert Altınel de Batılı ülkelerdeki bağışların yüzde 80'inin kadavradan geldiğini belirterek, "Yüzde 20 civarı da canlı vericilerden alınan organlardan yapılır. Türkiye'de ise durum tam tersi. Yani biz toplam yaptığımız yıllık 4 bin böbrek naklinin yaklaşık 400-500 tanesini organ bağışından elde ediyoruz. 3 bin 500'ünü canlı vericilerden, aile bireylerinden temin ediyoruz." bilgisini verdi. İspanya'da 1 milyonluk nüfusta yaklaşık 50 organ bağışı olduğunu, Türkiye'de ise bunun 7'lerde kaldığını ifade eden Altınel, "Çoğu Avrupa ülkesinde 20'nin üzerinde. Birçoğunda 30'un üzerinde. Organ bağışı ülkemizde ne yazık ki çok az. Bizde beyin ölümü o kadar az değil. Yılda 1600 beyin ölümü oluyor. 1600-1700 beyin ölümünden ailelerin ancak 300-350'si organ bağışlıyor. Yani beyin ölümü olan 10 kişiden ancak 2'sinin organlarını alabiliyoruz." diye konuştu.