9486,56%0,12
39,20% -0,11
44,64% -0,54
4175,09% -1,44
6833,74% 0,00
İSTANBUL - 07.06.2025 - İstanbul'da 16 Mayıs ve 2 Haziran tarihlerinde bir araya gelen Rusya ve Ukrayna heyetlerinin aldığı kararların Ukrayna tarafından askıya alındığı açıklandı.
2 Haziran'da yapılan son görüşmelerde, esir takası konusunda yol alınmıştı. Rus heyetinin başkanı Devlet Başkan Yardımcısı Vladimir Medinskiy, 2 Haziran görüşmelerinde tarafların 'en kapsamlı' esir takasında mutabık kaldıklarını duyurmuştu.
2 Haziran'da İstanbul'da yaklaşık bir saat süren görüşmelerde taraflar, ağır yaralı esirlerin ve 18-25 yaş arası genç askerlerin 'tümüne karşılık tümü' şeklinde değişimi konusunda anlaşmaya varmıştı. En dikkat çeken madde ise 6000 Ukraynalı asker cesedine karşılık 6000 Rus askerinin cenazesinin iadesi olmuştu. Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov da bu mutabakatı "insani bir adım" olarak değerlendirmişti.
Ukrayna son anda vazgeçti
Takas kapmasında 6 bin askerin cenazelerinin de teslim edilmesi kararlaştırılmıştı. Rusya'nın ceset değişimine 'her an hazır' olduğu belirtilirken, getirilen cenazelerin Belarus sınırına nakledileceği ifade edilmişti.
Ancak bu sırada Ukrayna tarafının cenazelerin kabulü ve esir takasını beklenmedik şekilde süresiz olarak ertelediğini açıklandı.
Rus müzakereci Vladimir Medinskiy Ukrayna'nın bu hamlesine karşılık, Kiev yönetimini İstanbul'daki görüşmelerde varılan anlaşmalara tam olarak uymaya davet etti. “Esir değişimi insani bir konudur. Taraflar arasında daha önce mutabık kalınan bu sürecin ertelenmesi kabul edilemez” diyen Medinskiy, gecikmenin mağdurlar açısından ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
‘Ukrayna, İstanbul görüşmelerine uymamanın yollarını arıyor’
Ukrayna’nın esir takası ve ölü askerleri teslim almamasına yönelik adımını değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Bilal Sambur şu başlıklara dikkat çekti:
İstanbul görüşmeleri büyük bir beklentiyle başladı. Hatta Trump ve Putin'in bile oraya geleceği bir zirve yapacakları gibi beklentiyi çok üst düzeye çıkaran bir hava bile oluşturuldu. Rus ve Ukrayna arasında çatışmanın boyutunu dikkate aldığımızda mütevazi ölçülerde bazı konularda mutabakata varıldı. Bunlar arasında en önemli husus esir takasıyla ilgiliydi. Fakat Trump'ın Putin'le görüşmesinden ve Rusya ve Ukrayna'nın karşılıklı saldırılarından sonra İstanbul görüşmeleri aslında bir noktada anlamsız hale geldi. Amerika çok daha sert bir dil kullanmaya başladı. Avrupa ve Ukrayna daha çatışma yanlısı bir dil kullanmaya başladılar. Ukrayna etrafında yeniden bir araya gelme çabasının oluştuğunu gördük. Bütün bu gelişmeler karşısında Ukrayna daha önce sıklıkla referans verdiği İstanbul görüşmelerine uymamanın yollarını aramaya başladı. Esirleri almamak gibi, ölü askerleri teslim almamak gibi bir takım ayak direyen tutumlar sergilemeye başladı. Bu gelişmelere baktığımızda aslında Ukrayna açısından artık İstanbul görüşmelerinin hiçbir anlamı ve işlevi kalmamış gözüküyor. Ukrayna'nın İstanbul'da varılan mutabakat çerçevesinden esir takısı gibi hususları artık gündemden çıkarmasını ya da zamana yaymasını ya da gerekçeler üretmesini fiilen İstanbul mutabakatının Ukrayna açısından öldüğü anlamına geliyor. Artık İstanbul mutabakatı üzerinden bir ilişki sürmenin bu şartlar altında devamı mümkün değil. Ya yeni bir diplomatik platform oluşturulacak, ya da iki ülke arasındaki çatışmaların yoğunlaşması ihtimalini ben çok güçlü görmeye başlıyorum diyebilirim. İstanbul Mutabakatı, sadece esir takasından öte diplomatik anlamda bir platform oluşturmanın çerçevesini ifade ediyordu. Ukrayna anlaşma şartlarını anlamsız gereksiz bulduğu gibi, bu anlaşmayı kendisi için avantajlı ve yararlı görmüyor. İstanbul mutabakatı çerçevesindeki o diplomatik ilişki kurma çerçevesine de uymayacağını ortaya koyuyor. Ondan dolayı İstanbul mutabakatını çöpe atmanın yollarını arıyor diyebiliriz. Ukrayna'nın İstanbul mutabakatını işlevsiz kılması ve şartlara uymamasının arkasında stratejik bir hedef vardır. Bu stratejik hedef İstanbul mutabakatı etrafında bir diplomatik kriz yaratarak, Trump'ın Rusya'ya karşı muhtemel hamlelerini muhtemel yaptırım politikalarını güçlendirme ve meşrulaştırma amacı taşıdığını söyleyebiliriz.
‘Amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek’
Tarihçi Doç. Dr. Mehmet Perinçek ise Kiev yönetiminin kendi rejimini ayakta tutmak için savaşı sürdürdüğüne vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:
Ukrayna tarafının niyetinin üzüm yemek değil bacıyı dövmek olduğu anlaşılıyor. Aslında hemen İstanbul görüşmelerinin bir gün öncesinde hem tren yollarına yapılan terör saldırıları hem Rusya'nın içlerindeki Askeri havalimanlarına yapılan saldırılar esas olarak bu görüşmeleri sabote etmek amacını taşıyordu Belki de Ukrayna tarafı Bu saldırıları gerçekleştirerek Rusya'nın İstanbul'daki görüşmelere gelmesini de engellemeye çalıştı yani onların beklentisi Rusya'nın İstanbul görüşmelerine katılmaması bundan vazgeçmesi bölümdeydi bu saldırıları da belki de bunun için yapmışlardı. Ancak istedikleri olmayınca İstanbul'daki görüşmeler gerçekleşince bu adımlardan yani esir değişimi veya ölülerin bedenlerinin, naaşlarının değişimi konusundan da kaçınamadılar. Sonuç olarak bu tür insani taleplere hayır diyemediler. Fakat görülüyor ki yine işi zora sürdükleri yokuşa sürdükleri gözüküyor. Buradan aslında şunu anlayabiliriz. Ukrayna'daki iktidarın Kiev iktidarının hiçbir şekilde Rusya'yla en ufak bir barış sağlama niyeti yok. Barış sağlamayı geçelim, aradaki insani diyelim bazı adımların atılmasına da hiçbir niyeti olmadıkları görülüyor. Çünkü Kiev rejiminin kaderi ve geleceği tamamen savaşa bağlı. Savaş devam ettiği sürece Kiev rejimi ve onların ülkede kurdukları diktatörlük sürebilecektir. Eğer savaş biterse Kiev rejiminin ve onların temsilcilerinin sonu da gelecektir. Çünkü baktığınız zaman Ukrayna tarafından, Ukrayna halkının gözünde baktığınızda çok ciddi bir yenilgi söz konusudur. Topraklar kaybedilmiştir. Çok sayıda insan hiç uğruna ya da yabancı ülkelerin çıkarları uğruna feda edilmiştir. Ülke yerle biri olmuştur. Ülkenin altyapısı ciddi sorunlarla karşı karşıdır. Ekonomi ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Rusya ile savaşın bitmesinin ardından belki batılı devletlerde Polonyası vesairesi de Ukrayna topraklarına gözü dikebilecektir. Çok ciddi bir yolsuzluk söz konusudur Ukrayna'da. Bunu bizzat Trump'ın temsilcileri, Trump'ın kendisi ifade etmektedir. Yapılan savaş yardımlarının ciddi bir kısmı cepheye vs. gitmemekte. Kiev rejiminin etrafında bu para içinde paylaşılmaktadır. Bundan dolayı savaşın bitmesiyle birlikte ülkeyi buraya bu noktaya sürükleyen iktidara karşı da tabii çok ciddi tepkiler olacaktır. Hatta şu an bile Zelenskiy'nin değiştirilmesi konuşulmaktadır. Bu bakımdan savaşı ne olursa olsun kendi halklarının aleyhine de olsa ülkesinin aleyhine de olsa Ne olursa olsun Kiev rejiminin bu savaşı en şiddetli şekilde sürdürmek istediği görülmektedir. Bu tür insani adımlardan kaçınmaları da savaşın şiddetini olabildiğince Avrupa'daki şahinlerin yani İngilizler adına Avrupa'daki şahinler adına savaşın şiddetini olabildiğince arttırmak istedikleri görülmektedir.