Ucanur ATALI

Tarih: 14.03.2025 08:00

BİLİM VE TARİH IŞIĞINDA TÜRK'ÜN KADERİ

Facebook Twitter Linked-in

 

Millî şuurumuza döşenen engellerden, millî bilincimizle kurtulmadan Kızılelma’ya varılamaz!

Üzgünüm…

Kızılelma Vakfı Kurucu Başkanı Murat Turhan ağabeyimizle yaptığımız röportaj sonrası en çok geri dönüş, Kızılelma’nın bilimle nasıl harmanlanacağı üzerine oldu. Ayrıca, röportajın sonunda kısaca değindiğim Nazım Hikmet’in Hüseyin Ağa Camii’ne yazdığı şiiri de büyük ilgi gördü. Ancak kimse hâlâ bu şiirin Nazım Hikmet’e ait olabileceğine inanamıyor.

Tarihi Doğru Okuyabiliyor muyuz?

Bu tepkilere iki nedenle üzüldüm. Birincisi, daha önce şiiri ve camiyi detaylı bir şekilde yazmış olmama rağmen, yakın çevremden bile böyle bir tepkiyle karşılaşmak. İkincisi ve daha da üzücü olanı ise, Nazım Hikmet’i hâlâ anlayamamış olmamız.

Ancak meselemiz yalnızca Nazım Hikmet değil. Tarihimizi doğru okuyamamak, çarpıtılmış bilgilerle gençlerimizin zihnini şekillendiren düşman odaklarına karşı bilinçsiz kalmak, asıl büyük sorunumuz.

Atatürk’ü ve Milli Bilincimizi Anlamaya Çalışmalıyız…

Önceki yazılarımı okuyanlar bilir; Atatürk’e hakaret edenlere “şuursuzlar” derdim. Ancak şimdi sorguluyorum: “Atatürk’ü sevmek zorunda değilim” diyenler bunu nasıl söyleyebiliyor? Gerçekten anlamak için sorunun kaynağına indim ve uzun süren bir araştırma yaptım. Alanında uzman tarihçiler, genetik bilimciler, İslam bilimcileri ve tarih yazarlarıyla görüştüm.

Bilimin ışığında anlatacağım: Türklerin varoluşundan günümüze kadar yaşadığı kırılma noktaları, Osmanlı Devleti’ndeki dönüşümler, siyasal İslam’a geçiş süreci ve Atatürk’ün ilk yaptığı icraatlar…

Hatta “Atatürk bir gecede milleti cahil yaptı” diyenler de burada cevap bulacak. Çünkü artık sizi anlıyorum. Ve her zaman dediğim gibi: “Zaman her şeye şahit, bilim her şeyi kanıtlar ve hiçbir şey unutulmaz.”

Kızılelma’ya Bilimle Ulaşabiliriz

Atatürk’ü sevmeyenler bile onun önünde eğiliyor. Çünkü o, ülkesini ve milletini canı pahasına seven, aklı ve stratejik planlama yeteneğiyle ne yaptığını ve neden yaptığını bilen gerçek bir dahi ve büyük bir liderdi. Bunu hem tarih hem de bilim kanıtlıyor.

Ancak bilimin ışığı olmadan, gerçekleri uzaktan bakarak, sorgulamadan Kızılelma’ya varamayız. Önce zihnimize düşman odakları tarafından döşenen engellerden kurtulmalı, şartlanmalardan ve önyargılardan arınmalıyız. Millî şuurumuzu güçlendirerek, millî birliğimizi tesis edip tüm dünyaya yeniden Türk’ün destanını yazacağız.

Bunu şehit atalarımıza borçluyuz. Aksi takdirde, Kızılelma’ya varamadan kaybolan nesiller ve uçurumun kenarında bomboş zihinlerle geleceğimizin son noktası oluruz.

Unutmayalım!

Lütfen bu yazıyı, atalarımızın Kurtuluş Savaşı’nda verdiği mücadeleyi düşünerek okuyun. Halide Edip Adıvar’ı, Kara Fatma’yı, Hasan Tahsin’i, Nene Hatun’u, Sarıkamış’ı, Dumlupınar’ı, Çanakkale’yi düşünün! Çünkü ben bu satırları, o zamanın ruhunu damarlarımda, kalbimde ve zihnimde hissederek yazıyorum. Halide Edip’in dediği gibi:

“Ateşten Gömlek giydik, aynı şiddetle, aynı buhranla, adeta nöbetler içinde; hissederek yeniden var oluş destanımızı yazacağız.”

Yazı dizisi halinde sunacağım konu başlıklarımı bilgilerinize sundum. 

Yakında bu köşede buluşmak dileği ile..
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —