Kazakistan’da bir ay içinde nükleer santral inşası üzerine yapılacak referandum öncesinde, konu halk arasında yoğun şekilde tartışılmaya devam ediyor. BaigeNews.kz muhabiri, konuyla ilgili Türk siyaset bilimci İsmail Cingöz ile görüştü ve Kazakistan’daki nükleer enerji perspektiflerini değerlendirdi.
Türkiye’nin Deneyimi
Türkiye’nin Akkuyu Nükleer Santrali inşası, ülkenin enerji bağımsızlığı yolunda atılan önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Ancak Türk uzman Cingöz’e göre, sadece Akkuyu’nun Türkiye’nin enerji ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyeceği ortada. Türkiye'nin daha fazla nükleer santral inşa etmesi gerektiğini belirten Cingöz, nükleer enerjinin çevresel açıdan en temiz ve düşük karbon salınımına sahip enerji kaynağı olduğunu vurguladı.
Cingöz, Kazakistan’ın zengin uranyum kaynaklarına sahip olduğunu hatırlatarak, bu kaynakların ülkenin stratejik avantajını artıracağını belirtti. Nükleer enerji, Kazakistan'ın enerji ihtiyacını karşılamada ve dışa bağımlılığı azaltmada büyük rol oynayabilir. Ayrıca, bu adım Kazakistan’ı Türk dünyasında ve uluslararası arenada daha güçlü bir konuma getirebilir.
Başarı İçin Anahtar Faktörler
Kazakistan, 2009 yılından bu yana dünyanın en büyük uranyum üreticisi konumunda bulunuyor. Ancak, uzman Cingöz, halkın nükleer enerjiye karşı olan tepkisinin bu potansiyelin kullanılmasını engellediğini belirtti. Halkın bu konuda daha iyi bilgilendirilmesi gerektiğini savunan Cingöz, nükleer enerji konusunda kamuoyundaki endişelerin giderilmesi halinde başarıya ulaşılabileceğini ifade etti.