Sıklıkla düşünüyorum…
Bu topraklarda doğmak, bu gök kubbenin altında yaşamak, aslında ne kadar büyük bir mesuliyet diye. Çünkü Türkiye sadece bir ülke değil. Burası, hem Türk dünyasının hem de bütün İslâm âleminin kalbidir. Kalp durursa beden dağılır. Baş karışırsa yön kaybolur. İşte tam olarak bu yüzdendir ki evvela bizim kendi içimizdeki şuuru diriltmemiz gerekiyor.
Bugün belki de en büyük meselemiz, düşmanlarımız değil “bîidrakliğimiz”dir. Yani, kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi, neyi temsil ettiğimizi unutmak…
Bir toplumun yıkılışı, dıştan umulur ancak içten başlar. Tıpkı bir evin temeli zayıfladığında çatlaması gibi.
Oysa biz, temeli imanla, töreyle, kardeşlikle atılmış bir milletiz. Bizi ayakta tutan hep o içteki dirayet, o ruh birliği olmuştur.
Bakın dostlar,
Birlik sadece bir kelime değildir. O, bir ruh hâlidir. Birlik; aynı duyguyu paylaşmak, aynı hedefe yürümektir. Ama bunun için önce her birimizin kendi içinde barışı sağlaması ilk şarttır. Kendiyle kavgalı bir insanın, milletine faydası olmaz olamaz. Onun için diyorum ki bu iş fertten başlar. Her bir genç, her bir Türk evladı, bir liderin vakarını, bir erdemlinin sabrını taşımalıdır.
Liderlik kalpte, duruşta, vicdanda başlar.
Bizim gençlerimiz, dünyayı tanımalı ama dünyanın rüzgârına kapılmamalıdır. Çağı anlamalı ama çağın esiri olmamalıdır. Çünkü bu topraklarda doğan her gencin omzunda sadece kendi geleceği değil, bütün bir milletin umudu taşınır.
Birliğin yolu yakından geçer.
Yakınını anlamayan, uzağı nasıl kucaklasın?
Akrabasıyla, komşusuyla, milletdaşıyla bir olamayan, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar nasıl “birlik” kurabilsin? O yüzden işe evden, mahalleden, şehirden başlamalı. Ufak kırgınlıkları, büyük idealler uğruna bir kenara koymalı. Biz bir olursak, millet oluruz. Millet olursak, tarih yeniden yazılır.
Ve inanıyorum…
Türkiye yeniden öncü olacak. Çünkü bu milletin mayasında adalet, yüreğinde merhamet, damarında asalet vardır.
Bu bir siyaset değil, bir kaderdir.
Türk Milleti ayağa kalkarken cümle mazlumları da kaldırır.
Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar yeniden bir sancağın gölgesi düşer. Barışın, adaletin, kardeşliğin sancağı.
Genç kardeşim,
Sen bu davanın sessiz gücüsün.
Unutma, birliğimiz, dirilişimizdir.
Haftanın Mesajı
Kardeşim, Zaman, dağınık gönülleri toplama vaktidir.
Küçük hesapların, kırgınlıkların zamanı değil.
Bugün sen, yorgun bir milletin yeniden ayağa kalkışı için varsın.
Senin fikrin, senin iraden, senin adımın bir zincirin halkası gibi diğerine kuvvet verecek.
Unutma, senin içindeki inanç sönmezse, bu milletin ışığı da sönmez.
Birlik ol, dik dur, inancını kaybetme.
Çünkü sen, Oğuz Kağan’ın duasında, Alparslan’ın atılışında, Yesevî’nin nefesinde, ve istikbalin sancağında varsın.
Bir ol ki, dirilesin.
Diril ki, birliğin bayrağı yeniden dalgalansın.
