Emre AYGEN

Tarih: 12.03.2025 12:22

BU GÜN 12 MART!

Facebook Twitter Linked-in

                                        

Bu gün 12 Mart. 1971. “İşkenceleri, insan avı ve kitlesel tutuklamalarıyla engizisyon türü Askeri Mahkemeleriyle, Medya, düşünce, kültür ve sanat yaşamı üzerine uyguladığı baskılarla, Deniz GEZMİŞ, Yusuf ARSLAN ve Hüseyin İNAN’ı idam sehpasında katledilmesiyle üzerinden geçen 54 yılın bizlere asla unutmadığı laneti tarih, 12 Mart 1971”. 

Bu değerlendirmeyi Brüksel'den dostum Gazeteci ağabeyimiz Doğan ÖZGÜDEN’in dünyaya haykırdığı bir gerçek. 

Biz neler yaşadık, neler!.. 

Yıl 1970 'te  12 yaşındaydım. Rahmetli Babam TRT Haber Dairesi Başkanı Dr. Cemal AYGEN, rahmetli Gazeteci Esen ÜNÜR ile Deniz GEZMİŞ ile röportaj yapılmasına karar vermişti. 

O yıllarda 1961 Anayasasında yer alan “Özerklik Hukuku” TRT’nin kuruluş ilkesi idi. Söyleşi TRT Radyosunda yayınlandı.

En çok kıyameti koparan da Adalet Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Prof. Dr. Süleyman DEMİREL idi. Süleyman Bey, TRT Haber Dairesi Başkanına Deniz GEZMİŞ ile söyleşi yapılması kararını veren babama dava açmıştı. Davayı kazanamadı ama kim bilir 12 Mart Muhtırasının ilk start olmasının bir parçası oldu, kim bilir… 

Sonra, yıllar sonra Dragos tepesindeki yazlık evinde öldürülen, 12 Mart Muhtırasının yayınlanmasından sonra CHP’den ayrılan Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Nihat ERİM Başbakan olmuştu.

Muhtıranın TBMM’nde de okunması gündeme geldi…

Adalet Partili bir Milletvekili “Muhtırayı Mecliste okursak hukuken kabul ettiğimiz anlamına gelir. Okumayalım!” dedi. Ama rahmetli CHP Genel Başkanı İsmet Paşa'nın “okunsun!” demesi ile 12 Mart Muhtırası TBMM’de okunarak kabulü gerçekleşmiş oldu.

Peki, siyasi yansıması ne oldu derseniz şöyle anlatayım…

CHP Genel Sekreteri rahmetli Bülent ECEVİT görevinden ayrılarak “KARAOĞLAN” ruhu filizlenmeye başlamış oldu. 

Tabi 12 Mart Muhtırasında unutulmaması gereken üç fidanın idamına kimler onay verdiğini de unutmamamız gerekir.

Biliyorsunuz Mahkemede Hakim’in idam kararını imzalayıp dolma kalemini kırması üzerine TBMM’nde de yürürlüğe girmesi için Milletvekilleri ve Senatörler tarafından da açılan oturumda imza etmesi istenir.

Üç fidanın idamına karar veren Milletvekilleri ve Senatörler arasında hangi CHP’lilerin imza ettiğini ben söylemeyeyim. Bir gün Ankara’ya gelip TBMM’ni ziyaret ederseniz üç fidanı idam ettirenlerin listesini orda görürsünüz.

Filizi Köşk’e götürüp işkenceden geçirilenleri hiç unutmayalım…

Mamak’ta gözaltına alınanlar arasında ailece tanıdığım rahmetle andığım Emil Galip SANDALCI, Prof. Dr. Mümtaz SOYSAL, Esin Talu ÇELİKKEN, Örsan ÖYMEN…

Gençlere özgürlüğü anlatan çok özel kişiler artık yanımızda değil. 

Ne var ki, Türkiye Cumhuriyetinin 100 yılı aşan döneminde nelerle mücadele ettiğimizi de hiç unutmamız gerekir.

Emil amcayı, Örsan ağabeye yapılan fiziki saldırı sonucu bıraktığı izler insanoğluna nasıl saldırılarla nereye getirilmek istendiğini de çok iyi bilmemiz gerekir.   

12 Mart, 12 Eylül’le devam etti…

Üstüne üstlük 15 Temmuzu yaşadık. 

Biz ne zaman aklı başında bir Cumhuriyet olarak yaşamımızı mutlu yıllarla geçen bir ülke olacağız?..

PKK’yı yaşadık. Eğer sona ermediğimiz takdirde terörün hala hayatını sürdürecek bir cehennemin içinde mi kalacağız? 

Aklımızı başımıza almamız artık zorunlu…

Mutluluk siyasi partilerin bireysel çıkarlarını şöyle veya böyle ortadan kaldırmadığımız müddetçe devam eder, gider. 

Eğer sizlerin karşınızda fikirlerimi beyan ederken ne tür faktörlerin ele alınmadığı müddetçe bizler de vazifemizi şöyle veya böyle yerine getirmemiş Gazeteciler olarak kalırız!

Sağlıkla kalın. Darbelerin artık hatırlanmayacak özgür bir Cumhuriyet içinde olmak dileği ile. Saygılarımla,


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —