CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul ve Anakara Büyükşehir Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ile nerede olduğu söylenmeyen saklı bir yerde buluşup, kapalı kapılar altında bir akşam yemeğinde buluşuyor. Bu gün de Partinin Meclis toplantısında fikir birliği içindeki; eğer varsa; gündeme getirterek oy çokluğu aranacağını tahmin edilmekte.
Şimdi bundan ne anlayacağız? Sizin ne düşündüğünüzü bilmiyorum ama bence var olan konulara kulak versek daha iyi olacak.
Biraz geriye bakalım. Kemal KILIÇDAROĞLU, CHP Kurultayında Genel Başkanı adayı olduğu günlerde CHP’nin İsmet Paşalı, Bülent Ecevit’li iktidarı yakalamış Sol Partinin yeniden tepeye çıkması atağı ile başlamıştı. KILIÇDAROĞLU Genel Başkan olarak seçildiğinde rahmetli Bülent Ecevit’in eşi rahmetli Rahşan Ecevit, Bülent Beyin şapkasını Kemal Beye Kurultayda vermesi ile kurucular arasında bulunduğum Demokratik Sol Halkçı Parti üyeleri de CHP’ye geri dönmüşlerdi.
Pembe Köşkteki İnönü Vakfının Genel Başkan Yardımcısı Gülsün Bilgehan siyasi seçimlerde Milletvekili olarak siyasete girdi. CHP küsmüşlerin yeniden bir araya geldiği bir CHP oluşmuştu. Sanatçılar, Bilim Adamları TBMM’ndeki yerlerini almıştı.
Tabi unutulmaması gereken bir önemli faktör vardı. O da rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel vardı. Siyasi seçimlerde Milletvekili olmasını istediği kişilerin listesi CHP Genel Başkanına verilir, söz konusu kişiler Meclis’e girerdi.
Ardından, Cumhurbaşkanlığı adaylığı gündeme gelir. Kemal KILIÇDAROĞLU, bulunduğu bir mekanda, Cumhurbaşkanı adayı bulunması konusunda özel sektörün yer aldığı bir görüşmede prensip olarak kabul edilerek telefonda Devlet Bahçeli ile konuşularak Ekmeleddin İHSANOĞLU’nun aday gösterilmesine karar verilir.
İYİ DE,
İyi de, ben CHP Genel Merkezinde KILIÇDAROĞLU’nun Genel Başkan seçildiği ilk siyasi seçimlerde Milletvekili Aday Adayı olduğum günlerde, her hangi bir ilden Meclis’e Aday olarak gösterilmedim. MYK üyesi AYTEN KAYALIOĞLU 1700’ü aşan Milletvekili Aday adaylarını bir araya getirerek doğrudan Genel Başkan’a sorumlu mesleklerine göre Parti Merkezi, İl ve İlçe Başkanlık binalarında fikirlerini açıkça düşüncelerini kaleme alması Partiyi çok fikirli bir siyasi Parti şekline dönüştürmüştü. Ben de Dış Politika ve Ekonomi üzerine kurulan grupta yer almış, Genel Başkanımıza haftada iki kez rapor sunan CHP’li olmuştuk. Çalışmalar, verimli olarak sürmekteydi.
Bir gün CHP Genel Merkezinde etkin bir kişi beni çağırdı ve bulacağım bir özel kanalda Süleyman DEMİREL ile canlı yayın yapacaksın ve Cumhurbaşkanı adayını bu yolla seçmiş olacağız dedi. Ben de eski bir Gazeteci olarak uçağa bindim, İstanbul’a indim. Derhal Aydın DOĞAN’ın makamına çıktım. “Aydın Bey, durum böyle, acaba Kanal-D ‘de canlı yayın yapabilir miyiz?” dedim. Patron, “Olur!” dedi. “Sana Teşvikiye’de bir büro hazırlayalım. Şoförün ve Sekreterin olsun. İşe başla, ama Gazetede ortalarda dolanma” dedi. Çok mutlu olmuştum.
İşe başladık, canlı yayına Gazeteci olarak Süleyman Beyin yanında kim olsun, onlara uğraşıyorum. Nazlı Ilıcak, rahmetli Güneri Civaoğlu, arkadaşım Mehmet Altan onlarla konuşayım derken az önce söylediğim Cumhurbaşkanı Aday adayının seçilmesi belli olunca derhal Aydın DOĞAN’a bir daha gittim. Durumu anlattım. “Aydın Bey, şu ana kadar yaptığınız harcamaları sekreterinizden alayım, CHP Genel Merkezinden size ödemede bulunacağım” dedim. Nerden başladık, nereye geldik.
Aydın DOĞAN, gülümsedi. “Anladık, ne olduğunu! Boş ver. Bir dahaki seferde yine görüşürüz. Kolay gelsin” dedi.
Üzüleyim mi, utanayım mı bilemedim. Ama CHP ile özel sektörün ilişkilerin ne olduğunu bir kere daha anladım.
Rahmetli Turgut Özal da Anavatan Partisini kurup siyasi seçimlere hazırlanırken rahmetli Vehbi KOÇ yardımcısını Partiye göndermiş, siyasi seçimlere katkıda bulunmak amacıyla rakamları pek çok bir çek göndermişti. Turgut Bey, çeki zarftan çıkarıp yerine koyarak Vehbi Beye saygılarını sunduğunu söyleyerek çeki iade etmişti. Turgut Bey, Başbakan olacağını biliyordu. Özel sektörü iktidara geldikten sonra karşısına çıkmayı tercih ederek siyasi tarihini yaşamı sona erene kadar sürdürmüştü. Mekan’ı cennet olsun!
Okurlarım, CHP’den başladık, Anavatan Partisinden bitirdik. CHP’deki gelişmelerin nasıl cereyan ettiğini yakında öğreneceğiz. Kulağımız orda. Ama söylenen ya da söylenecekler politika sanatının neresine girer, takdir sizindir.
İyi hafta başları dilerim. Saygılarımla…
