Ürkek (*)
pişmanlık diyorum
bir serçe ürkekliğinde yaşarsan eğer
acabalar ve keşkeler dolar hayatın
Mehmet Fatih Koşan
(Gerisini sen tamamla kısmına, ben de şunları yazdım:)(bu yazıyı kaleme alırken…)
Kendin Ol (**)
Sonunu düşünürsen
Pişman olmazsın çoğu zaman
Korkusuz olmak zor belki
Sürekli tedirginlik yorar insanı
Kendini tanı,
Kendini bul,
Kendini bil,
Kendin ol
Doğduğunda sen ağladın,
Şimdi kalanlar düşünsün...
** Canın Özünden 24 Nisan 2025
(*Mehmet Fatih Koşan, Bir Yemin Gibisin, Sinada Yayınevi, 2022. Değerli dostum Fatih beye paylaşım izni için teşekkür ediyorum.)
…
Ölüm
Yaşça büyüklerin ölümü (beklenen ölüm),
Yaşça küçüklerin ölümü (nadir olüm)
Yaşdaşların ölümü (beklenmeyen ölüm, sana da yakınlaşan ölüm)
...
Her cenaze namazı ve defin, sana çok şey anlatır. Ölene son görev önemlidir ama ille de geride kalanlara destektir aslında oradaki varlığınız. Tabut içindekilerin o son görev sonrası helallik bekleyişi sürerken, oraya gelenlerin dünyalık sohbetleri, merakları, nasıl olmuş? Ne olmuş? soruları, o kim, şu kim bakışları. Kimisi tanıdıkları aramak için bakar, kimisi tanımazlığa gelir. Küsler mecburen bir araya gelse de, ölmeyeceklermiş gibi birbirinden uzakta dururlar, konuşmalar, homurdanmalar, ta ki vaktin ezanı okunana kadar. Artık caminin avlusuna bir sessizlik çöker. Sair zamanlarda vakit namazlarını ihmal edenler camiye girip namaz kılmak ister farklı nedenlerle, neden ne olursa olsun, kendi vaktinin de geleceğini hatırlayarak, özü dua olan namaza iştirak ederek, tasalanan gönlünü yatıştırır. Namaz biter, musalladakiler için son görev için avluda saf tutulur. Çoğu saftaki yerini alsa da, meraklısı (belki de hiçbir detayı kaçırmamak için) kendisini saf dışı bırakır. Korkusundan kaçar adeta...
Helallik alınır, son fatiha hediye edilince dünya telaşı başlar. Acelesi olan vefat edenin yakınına "başsağlığı" dileyip ayrılmak ister. Kimi beraber geldiği yakınını kaybetmeme telaşına düşer. Kimi cenazeden önce mezarlıktaki defin yerine hızlıca gitmek için ayrılır. Ama bir telaş vardır. O ayrılık ateşinden biran önce uzaklaşmak... Sonra kalanlar mezara gelirler, Kimi yeri bulamaz, Kimi zor yürüyen bir yanlışına refakat eder. Mezar başındaki o telaş başka bir telaştır. Gidenin kıyamete kadar bekleyeceği yerde rahat etmesi için dua edilir. Ve herkes tek tek ayrılır. Mezara yakın bir yerde bir kuyruk, üç beş koldan tek sıraya düşen taziye sırası, sabrın tükendiği yer...
Vefat edenin yakınlarıyla son ana kadar bekli de 3-5 kez tokalaşırsın, başsağlığı dilersin. Kendi deneyimimden biliyorum bu kadar sık tokalaşma trafiğine rağmen gelenleri hatırlamak zordur kimlerin geldiğini ...
...
Yaşça büyükler küçüklerin "tozunu almak" için başlarlar fırçaya, vay hayırsız neredesin, niye aramıyorsun, niye sormuyorsun? Her sorunun bir cevabı vardır da, orası değildir yeri değildir.
Büyüklük, büyüklük yapmayı gerektirir. Küçük büyüklerden görüp öğrenir büyük olmanın gereklerini...
...
Bu ölümden de payıma düşeni alarak ayrıldım.
…
“Kendin olmak” süreci zorlu bir süreçtir. Çoğu insan hatayı kendinde aramaz. Daha kolay gelir başkasını suçlamak. Aynalara ve kendinize küstüyseniz, kendinizden bile vazgeçtiyseniz başkası olmak daha rahat. Karşınızda bir model var, “kes – kopya – yapıştır” işlem tamam. Bugün ona özen, yarın buna. İnsanoğlu çeşit çeşit …
…
Tasarlamak, marka oluşturmak, özgün bir kişilik ortaya koyarak yola devam etmek ve bütün bunları “kendi en iyi versiyonun” için ne yapıyorsun?
Tarkan’dan dinlediğimiz “başkası olma kendin ol” şarkısını bir kez daha dinlemekte yarar var.
Dr. Özcan Kars / drozcankars.yenibaskent@gmail.com / @drozcankars