"1961 ve 1982 Anayasa referandumlarının, Saddam referandumundan ne farkı var?"
Dr. Sadettin Bilgiç "Hatıralar. Boğaziçi Yayınları Sayfa 297."
“Türkiye'nin bir Anayasa sorunu vardır. Ülkenin demokratik bir Anayasa'ya kavuşması lazımdır” Süleyman Demirel
"Eğer ülkede huzur istiyorsak. Anayasa bütün milleti temsil etmeli. Herkes, bu Anayasa benim Anayasam demeli." Prof. Dr. Necmettin Erbakan
Genel kabul görecek, milletimizin ortak akıl ve iradesini temsil eden, Türkiye’ye yakışan, bütünlüklü ve çağdaş bir Anayasa'ya kavuşmanın zamanı gelmiştir."
Recep Tayyip Erdoğan (19 Eylül 2007)
“1982 Anayasası'nı Türk toplumunun demokrasi özlemiyle bağdaştırmak olanaksızdır. Yeni Anayasa, tümüyle yeni bir Anayasa hazırlanması zorunludur Bülent Ecevit:
“SHP, ilke olarak yeni bir Anayasa'dan yanadır” Prof. Dr. Erdal İnönü
"1982 Anayasası gerek hazırlanışı gerekse özü ve içeriğiyle demokratik olmayan bir Anayasa'dır." "Bu Anayasa, temel anlayışı, dili ve yazılışı bakımından tümüyle yeniden elden geçirilmeli ve yazılmalıdır."
Deniz Baykal "Yeni Anayasa konusunda CHP'nin görüşleri."
1982 Anayasası tümüyle değiştirilmelidir. Muhsin Yazıcıoğlu
Gazeteci Yavuz Donat (Anayasa... İsim isim... Kim, ne dedi? Sabah Gazetesi 8.7.2025)
“1982 Anayasası’nın içinde halen yaşıyor olmak bizim için utanç verici” Generallerin siyasi iradesi neyse öyle oluşturulan anayasadır. Prof. Osman Can eski AYM raportörü
1982 Anayasası biçimsel açıdan meşru değildir. Maddi açıdan ise bireyden kuşkulanan devletin, kendi gücünü bireye karşı güvence altına alma kaygısını ve ruhunu yansıtıyor. Türkiye görünüşte anayasalı bir devlet ama anayasal bir devlet değildir. Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk
1982 Anayasası gayrimeşru bir anayasadır ve darbeciler tarafından yaptırılmıştır. Anayasa'nın halka hileli yollarla sunulduğu, Türk Milleti'nin kendi anayasasını yapma imkânına sahip OLMAMASI gerektiği vurgulanmıştır. Hasan Celal Güzel,
Gazeteci Uğur Mumcu 7 Kasım 1982 tarihinde oylanan anayasa metnini oylamadan 98 gün önce şu cümlelerle eleştirmişti: Aldıkaçtı Anayasası, bir huzur anayasası olmaktan çok uzaktır. Tersine, çeşitli toplum kesimleri arasında uyuşmazlık tohumları atan bir anayasadır. Bu tohumların yeşermesi, yarın toplumu büyük bir kargaşanın içine sürükleyebilir. Türk halkı böyle bir anayasaya mahkûm edilmemelidir. (Cumhuriyet gazetesi, 1 Ağustos 1982, 24 Ocak Anayasası...)
Yavuz Donat milletvekili yemin metnini de şu sözlerle eleştirir.
Anayasa'da Milletvekili yemini de yazılı. Toplam 53 kelime. Kelimelerin 13'ü yabancı kökenli. Yemin metnindeki "ve" sayısı 11. Milletvekilleri. Bırakın ezbere okumayı. Kâğıda bakarak okumakta bile zorlanıyorlar.
Okuma güçlüğü ile yapılan bu tespit çok doğrudur. TBMM’de yemin ederken metni geceden ezberlemiştim. Benden önce yemin eden milletvekillerinin teklemelerini, şaşırmalarını görünce; kendi kendime dedim ki ezbere okuyorum artistliği yapma! metin önünde dursun göz ucuyla aradan kontrol et. O dikkatle okudum ve teklemeden yemin ettim. Ertesi gün Bursa basınında en iyi okuyan diye yazanlar olmuştu.
Anayasadaki yemin metnini de buraya alıyorum ki; herkes net olarak görsün. Yavuz Donat’ın yazısında kelime sayısı 53 olarak geçiyor, ben 59 saydım
Madde 81–Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler: "Devletin varlığı ve bağımsızlığını vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ahdîlerim".
Bu yemin 1961 anayasasında (27 kelimedir) Madde 77-Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri görevlerine başlarken şöyle andiçerler: "Devletin bağımsızlığını, vatanın ve milletin bütünlüğünü koruyacağıma; Milletin kayıtsız şartsız egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine bağlı kalacağıma ve halkın mutluluğu için çalışacağıma namusum üzerine söz veririm."
1924 Anayasasında (23 Kelimedir) Madde 16- (Özgün hali) Mebuslar Meclise iltihak ettiklerinde şu şekilde tahlif olunurlar: Vatan ve Milletin saadet ve selâmetine ve milletin bilâ köydük şart hâkimiyetine mugayir bir gaye takip etmiyeceğime ve Cumhuriyet esaslarına sadakattan ayrılmıyacağıma VALLAHİ
Sadeleştirilmiş hali: (Milletvekilleri Meclise katıldıklarında şöyle andiçerler: “Namusum üzerine söz veririm ki: Vatanın ve milletin mutluluğuna, esenliğine, milletin kayıtsız şartsız egemenliğine aykırı bir amaç gütmiyeceğim ve Cumhuriyet esaslarına bağlılıktan ayrılmıyacağım)
Bilindiği gibi 1924 anayasasında Madde 2.-Türkiye Devletinin dini, Dini İslâmdır; resmî dili Türkçedir, makarrı Ankara şehridir.
10 Nisan 1928 tarihinde Anayasadan Din çıkarılınca, yemin metninde de değişiklik yapılmış ve VALLAHİ yerine “namusum üzerine söz veririm” cümlesi yazılmıştır.
(Vallahi: Allah şahidim olsun, Allah’a yemin ederim demektir)
1921 anayasasında yemin maddesi yoktu. 1924, 1961 ve 1982 anayasalarında ise yemin metninin boyu her seferinde kavak ağacı misali uzamıştır.
1982 Anayasasını siyasi liderler, akademisyenler eleştiriyor. Millet bu anayasaya askeri yönetimden kurtulmak için tehdit altında evet dedi. (Kenan Evren’in evet çıkmazsa bizde gitmeyiz tehdidini hatırlayın, insanlar sıkıyönetimlerden, olağanüstü hâl uygulamalarından bıkmıştı) Bu ciddi eleştirilere rağmen niçin yeni ve sivil bir anayasa yapamıyoruz. Biz daha iyi bir anayasayı hak etmiyor muyuz? Ya da şöyle diyelim. Biz bu kadar eleştirilen, değiştirerek adam edemediğimiz, yapboz tahtasına dönem bir anayasa ile yönetilmeyi mi HAK EDİYORUZ!
Bu soruya “Galiba evet” demek istemem ama, Erbakan, Özal ve en çok Demirel’in anlatım taktiğidir. Bazı olayları akıllarda kalsın diye bir fıkra ile anlatırlardı.
Bende kötü anayasayı HAK ETMEYİ Temel Fadime fıkrası ile anlatayım dedim.
Fadime Temel’e yüz vermiyormuş. Yolda karşılaşmışlar
+Fadime rüyamda seni kaçırdım, anneme anne derken gözlerinin içi gülüyordu
-Beni kaçırmak ha! tabancamı çekip bir şarjör mermiyi üzerine boşaltmadım mı?
+Hayır Fadime
-O zaman bıçak çekip seni doğramadım mı?
+Hayır Fadime
-Bağırdım abimler geldi seni delik deşik ettiler.
+Hayır Fadime sesin çıkmadı.
-Peki ben ne yaptım?
+Fadime hiçbir şey yapmadın, itiraz etmedin, halinden memnundun
-Ula doğru mu dersun?
+Kelimesi kelimesine doğrudur.
-Ula Temel desene ben kaçırılmayı HAK ETTUM!
