İnsanların toplumda ne kadar tükenmiş hissettiğini sormadan anlamadan öğrenmeden toplumun gidişatını anlayamayız.
Modern dünya, hayatı ekonomik zorluklar insanı insanlığı kendi psikolojisinde tüketici projeye dönüştürdü.
Yaşamını, nasıl deneyimlersen deneyimle ekonomik zorluklar karşısında derinliği hızla büyüyen yaralar insanlığı tehdit ederken gün ve gün insanları tüketerek besliyor.
İnsan hazla, ekonomik güçle yaşar.
Anlamını gücünün kaybolduğunu hisseden insan ruhu ayakta duramaz.
Camus’nün “absürd” dediği uçurum tam burada ortaya çıkıyor..
İnsanların yaşama arzusuyla kayıtsızlığı ülkeyi yönetenlerin insanların yaşamlarına ekonomik değersizlikle ne kadar zor mesafe koyduklarını anlamasının zamanı geldi de geçiyor.
Bugün birçok insanın taşıdığı ağırlık ve üzüntü yokluktan geliyor;
Çokluk içinde, herkes mutsuzsa bizlerde, hepimiz aynı girdapta birlikte, kayboluruz.
Bu yüzden kendimizi insanlığı doğayı hayvanı ne kadar içten, düşünüyoruz ihtiyacı olana ne kadar insana imkanlarımız dahilinde yardımcı olup halini hatırını ne kadar sıklıkla soruyoruz gecikmeden insanlığımızı sorgulamamız gerekir
