Hz. Adem’in ilk oğlu Kabil’den gümümüze kadar katiller hep var olmuştur. Dini ve tarihi kaynaklarda zalimlikleri ve katillikleri anlatılır. Birkaç örnek verelim. Bunlardan biri: Fil suresinde geçen Ebrehe ve ordusudur.
Ebrehe Yemen San’a’ da görkemli bir Kilise yaptırır. Amacı Kabe’yi ziyarete gelen Arapların oraya gitmesini sağlamaktı. Bir Arap hakaret edip kiliseye pisler. Öfkelenen Ebrehe Kabe’yi yıkma kararı alır ve Mahmud adlı filin de bulunduğu ordusuyla Mekke Üzerine yürür. Şehre yaklaşınca yakınlardaki develeri gasp edip ordugâha getirttir. Bu develer arasında Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalib’in develeri de vardır. Abdulmuttalip develerini istemek üzere ordugâha gider. Ebrehe onun Kâbe için ricacı olmak yerine develerini istemesini garipsemiş, bunun üzerine Abdulmuttalib“ben sadece develerin sahibiyim. Kâbe’yi de sahibinin koruyacağını” söylemiştir.
Mutaassıp bir Hıristiyan olan Ebrehe Kâbe’yi tahrip etmekten vazgeçmesi için yapılan teklifleri reddeder ve hücum emrini verir. Fakat büyük fil Mahmud yerinden kalkmaz. Sonunda ordunun büyük bir kısmı, Fil suresinde belirtildiği gibi akın akın gelen ve tepelerine taş yağdıran “Ebabil” kuşları tarafından mahvedilir. Ebrehe canını zor kurtarır ve yaralı olarak Yemen’e döner; kısa zaman sonra 570 veya 571 yılında ölür.
Devam edelim: Âd kavmi; bedenen kuvvetli, boylu poslu, uzun ömürlü bir milletti, Liderleri olan Şeddad; gücüyle böbürlenmiş ve Allah’a karşı gelmiştir. Cenneti taklit etmeye kalkışarak, "İrem Bağları" adıyla anılan muhteşem bir şehir inşa etmeye çalışmıştır. Bu girişimiyle kibirlenip Allah’a meydan okuyordu.Kendilerine gönderilen Hûd (AS) hakaretler ettiler. Nihayet, korkunç bir kasırga ile helâk edildiler.
Yakın bir bölgede Semûd kavmi benzer şekilde güçlendi ve zenginleşti. Âd kavminin başına gelenlerden ibret almak yerine şöyle dediler:“Âd kavmi, sağlam binalar yapmadıkları için helâk oldular. Biz ise sağlam kayaları oyup evler yaptık. Gelen fırtınalardan herhangi bir zarar görmeyiz!..”Onlar da putperestliğe, kibir ve zulme saplandılar. Bir mucize ve imtihan olmak üzere “kayadan çıkarılan ve kendilerinin sorumluluğuna verilen dişi deveyi öldürdüler. “Hz. Salih (AS)iman edenlerle birlikte o diyarı terk etti. Zalimler ise üç gün sonra korkunç bir sayha (ses) ile helâk oldular.
Babil kralı Nemrut; Allah’ı inkâr etmiş ve kendisinin ilah olduğunu iddia etmiştir.Falcıların kehanetiyle binlerce bebeği katleden Nemrut zalimiİbrahim (AS.) ateşe atarak yok etmeye çalışmıştır. Allah Nemrut’u rüsvay ederek cezalandırmıştır. Bir sinek Nemrut’un burnundan girerek beynine geçiyor. Nemrut, ağrıdan dolayı devamlı başına tokmak vurdurdu. Nihayet, hızla gelen bir tokmakla başı parçalanmıştır.
Mısır’ın yöneticisi Firavun; halkını köleleştirerek zalimce yönetmiş ve kendisini ilah ilan etmiştir: "Ben sizin en yüce Rabbinizim." (Nâzîat 79/24) diyerek kendince meydan okumuştur. İktidarını korumak için binlerce erkek bebeği katletti. Kavmini, hürriyete götüren Hazret-i Musa’nın peşine düşen Firavun; bir mucize olarak yarılan denize, onun peşinden girdi. Suların kapanmasıyla orada, hanedanıyla beraber boğulup gitti.
İnsanlık tarihi boyunca zalimler:insanlığın düşmanı ve yüz karasıdırlar. Adeta kalpsiz bedenler taşırlar. Bunlar adalet ve merhamet duygusunu kaybetmiş, gittikçe daha da canavarlaşmışlardır. Yaptıkları zulümlerden pişman olmak yerine tam tersi tuhaf bir keyif/zevk çılgınlığı içindedirler. Sadizmin doruğunda ruhen boğulmuşlardır.Kur’an bunları Araf suresi 179. Ayette “…Onlar, hayvanlar gibidir; hatta daha da aşağıdırlar…” diye tarif eder.
Dünyanın gözü önünde Siyonist İsrail, Filistinlilere soykırım yapıyor. Gazze’de insanları açlığa mahkûm etmiştir. Yiyecek kuyruğundaki insanlara ateş açıp öldürüyor. Ayrıca öldürmekle kalmıyor birde alaya alıyor. İnsanlık adına utanılacak görüntüler var. Bu vahşeti bütün dünya sadece seyrediyor. Sebebi de İsrail’in arkasında ABD ve ortakları var. Bölgede 22 Arap devleti var ama hiçbiri ağzını açıp tek laf etmiyor. Çünkü bu ülkelerin paraları Siyonistlerin bankalarında. Bu ülkeleri yönetenler belli ki; Siyonistleri üstün ve haklı görmektedir. A. Hamdi Tanpınar Zulmü her kabul ediş, daha büyüğünü doğurur. Derken sanki bu sefih yöneticileri kastetmiş. Ya şuna ne demeli? Filistin devlet başkanı Abbas Hamas’ı suçlayıp “köpeğin çocukları” diye hakaret ediyor.
Utanılacak o kadar çok olay var ki; Avrupa ve ABD’de yönetimleri her ne kadar Siyonist İsrail’e arka çıksa da halk aynı fikirde olmayıp sokaklarda toplu protesto yapıyorlar. Almanya en sert şekilde müdahale ediyor ama halk yine protesto yürüyüşleri yapıyor.
ABD’de başkanlar İsrail lobisinin elinde adeta tutsak gibidir ve İsrail kırmızı çizgileridir buna rağmen orada da üniversitelerde, sokaklarda protestolara şahit oluyoruz.
Ya şuna ne demeli? Atina Belediye Başkanı Haris Dukas, İsrailli turistleri rahatsız eden antisemitik (Yahudi milletine karşı duyulan düşmanlık, nefret, ön yargı veya ayrımcılık)duvar yazılarını sildirmediği için kendisine tepki gösteren İsrail elçisi Noam Katz’a okkalı bir cevap verdi: "Elinde silahsız, gıda yardımı sırasında sırada bekleyen sivilleri ve çocukları öldürenlerden, her gün Gazze’de onlarca insanı bombalarla, açlıkla ve susuzlukla ölüme sürükleyenlerden demokrasi dersi alacak değiliz."dedi
Siz hiç bölgedeki Arap ülkelerinde böyle bir yürüyüş ya da eleştiri gördünüz mü?
Firavun rolünde bugün Siyonistler var. Netenyahu’nun Kızıldeniz’de boğulması için bizim Musa olmamız gerek. Merhum Erbakan Hoca o dönemin rakamlarıyla “Sekiz milyonluk İsrail için, bir buçuk milyar Müslüman ebabil bekliyorsa; Ebabiller gelse İsrail’i değil, bizi taşlar bizi” demişti ki çok haklıydı.
İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı, 57 üyesi olan bir teşkilattır BM’den sonra en büyük teşkilat. Toplantıda Türkiye’nin teklif ettiği birkaç madde kabul edildi. Asıl vurucu maddeler, soykırımcıyı zora sokacak maddeler, BAE, Suudi Arabistan, Fas ve Bahreyn tarafından reddedildi. Reddedilen en önemli dört madde:
İşgalcilere mühimmat sağlamak amaçlı ABD üslerinin kullanılmasının engellenmesi
Siyonist sivil havacılığının Arap hava sahasında engellenmesi
Diplomatik ve ekonomik ilişkilerin dondurulması
Siyonist terör devletini petrol ambargosu ile tehdit etmek.
İsrail’in açlığa mahkûm etme canavarlığını, Mekkeli müşrikler de ilk Müslümanlara yapmıştı. Muhasara uyguladılar. Görüşme yapılmayacak, alışveriş olmayacak, kız alıp kız verme yok. Barışma istekleri kabul edilmeyecek ve Müslümanlara acınmayacaktı. Peygamberimizi öldürmeye karar verdiler. Muhasara döneminde Peygamberimiz, Hazreti Hatice anamız,Hz. Ebû Bekir bütün mallarını harcadılar, Elde avuçta olanlar bitince otları, ağaç yapraklarını yiyerek rızıklarını temine çalıştılar. Çocukların ağlamalarını kesmek için, kurumuş deri parçalarını ıslatıp ateşte pişirerek yedirdiler. Peygamber efendimiz ve arkadaşları açlıktan karınlarına taş bağladılar.
Kureyşli müşriklerin, açlığın ne olduğunu anlamaları için, bir gün Peygamberimiz:“Allah’ım! Yusuf’un yedi kıtlık yılı gibi yedi yıllık bir kıtlık ile onları başımdan sav!”(Buhârî, Tefsir 12/4)diyerek dua buyurdular.Bundan sonraki günlerde, bir damla yağmur yağmadı. Yerde yeşil bir nebata rastlanmaz oldu. Kureyşli müşrikler neye uğradıklarını şaşırdılar. Açlıktan ölmüş hayvan leşlerini, kokmuş köpek derilerini yiyerek ölümden kurtulmaya çalıştılar. Onların da çocukları açlıktan öldüler.Zalimler ve zulümleri asla unutulmaz. Meşhur kıssadır (hikâyedir): Harun Reşit’in oğlu Me’mun çocukken, hocası sebepsiz yere sopayla ona vurmuştu. Me’mun:Bana niçin vurdun? diye sorar. Hocası ona sadece: “Sus!” dedi. Tekrar sormuş yine “sus” cevabı almış. 20 yıl sonra Me’mun halife olunca, ilk iş olarak hocasını çağırttı ve:“Bana niçin sebepsiz yere vurmuştun?” diye sordu. Hocası tebessüm ederek:“sen onu halâ
unutmadın mı?” dedi.Halife Me’mun:“Vallahi hiç unutmadım” deyince hocası “Zulme uğrayanın yapılan zulmü asla unutmayacağını öğrenesin ve kimseye zulmetmeyesin diye yaptım. Sakın ha kimseye zulmetme! Çünkü zulüm, yıllar geçse de kalpte sönmeyen bir ateştir dedi..."
Cenap ŞehabettinZulmü affetmek, büyüklük; unutmak ise küçüklüktür. Der.