9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Kadın Kolları'nın "Çare Eşitlik'te" Çalıştayı'nın kapanış konuşması yaptı.
ANKARA- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Kadın Kolları'nın "Çare Eşitlik'te" Çalıştayı'nın kapanış konuşmasında geçtiğimiz hafta Meclis'te Genel Kurul gündemine geldikten sonra yasa teklifinden çekilen etki ajanlığı düzenlemesi, dezenformasyon yasası ve muhalif belediyelere atanan kayyumlara ilişkin açıklamalarda bulundu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ovacık'ta yerine kayyum atanan Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün, 12 yıl önce bir savcının isteği üzerine katıldığı cenaze töreni yüzünden yargılandığını hatırlatarak; "Belediye başkanımız savcının ve valinin bilgisi dahilinde cenazeyi götürmüş ve törene refakat etmiş. Şimdi terörist cenazesine katılmaktan suçluyorlar. O savcıyı bulacağız, konuşturacağız. İnsafı, vicdanı varsa bu doğruları Türkiye’nin önünde söyleyecek. Korkmadığımızı, sinmediğimizi, ayrı ayrı hedef alındığımız zaman diğerini yalnız bırakmayacağımızı hem kayyumlara hem de AK Parti’nin tüm belediye başkanlarımıza karşı giriştiği itibarsızlaştırma faaliyetlerine karşı mücadele içinde omuz omuza olduğumuzu bu salondan dosta ve dost olmayana gösterecek, CHP’lilik bilinciyle dosta güven, dost olmayana da kaygıyı sonuna kadar hissettireceğiz" dedi.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Kadın örgütleri geçtiğimiz hafta bizden bir şey istediler, dediler ki, ‘Etki ajanlığı yasası geliyor, bunu geçirmeyin. Geldiğinde de terk edin, bu suça alet olmayın.’ Biz dedik ki, ‘Bunu geçirmemek için elimizden geleni yapacağız ama Meclis’i terk etmek, biz bu suça ortak olamayacağız demek, onlara çok konforlu bir alan bırakır. Biz aksine bunu geçirmemek için elden geleni yapıp kırmızı alarm ilan edeceğiz’ dedik. Bunu grupta ilan ettik. Birinci derece yakınların ölüm hali ve Esenyurt’taki birkaç nöbetçi hariç hep birlikte oradaydık, kararlılığımızı ortaya koyduk ve ben nasıl direneceğimizi kürsüden ilan ettim. Sonrasında bu etki ajanlığı yasası çekildi, tehlike bitmedi çünkü topluma şunu söyledik, ‘Bunu MİT istiyor diyorlar. MİT’in istediği gibi yazsınlar, müzakere edelim, MİT’in dediğine uygun yapalım.
Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz’a ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçundan soruşturma başlattılar. Memleket distopik romana dönüştü. 3 tane MHP’li milletvekili var, AK Parti’den de olduğu söyleniyor. Bunlar altın kaçakçılığı yapmışlar, partilerinden atılıyorlar, yük partiye kalmasın diye haklarında soruşturma yok. Fezleke gelmiyor, ‘dokunulmazlıkları kaldırılsın, hesap verilsin’ denmiyor. Bununla ilgili bir video kaydı olduğunu, bunun da Erdoğan tarafından Bahçeli’ye izletildiğinin iddiası olduğunu söylüyor iki gazeteci. Bunlara dezenformasyon kanunundan işlem yapıyorlar. Altını kaçırana değil, -ki partiden atarken de o sebeple atıyorlar- dava açmıyorlar ama bunu haber yapana dava açıyorlar.
Nasuh Mahruki YSK’nın seçim sisteminden kaygı duyarak yaptığı paylaşımlar yüzünden tutuklandığını söyleyen Özel, "Memlekette en korkulan geceler yaşandığında da hep enkazın başında bir adamdan bahsediyoruz ve bu gece deprem olsa Yılmaz Tunç mu koşacak enkaz başına, Nasuh Mahruki mi koşacak? Yaptığı paylaşımlardan rahatsızlık duymuşlar. Düşünce özgürlüğüdür.
Muhaliflerin özgürlüğünü hiçe sayan iktidar, kendine oy vermeyen seçmeni de cezalandırıyor. Yani ne söylediğini duyarsa muhalif alıp içeri atıyor ama gizli yapmış. Öylesi bir noktadayız ki yargıyı eline sopa gibi almış, seçilmiş belediye başkanlarına kumpaslar kuruyor, milletin seçme hakkını elinden alıp, ‘Sen bunu mu seçtin, o zaman onu sana yönettirmem, yeteneksizin birini kayyum diye atarım, belediye meclisini de hiçe sayar bildiğimi okurum’ diyor.
Diğer taraftan Mardin, Halfeti’ye kayyum atamışlardı, eleştirdik. Dün de Tunceli’ye ve Ovacık’a, Ovacık Belediye Başkanı’mız Mustafa Sarıgül’e bir suç icat edip kayyum atadılar. 12 yıl önce bir cenazeye gitmiş ve o cenazenin suç olduğunu 10 yıl sonra devletimiz idrake varmış. O cenazeye gitmek bir terör örgütü faaliyetidir diye geçen hafta 6 yıl ceza verdiler. Milletimizin önünde Sayın Erdoğan’a -bu kararları o veriyor- söylüyorum: Ölüye değil, diriye yapılır taziye. Hiçbir anne-baba yitirdiği çocuğunun işlediği suçtan, örgütsel mensubiyetinden sorumlu değildir, tutulamaz. O anneye taziyeye gidenler terör faaliyeti işlemezler. Amel defteri bir gün önce kapanmış, öbür dünyada yaptıklarının hesabını verecek birinin annesine giderler. Siz, ölen biri üzerinden taziyeye gidene suç üretemezsiniz.
Milletvekillerimiz bölgedeler, PM adına Saniye Barut bölgede ve kayyumlara hangi partiye atanırsa atansın sonuna kadar karşı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyorum ve bu salona 30 Kasım günü, 414 seçilmiş belediye başkanımızı çağırdık. Oturacağız, korkmadığımızı, sinmediğimizi, ayrı ayrı hedef alındığımız zaman diğerini yalnız bırakmayacağımızı hem kayyumlara hem de AK Parti’nin tüm belediye başkanlarımıza karşı giriştiği itibarsızlaştırma faaliyetlerine karşı mücadele içinde omuz omuza olduğumuzu bu salondan dosta ve dost olmayana gösterecek, CHP’lilik bilinciyle dosta güven, dost olmayana da kaygıyı sonuna kadar hissettireceğiz."