Oğuz ŞAHİN

Tarih: 02.08.2024 16:28

Kyoto Protokolü

Facebook Twitter Linked-in

 

1997 yılında Japonya'nın Kyoto şehrinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında kabul edilen uluslararası bir anlaşmadır. Bu protokol, küresel ısınmayı yavaşlatmayı ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmayı amaçlayan ilk ciddi adımlardan biri olarak kabul edilir.

Kyoto Protokolü’nün temel hedefi, gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyonlarını 1990 seviyelerinin altına çekmektir. Anlaşma, 2005 yılında yürürlüğe girdi ve 2012 yılına kadar sürmesi planlanan ilk taahhüt dönemi boyunca, imzacı ülkelerin sera gazı emisyonlarını toplamda %5 oranında azaltmalarını öngördü. Bu hedefe ulaşmak için, her ülkeye belirli kotalar verildi ve bu kotaların aşılması durumunda yaptırımlar öngörüldü.

Kyoto Protokolü, gelişmekte olan ülkeleri bağlayıcı emisyon hedeflerinden muaf tutarak, sanayileşmiş ülkelerin tarihsel sorumluluğunu kabul etmiştir. Bu yaklaşım, sanayileşmiş ülkelerin tarih boyunca daha fazla sera gazı salınımından sorumlu oldukları ve dolayısıyla iklim değişikliği ile mücadelede daha fazla yük üstlenmeleri gerektiği düşüncesine dayanmaktadır.

Ancak, Kyoto Protokolü’nün uygulanması ve etkinliği konusunda bazı eleştiriler de bulunmaktadır. Özellikle ABD’nin protokole taraf olmaması, küresel sera gazı emisyonlarının büyük bir kısmından sorumlu olan bu ülkenin protokolün etkinliğini zayıflatmıştır. Ayrıca, bazı ülkelerin belirlenen emisyon azaltma hedeflerine ulaşamamaları veya bu hedefleri aşmaları, protokolün başarı oranını düşürmüştür.

Buna rağmen, Kyoto Protokolü, küresel iklim politikaları için önemli bir mihenk taşı olmuştur. Protokol, ülkeleri ilk kez bağlayıcı emisyon azaltma hedefleriyle sorumlu tutarak, uluslararası toplumun iklim değişikliği ile mücadelede birlikte hareket etme gerekliliğini ortaya koymuştur. Ayrıca, Kyoto Protokolü'nün deneyimleri, 2015 yılında kabul edilen Paris Anlaşması gibi daha kapsamlı ve katılımcı uluslararası iklim anlaşmalarının temelini atmıştır.
Kyoto Protokolü, tüm eksikliklerine rağmen, küresel iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir dönüm noktasıdır. Gelecekteki iklim politikaları ve anlaşmalarında, Kyoto Protokolü’nün sağladığı deneyim ve birikimden yararlanmak, daha sürdürülebilir ve etkili çözümler üretmek için kritik bir öneme sahiptir. İklim değişikliği gibi küresel bir sorunun çözümü için uluslararası işbirliği ve kararlılık, her zamankinden daha büyük bir gereklilik olarak karşımızda durmaktadır.
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —