15 Temmuz günü başımızdan geçen darbe girişimi, Türk siyasetinde gündemin başında idi.
Şehitlerimiz ve yaralanan vatandaşlarımızın getirdiği sözde darbenin bıraktığı izler her zaman unutulmayan bir gerçek.
FETO ve yandaşları o kadar artmıştı ki, Gazetelerin Genel Yayın Yönetmenlerinden, tanınmış Futbolcular, aklınıza gelmeyecek her türden insanlar Türkiye Cumhuriyetinin bir darbe ile yıkmak, kendilerine göre bir ülke yapmak istediler.
Son günlerde tepkilerini belirten siyasi liderler, bir zamanlar kol kola bir arada oldukları destekçilerini çoktan yokmuş gibi bakmaktalar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan olduğu dönemde FETTULAH GÜLEN için “Ne istediniz de, biz vermedik!” diyen AKP Genel Başkanı idi.
Rahmetli Cumhurbaşkanı ve Başbakan rahmetli SÜLEYMAN DEMİREL, eski Başbakan rahmetli BÜLENT ECEVİT, eski Başbakan rahmetli Prof. Dr. NECMETTİN ERBAKAN, eski Başbakan TANSU ÇİLLER, eski Başbakan Yardımcısı rahmetli ALPASLAN TÜRKEŞ, FETTULLAH GÜLEN ile hatıra fotoğrafları çektirmiyor muydu?
Ne çabuk unuttuk. “HALKLARIN EŞİTLİK ve DEMOKRASİ PARTİSİ” Milletvekili, CENGİZ ÇANDAR, Gülen ile beraber fotoğrafları yok muydu!
Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra biz Gülen aracılığıyla özgürlüklerine sahip olan ülkelerde okullar açmasına yardımcı olduk. Gülen için sanki din tartışmalarımızda ‘alternatif’ gibi gördük. ZAMAN Gazetesi, bu politikaların destekçisi gibiydi sanki!
Ben de o yıllarda Basın Konseyi Genel Sekreteriyim.
Zaman Gazetesinde Genel Yayın Yönetmeninin köşesindeki bir makalesi üzerine Basın Konseyine şikayette bulunmuştu.
Genel Sekreter olarak Yazarı aradım. Şikeyeti anlattım. Düşüncelerini sordum. Açık seçik bgr cevap alamadığım için rapor hazırlayarak Basın Konseyi Üst Düzey Yönetim Kuruluna aksettirdim. Sonuç ne oldu biliyor musunuz?
Basın Konseyi “Uyarı!” cezası verdi. Yayınlandı. Sonuç! Genel Yayın Yönetmeni ABD’ye kaçtı, bir güzel tüydü.
FETTULLAH GÜLEN de ABD’ye kaçtı. 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşti.
Sevgili dostlar, iktidarımız ve destekçi Partiler, bir yandan ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eş Başkanıyız, öte yandan da ABD’de faaliyetlerini sürdüren FETO operasyonlarının sürdüğü bir dönemde ağırlığımızı bir türlü koymuyoruz.
NATO üyesi ülkeler çerçevesinde ABD’ye “Bu işi bitir!” bir türlü demiyoruz. Hala Fetocular yakalanıyor. Mahkemeye çıkarıyoruz. Feto’yu bitirmiyoruz.
Türk siyasi tarihinde büyük önemlere imza atan siyasi liderleri her zaman takdir eden bir Gazeteciyim.
Ne var ki, bu işi bitirelim, geleceğe yepyeni bir başka çerçevede geleceğini yerine getiren, ekonomik sıkıntılarını ortadan kaldıran, dünyada devam eden saldırıların barış yoluyla çözecek tek ülke olarak bilerek geleceğe ışık tutalım.
O kadar zor değil. ..
Kim bilir Gazze’deki kardeşlerimizin hayatını garanti altına almak, Rusya / Ukranya savaşının sona ereceği mutlu yıllara sebep olacak bir ülke olacağız. Yurtta Sulh, Cihanda Sulh!
Hoşça kalın dostlar. Sevgiyle kalın!
