9 Eylül'de şafak sökerken 4.Süvari Alayı Sabuncubeli'nden İzmir'e akmaya başlar.. Artık İzmir'in dağlarında çiçekler açmaya başlamıştır...
İzmir'e girerken Rum milislerin ateşi sonucu Yüzbaşı Şerafettin Beyin emrindeki askerlerin bir kısmı şehit olur.
Konak'ta şehit edilen Konyalı Mehmet ve Akşehirli Hakkı; Kurtuluş Savaşımızın SON ŞEHİTLERİDİR... Şehitlerimizin kabirleri Bornova'dadır.
Askerlerinin bir kısmının şehit olması Yüzbaşı Şerafettin'i durduramamıştı.
Çünkü o Başkomutanından aldığı “İLERİ” emrinden dolayı gözünü karartıp İzmir Vilayet Konağına yaklaşırken atılan elbombası atının karnının parçalanmasına sebep olmuştur.
Kendisi attan düşüp yara almasına rağmen İzmir Hükümet Konağına Şanlı Türk Bayrağını çeken ve İzmir işgalini SONLANDIRAN ve bu kahramanlığından dolayı Atatürk tarafından kılıç ile ödüllendirilen ve her yıl 9 Eylül'de süvariler tarafından getirilen bayrağın İzmir Valiliğine çekilmesi törenine sebep olmuş kahramandır ŞERAFETTİN İZMİR.
İzmir'in Kurtuluşu sırasında kendisinin komutanı olan Fahreddin ALTAY Paşa, yıllar sonra bir radyo programında, yüzbaşı Şerafettin'in hasta ve sağ olduğunu unutarak “yüzbaşı Şerafettin çoktan ölmüş olmalı” demiştir..
Bu duruma içerlenen silah arkadaşları ona açıklama niteliğinde bir yazı göndermesi gerektiğini söylemişler.
Ancak Yüzbaşı Şerafettin İzmir:
“-Silah arkadaşıyız… Onu mahçup etmek istemem... Koskoca komutanın yanlışı öyle ulu orta söylenmez.! Bırakın olduğu gibi kalsın" diyecek kadar alçak gönüllü bu Karadeniz'in aslen Maçkalı Türk evladı...
ABD’de Kuzey-Güney Savaşında çok sayıda generalin anıtının yanında yüzbaşı-binbaşı rütbesindeki subayların anıtı ABD şehirlerinin meydanlarını ve parklarını süslüyor.
Milli mücadelenin son noktası olan ve her yıl televizyonlarda zevkle seyrettiğimiz İzmir Valiliğine bayrak çekme törenin bu kahraman Yüzbaşı Şeref'in anıtı niçin vilayetinin önüne yapılmaz ki.?
Maalesef değerlerimizi koruyamıyoruz.
Anıtlar dikilmediği gibi YAVUZ zırhlısının çeliğinden JİLET yapmak için parçalanıp kademe, kademe demir-çelik fabrikasına göndermişiz.!
1951 yılında Beşiktaş'ta evinde kimsesiz bir garip gibi ruhunu teslim eden ve soyadı "İzmir'i" Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarafından verilen Yüzbaşı Şerafettin İZMİR; Yahya Efendi dergahına defnedilir...
Rabbim...Yüzbaşı Şerafettin İzmir ve bölücüler tarafından İzmir'de şehit edilen Fırat ÇAKIROĞLU gibi yiğitleri Türk Milletinden mahrum etmesin.
Biliriz ki "Bizans'ta ŞER; Oğuz'da ER tükenmez.
9-Eylül İzmir’in düşmandan temizlenmesinde beni “gülümseten” ve bugüne de yansıyan bir Yahudi fıkrası var:
İspanya’daki Yahudiler, uğradıkları katliamlardan Sultan Beyazıd-ı Veli’nin gönderdiği donanma ile kurtarılarak binlerce Yahudi'nin büyük bir kısmı SELANİK ve İSTANBUL’ a az bir kısmı da İZMİR ’e yerleştirildi.
İzmir’deki Musevi vatandaşlarımızın torunu olan Yahudi sarraf Salomon Efendi Büyük Taarruz ile bozguna uğrayan Yunan Ordusundan bir bölük askerin panik ile İzmir-Kordon’a süratle gittiklerini evinin balkonunda görünce;
“-YASASIN YUNAN ORDUSU,
-YASASIN YUNAN ORDUSU.”
diye alkışlayıp avazı çıktığı kadar bağırmaya başlamıştır.
Bir müddet sonra Yüzbaşı ŞERAFETTİN komutasındaki kahraman Türk askerlerini gören Yahudi Salomon efendi bu sefer de;
“-YASASIN TÜRK ORDUSU,
-YASASIN TÜRK ORDUSU.”
diye bağırınca yan balkondaki komşusu Rum asıllı NİKO Efendi büyük bir öfke ve kızgınlıkla;
“-Salomon Efendi.!
Her geçeni alkışlıyorsun…
Bre sen kimden yanasın.!”
SALOMON Efendi gayet rahat pişkin bir şekilde;
“-DAHA BELLÜ DEĞİLDÜRRR.!”
Yahudi işte…
-Fıtratının gereğini yapıyor…
-Kim güçlüyse ondan yanadır…
-Kimin arabasına binerlerse onun türküsünü söyleyen kişilik ve karakter sorunu yaşayan milli olmayan yerli zavallılar gibi.
İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıl dönümünü kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.
