…
“Bir Hikaye (Vefanın Bedeli* Özetlenerek aktarılmıştır.)
Yer; Çanakkale,
Mekan; Düşmana karşı bir mevzi, bir siper,
Zaman; Sabah, ezan vakti…
Ve sabah ezanı okunur. Askerler hazırlık yapıp namaz kılarlar. Her zaman yaptıkları gibi, birbirlerine sarılıp helalleşirler. Zira her günün sonunda birçok ana kuzusu (kınalı kuzular) şehadet şerbetini içiyor ve toprağın bağrına gelincikler gibi düşüyorlar.
Namaz sonrası kumandan; “Her sabah böyle huşu içinde dinlediğiniz bu kutsi sesin susmasına razı olur musunuz?” diye askerlere sorar. Askerler hep bir ağızdan; “Hayır” cevabını verir.
Kumandan; “biliniz ki yalnız değilsiniz. Bu ezanlarla birlikte Peygamberimizi anıp, ona selam gönderirseniz, O da sizinle beraberdir. Bu ruhla savaşırsanız düşman bizi yenemez. Onların çelikten canavarları varsa bizim de iman dolu göğsümüz var. Gazamız mübarek olsun.
İnsanın hası, böyle zamanlarda belli olur. Madenin değeri mihenk taşına vurulmayınca anlaşılmazmış. İşte zaman, mihenge vurulma zamanıydı. Kimin kalbi ve kişiliği altın olmaya layıksa zafer onundu…
Siperdeki bütün canlar cevherin özüydü adeta…
(* Arif Akpınar, Çanakkale Hikayeleri, Gençlik Kitapları, Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları, Muştu Yayınları, 2013)
Allah bu Millete bir daha böyle zorlu zamanlar yaşatmasın…
…
Küllerinden yeniden doğan bir ülke: TÜRKİYE CUMHURİYETİ
...
T.C. Devletinin küllerinden doğuşu bundan tam 101 yıl önce yaşandı.
Tarihimizi iyi bilmek zorundayız. Her tarihi olayı kendi dönem şartlarında değerlendirmek lazım, zira bugünkü koşullarla değerlendirmek ne tarih bilimiyle örtüşür ne de vicdanla.
...
Fransız Devrimiyle başlayan Ulus Devlet yaklaşımı, en fazla da Osmanlı İmparatorluğunu olumsuz etkilemiştir. Başka pek çok faktörün yanısıra, Ulus devlet yaklaşımının "körüklenmesiyle" Osmanlı “Cihan İmparatorluğu” vasfını kaybetmenin yanında "toprak" da kaybetmiştir. Çanakkale Savaşları ve ardından gelen Çanakkale Deniz Zaferi, bu toprakların kaderinin yeniden yazıldığı bir yer olmuştur. Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve ardından İstiklal Mücadelesi için Samsundan başlayan, “azim ve kararlılık”, 29 Ekim 1923de TBMM'de Cumhuriyet ilanıyla, yepyeni bir dönemin başlangıcı olmuştur.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları olmak üzere, tüm aziz şehitlerimizi ve ahirete intikal etmiş gazilerimizi rahmet ve her birini şükran duygusuyla anıyorum. Allah hepsinin manevi makam ve derecelerini yüceltsin.
...
Atatürk’ün konu hakkındaki bazı sözlerine yer verelim:
(https://www.ntv.com.tr/galeri/turkiye/ataturkun-cumhuriyet-ile-ilgili-sozleri-turkiye-cumhuriyeti)
"Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslariyle, Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur"
"Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır."
Bu Vatan Kimin?*
Bu vatan, toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır;
Bir tarih boyunca, onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir…
Tutuşup: kül olan ocaklarından,
Şahlanıp: köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından,
Alnına ışıklar vuranlarındır…
Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır…
İleri atılıp sellercesine,
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine,
Şu kara toprağa girenlerindir…
Tarihin dilinden düşmez bu destan:
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı bir yakut olan bu vatan,
Can verme sırrına erenlerindir…
Gökyay’ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlusunda görenlerindir…
*Şair: Orhan Şaik Gökyay
…
Canın Özünden, Can-ı Gönülden …
Sağlıklı ve topluma faydalı günler geçirmeniz dileğiyle, saygı ve selamlarımla...
Dr. Özcan Kars / drozcankars.yenibaskent@gmail.com / @drozcankars