Bugün tarihi bir gün olarak hafızamızdan silinmeyecek. PKK’nın, Kürt sorunu olarak ilan edilmesi ne acı bir gerçek!
Öcalan’ın konuşmasının Meclis’e taşınmasının ilk adımını aslında Devlet Bahçeli değil, Barış Harekatı ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yapmıştı. Dağa çekilen gençleri indirdi, aş-ekmek verdi. Anneleri hatırlıyoruz; günlerce çocuklarının fotoğraflarıyla HDP’nin kapısında beklediler. Doğuya, güneydoğuya ciddi yatırımlar yapıldı. Daha bugün dost meclisinde Diyarbakır’dan gelen bir arkadaş söyledi: “Diyarbakır, Hakkari’nin Antalya’dan farkı yok” dedi. Her türlü yol, imkan, hastaneler, köprüler bütün koşulları seferber edildi.
Fakat şu da gerçek ki, Devlet Bahçeli kabul etmese, böyle bir şey asla söz konusu dahi olamazdı. Başka biri çıkıp “Öcalan çıksın, Mecliste konuşsun” deseydi, şimdiye çoktan kim vurduya gitmiş ve ülke içinde ciddi karışıklığa yol açmış olurdu. Herkes, “Devlet Bahçeli bile böyle diyorsa, mutlaka bunda önemli bir devlet aklı vardır” diyip, neden olabileceğini ve nasıl bir durumun içinde olabileceğimizi düşünüp durdu.
Öcalan’ın açıklamasında benim anladığım en mantıklı cümle şu: “Bu devlet ve millet bizi hiçbir zaman hor görmedi, komşusu olduk, akraba olduk, birlikte yedik içtik. Biz karnımız doyunca kalkıp, PKK diye bir oluşumla gencecik çocuklarınızı, aslan gibi fidanlarınızı şehit verdiniz,köylerinizi bastık, kurşun yağmuruna tuttuk, yollarda otobüslerden insanları indirdik, katlettik. Dağlık köylerde, yaylalarda Türk askeri kılığında gidip, masum insanların aklını bulandırıp kadınlara, çocuklara babalarının, kocalarının gözü önünde…” Artık yeter! Mecliste de konuşabiliyoruz, ciddi bir koltuk sayımız da var. Her türlü imkan verilmişken ve bizi asla dışlamayan Türk toplumunun kültürünün bir parçası olduğumuzu da artık öğrendik. O nedenle bunca yıl hainlik yaptık bu devlete, utanın! Silahları bırakın!
Benim anladığım bu ve Devlet Bahçeli, bence devletinin ve milletinin selameti için, kendi davasından vazgeçebilecek gerçek bir devlet adamıdır. Yoksa yer yerinden oynardı. Bizim gibi PKK katliamlarına şahit olan insanları ancak Bahçeli’nin fedakarlığı dizginleyebilirdi.
Her gün şehit haberleri yazıyoruz; artık hainler de utanç çemberine girebildiyse, biz zaten Kürt kültürünü benimsemiş, kendimizden ayrı asla görmedik. Bir kere, hain PKK ile Kürtleri aynı cümle içinde konuşmak da yanlış. Hain olmadığı sürece bu vatan topraklarında herkes, Ermeni dahi olsa, özgür yaşadı. Bakın hâlâ doğuda hangi toprağı kazsak, Ermeni soykırımına uğramış iskeletler bulunuyor. Biz ne zaman bir Ermeni’ye “Sen hainsin” dedik? Sevdiğim bir söz var, çok defa unuttuğum için hep tekrar ederim: “Dostlarının bir gün düşman, düşmanlarının bir gün dost olacağını düşün.” Türkler gerçekten dünyada emsali görülmemiş derecede medeni, iyi ve kalbi en güzel toplumdur. Hep yazarım ya, “Dünyayı iyilik ve sevgi kurtaracak” diye. Öyle görünüyor ki bir gün bütün dünyada dürüstlüğün ve iyiliğin yerine “Türk gibi” kullanılacak. Türk gibi ol.
Türkler hiç kimseye hiçbir zaman düşman olmadı ki, yine ekmeğimizi bölüşürüz.
Ucanur Atalı Türk’ün Sesi…
