…
Hayat Bilmecesi*
“Bir adamı aşağıya, diğerini yukarıya koyan şey kader ya da talih değildir. Eğer aşağıda olduğunuzu düşünüyorsanız bunu yapan yıldızınız değil sizsiniz. Yenildiğini kabul eden yenilmiştir. Aşağıda olduğunu düşünen kişi aşağıda kalır. Daha aşağı bir konumu gönüllü olarak kabul eder çünkü en iyi şeyleri başkalarının hak ettiğini düşünür.
Böyle düşünmek en büyük saçmalıktır. Dünya kendisini fethedene aittir. İyi şeyler; onları amacının gücü ve kararlılığının azmiyle alabilene aittir. İyi şeyleri, seçilmiş bir azınlığa ayıran ve size yalnızca değersiz şeyleri layık gören herhangi bir güç yoktur.
Zihnini; yükselten, cesaretlendiren, canlandıran, iyimser düşüncelerle, mutluluk veren umut dolu fikirlerle donatma gücünü elde etmiş kişi, hayat bilmecesini çözmüş kişidir.”
(*Orison Sweet Marden, “The Miracle of Right Tough” 1910 / Yer verilen Kaynak: Nüvide Gültunca Tulgar, “Yaşama Sevincinizi Artıran Öyküler, Kendi Kutupyıldızı’nı Bul”, ALFA Yayınları, 2010)
Yıllar öncesinde yazılan bir yazı okursun ve sana da iyi gelir…
…
Her sabah aynaya baktığında kendine ne söylüyorsun? İnsan neden kendinden hoş bir sözü sakınır ki? Önce kendine sor; Nasılsın? diye, kendi “chcek-up'ını / ayrıntılı tarama kontrol listesini” kendin yap. Hastalanmayı bekleme. Kendine şefkatli davranmayan, etrafına yeterince faydalı olamaz…
...
“21. Yüzyılda yaşıyoruz da, bu çağın becerilerine ne kadar sahibiz? 21. Yy. Becerilerinden birisi de; "sağlık okur yazarlığı"dır. Siz bu konuda ne durumdasınız? “Bize bi’şey olmaz diyenlerden misiniz? Yoksa dünyanın yükünü sırtlananlardan mısınız? İki aşırı uçta salınmak dışında bir seçenek de olmalı. Bunun için; “bi’dur!!!”, dur ve dinle, dinlen… Çağın en büyük hastalığı “hız”, hatta o kadar ileri gitti ki; “hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun” diyenlerin yaşam felsefesini anlamak benim için çok ama çok zor…
…
Tıbbın alternatifi olamaz olsa olsa “tamamlayıcı” unsurları vardır. Şehirlere “sıkışmış / sıkıştırılmış” yaşamlar bize “dünyayı dar etmeye” başladı. Dünyada ve Türkiye’de “Wellness (iyilik – esenlik hali) Sektörü” hızla ilerliyor. İnsanın iyilik halini artırmak için spor, yoga, doğa yürüyüşleri, güzellik ve SPA merkezleri, beslenme danışmanlığı, yaşam koçluğu ve daha pek çok girişim…
Sorum şu: “Sen wellness sektörünün öznesi misin? Nesnesi mi?”. Bu sektörün bilinçli bir tüketicisi misin? Bu sektörün içinde hizmet sunan mısın? Hizmet alan mı?
...
Wellness sektörünün size sunduğu bu seçenekleri büyük bir “oburluk” hissiyle tüketirken, peki sonuç? Elinizde ne var? Mutluluğun peşinden mi koşuyorsunuz? Yaşadığınız mutlulukların farkında mısınız? Hızlandırılmış film karelerinde olduğu gibi baş döndürücü bir hızla giderken gördüklerinizle, ağır çekimde görecekleriniz farklı olacaktır. Hayat aslında kendi ritminde akıp giderken her birimiz yaşadıklarımızı nasıl algılıyorsak öyle görüyoruz ve değerlendiriyoruz.
…
Mutluluğu o kadar çok arzu ediyoruz ve hayallere dalıyoruz ki, “o olursa şöyle yaparım, bu olursa diğerini” derken hiçbir şey kalmıyor çoğu zaman. Hayattan hep mutlu olmayı beklerken hayata ne kattığımızla ilgilenmez olduk. Mutluluğu hissetmenin en kolay yolu “hayata dahil olmaktır”. Etrafınızdaki kişileri mutlu etmek için “elinizi taşın altına koyarsanız”, onların hayatını kolaylaştıran “sizin için küçük onlar için büyük” adımlar atmanız çok değerlidir.
…
Kişisel gelişimin sonu nereye varacak? Her şeyi bilmek mümkün değil, “kişi kendin bilirse” önemli bir başlangıç noktasına varmış demektir. Her birimizin kişisel gelişim yolculuğu kendimize özgüdür. Kişisel gelişimde kıskannçlık olamaz. Düne göre bugün daha gelişmiş versiyonunuza ulaştıysanız, bugün dünden farklı ne yapıyorsunuz?
…
Wellness sektörünün alt kırılımları birbirinin alternatifi olamaz, olsa olsa tamamlayıcısı olabilir. İnsanlığın iyilik halini yükseltmek için Wellness alanında çalışanlar birbirinin rakibi değildir. Bizler bu sektörde “insanların yaşamlarına dokunmak” için bilgi, hizmet ve ürünlerimizi onlara sunuyoruz. Değerlendirmek, açtığımız yolda birlikte yürümek onların tercihi, sektör danışmanları olarak “etik kuralları” özümseyerek, uygulamaya bu değerleri aktarmak zorundayız…
…
Değerli dostum Şair Mehmet Fatih Koşan beyin dizeleriyle devam edelim;
kapı*
bir kapı ol mesela
duvar değil
elinde iyilik anahtarı olan geçsin
(* Bir Yemin Gibisin, Sinada Yayınevi, 2022)
…
Kuran- Kerim’de Bakara Suresi 195. Ayette;
“Mallarınızı Allah yolunda harcayın ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. Bir de iyilik edin ve yaptığınızı güzel yapın. Doğrusu Allah iyilik eden ve işini güzel yapanları sever.”
Peygamberimizin (S.A.V.) Hadislerinde;
Hz. Âişe’den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle derdi:
“Allah’ım! Beni, iyilik yaptıkları zaman sevinç duyan, kötülük yaptıkları zaman da bağışlanma dileyen kullarından eyle.” (İbn Mâce, Edeb, 57; İbn Hanbel, VI, 188)
Canın Özünden, Can-ı Gönülden …
Sağlıklı ve topluma faydalı afiyet içinde günler geçirmeniz dileğiyle, saygı ve selamlarımla...
Dr. Özcan Kars / drozcankars.yenibaskent@gmail.com / @drozcankars
