Azerbaycan'ın ARB24 Kanalına konuk olan Uluslararası İlişkiler Uzmanı ve Siyaset Bilimci İsmail Cingöz Şuşa Beyannamesi'nin Türkiye Azerbaycan ve Türk Devletleri Teşkilatı açısından önemini değerlendirdi.
“Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler standart iki ülke ilişkileri olarak ele alınamaz. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler, Türk tarihinin derinliklerinden gelen kardeşliğe dayalıdır ve çıkar endeksli değildir. 15 Haziran 2021 tarihinde imzalanan Şuşa Beyannamesi ise bunun ete kemiğe büründürülmesi ve somutlaştırılması ve uluslararası kamuoyuna mesajlar içermesi açısından önemlidir. Şuşa Beyannamesi, Türkiye ile Azerbaycan’ın hayatın her alanında entegrasyonunu hedeflerken Türk devletleri teşkilatının Türk dünyasının da buradan hareketle ileriki aşamalarda birlik ve beraberliğinin nasıl olacağını göstermesi açısından da önemlidir. Fakat Şuşa Beyannamesi hem bölgesel istikrar hem de küresel istikrar ve barışı da hedeflediğinden dolayı sadece iki ülke arasındaki bir anlaşma olarak değil. Küresel hedefleri olan geniş bir anlaşma olarak ele alınmalıdır. Zira bütün dünyanın yeniden saflarını belli etmeye başladığı günümüzde Şuşa Beyannamesi, enerji jeopolitiği ve ticari güzergahlar üzerinde bulunan Türkiye’yle Azerbaycan üzerinden bütün dünyaya mesajlar içermiş ve önümüzdeki süreçte Türk devletleri teşkilatının bütün dünyaya entegrasyonu, küresel ve bölgesel barışın nasıl yürütüleceğini göstermesi açısından da önemlidir. Sonuç itibariyle Şuşa Beyannamesi sadece Türkiye’yle Azerbaycan’ı değil, bütün evrensel bir anlaşma olarak ele alınması açısından önemlidir” değerlendirmelerinde bulundu.