Amerika Birleşik Devletleri güçlendiği yıllardan başlayarak dünyada var olan birçok ülkenin iç işlerine karışarak darbeler, cinayetler, idamlar, anlayacağınız ulusal düşünceler hep bir tarafa atılmıştır. Olmadığını söyleyecek kimse görmüyorum. Türkiye Cumhuriyeti de gerek uluslar arası kuruluşlarda gerekse de iç politikaların kurbanı olması hep yaşanılan olaylar oldu.
Bu baskıların karşısına çıkan politikacılarımız da oldu.
Mesela İsmet Paşa! ABD Başkanı Jhonson, Türkiye’ye siyasetine karışarak sanki fırça çeken bir mektup göndermişti. Haberi rahmetli Cüneyt ARCAYÜREK Hürriyet Gazetesinde manşeti patlatmıştı.
Bu olayların ayrıntıları Fransa’da Muhabirlik yaptığım 80’lerin başında Uluslararası Avrupa Konseyi’nin Protokolü Gazeteci rahmetli İzzet SEDES den dinledim. “Hürriyet Gazetesi manşeti vermiş. Derhal Pembe Köşkteki evinde Başbakan İsmet İNÖNÜ ile görüşmeye başladım. “Paşam, siz bu mektup üzerine bir cevap mektubu yazmanız lazım. Hemen kaleme alalım.
Ben de Milliyet Gazetesine haberleri hazırlayalım” dedim. Paşam biraz düşündü ve o meşhur mektubunu söylemeye başladı. SEDES de kaleme alıyor.
Paşam mektubunda “Eğer gerekir ise ABD ile savaşmak zorunda kalabiliriz. Belki Türkiye Cumhuriyetini işgal edebilirsiniz. Ama şunu unutmayın biz yeniden Türkiye Cumhuriyetini yeniden kurarız. Bilin!” dedi.
ABD’ye karşı bir seferinde de rahmetli Başbakan Bülent ECEVİT isyan ederek “Türkiye Cumhuriyetinin HAŞAŞ üretimini sürdürecek. Başta ilaç sektöründe ihtiyacımızı sürdüreceğiz” dedi.
Tabi, “İkinci Kıbrıs Barış Harekatı'nın gerçekleşmesinden sonra, ABD yedi yıl boyunca NATO üyesi olmamıza rağmen askeri ambargo uygulayarak silah ihtiyaçlarımızı sıkıntıya sokmuşlardı.
Şimdi ise terörist başı Abdullah Öcalan’ın dün yayınlanan mektubu sonucu ABD/İSRAİL uyum çıkarları doğrultusunda silah bırakma ve PKK’nın kapatılması gündeme geldi.
Peki, ABD ve İSRAİL bu kadar sene boyunca şehit olan Mehmetçiklerimiz, Korucularımız, Köylümüzün, Bebeklerimizin ruhuna “pardon!” diyen var mı?
Koskocaman YOK!
PKK Türkiye Cumhuriyeti topraklarını bölerek Kürdistan devleti kurmayacaklar mıydı?
Patlayan bombalarla hayatlarından koparılan insanlar yok hükmünde mi kalacak.
Hani bazen İnsan Hakları Mahkemesinde tazminat davalarını kaybeden devletimizin alınan kararlara “yok hükmünde” ilan etmesi gibi mi değerlendirilecek. Sizlere sorarım saygı değer okurlarım.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin başlattığı Kürt politikası ve silah bırakma ile af edilerek siyasete TBMM’nde girmesi teklifi başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından desteklendi.
Ana muhalefet Partisi CHP Genel Başkanı Özgür ÖZEL de itiraz etmedi.
Ne var ki, Anayasada Türk kelimesinin de çıkarılmasını kapsayacak değişim ile erken seçim ve ERDOĞAN’ın bir kere daha Cumhurbaşkanı seçilmesi, acaba halkın içinde nasıl değerlendiriliyor?
Evet, isyan edenler de var!
Halk, bir kere daha Cumhuriyet ilkelerini politik çıkarlar çerçevesinde başta ekonomik sıkıntılar ve sanki aç kalma olasılıkları yokmuş gibi bakıldığında içinden ne geliyor? Biraz tahmn ediyoruz.
Her ülke bir başka ülkenin ekonomik çıkarlar çerçevesinde hep gündemde oldu. II. Dünya Savaşının patladığı yıllardan başlayarak Türk-ABD ilişkileri her zaman vardı.
Demokrat Parti’nin iktidarı ile Asistanların ABD Üniversitelerinde Burslu çalışmalara başlaması çok önemlidir.
Rahmetli Yıldız KENTER ve eşi Nihat AKÇAN Art Fakültesinde yüksek lisanlarını yapmaktaydılar.
New York’taki Türkler en meşhur şarkıyı söylemekteydiler. “Amerikan Kovboyları, Aslan Cin Otri” demiyorlar mıydı?
Adnan MENDERES, “Küçük Amerika olacağız” demiyor muydu?
Şimdi “Kuzey Afrika ve Orta Doğu Projesi” Eş Başkanıyız. Evvel Allah, Amerika’yı bile idare ederiz diyen bile vardır.
Okurlarım…
Esasında siz de neyin ne olduğunu biliyorsunuz. Silah bırakma çok önemli. PKK’nın kapatılması da.
Ama bu pazarlıkta geçenlerde bir TV kanalında Aydın Üniversitesinde ders veren emekli Kurmay Albay ne diyor biliyor musunuz?
Saddam’ın öldürülmesinden beri, ham petrol, afyon, kokain şu anda PKK tarafından kaçak yollardan ihracat ediliyor. PKK kaldırıldıktan sonra Pazar kimin eline geçecek. Petrol üretiminde kim milyar dolarların sahibi oluyor. Yoksa bu Pazar bizim tarafından mı idare edilecek. Suriye’nin nasıl şekilleneceği belli değil. Irak da aynısı.
Halkımızın ruhu her şeyden önemlidir.
Ama ABD ve İsrail’in yeni pazarlarını hazırlayan kişinin de bizim olmaması gerekir.
Musul ve Kerkük’ü BM’de ilhak etme kararımızı uygulamaktan bahseden kimse yok.
Cuma’mız mübarek olsun. Saygılarımla,