Alper TAN


Büyük Fotoğraf: 2024 Batı Dünyası İçin Ne Getirir?

Batı, mukadder sona doğru hızla yuvarlanıyor


Durduğunuz yere ve baktığınız açıya göre aynı olayı farklı şekilde değerlendirebilirsiniz. Peki biz olup bitenleri nasıl görüyoruz? Dünyada çok büyük değişimler ve güç kaymaları yaşanıyor. Dünyanın geri kalan kısmını daha sonraki bir yazıya bırakıp Batı Dünyasının bu değişimden nasıl etkilenebileceğine odaklanacak olursak neler söyleyebiliriz.

Siyasi liderlerin, düşünce kuruluşlarının ve çeşitli aktörlerin yakın tarihteki, tespitlerini kısa kısa hatırlayalım.

Dönemin ABD Başkanı Hüseyin Barack Obama, 2014’ün Kasım ayında “Eğer global ekonomi, kendileriyle ilgilenilmediğini düşünen insanları dikkate almaz ve eşitsizlik daha da büyürse sanayileşmiş ülkelerdeki bölünmelerin daha da artmasına tanık olacağız” diyerek önemli bir küresel gerçeği ifade etmişti.

İtalya’nın eski Başbakanı Silvio Berlusconi, aynı günlerde "Tüm bunlar AB ve ABD yüzünden oldu. Bugün, bundan daha ağır bir tehlike söz konusu. Türkiye'de (2014 itibariyle) tam 2 milyon 400 bin sığınmacı var. Türkiye ile dostluk ilişkimizi sürdürmezsek ve bu ülke sınır kapılarını açarsa tüm bu sığınmacılar Avrupa'ya gelecek" diye konuştu. Berlusconi, "Türkiye ile ilişkilerin kesilmesine karar verilirse, sınır kapılarını açabilir" diye de uyarmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise o sene, İSEDAK toplantısında İslam ülkelerine çağrıda bulunarak,  her geçen gün Müslümanlara yönelik saldırıların arttığına bir kere daha dikkat çekerek şöyle demişti. “Bunları yakın takibe almak lazım. Oyun yine İslam ülkeleri üzerinden. Her geçen gün Müslümanlara yönelik saldırılar artıyor. Camilerimizi yakıyorlar… Müslüman kardeşlerimizin üzerine saldırıyorlar. Tüm bunlar Avrupa'da Batı’da oluyor. Artık sesimizi ve tepkimizi yükseltmemiz gerekiyor. Çünkü biz tepkimizi ortaya koymazsak bu tavrın sahipleri daha fazla cesaret bulacaktır. Esasen bugün dünya siyasetini meşgul eden, gündemi esir alan krizlerin neredeyse tamamı İslam ülkelerinde vuku buluyor. Müslümanlar olarak adeta dünyanın yükünü bizler omuzlarımızda taşıyoruz. Batılı ülkelerin kendi çıkmazlarını, kendi bunalımlarını İslam dünyası ve Müslümanlar üzerine yansıtarak perdelemesine daha fazla tahammül edemeyiz… Biz haksızlıkları yüzlerine vurmazsak, korkarım ki bunların pervasızlıkları daha da artacaktır. Biz sessiz kalırsak, Batılı ülkeler için El-Kaide, DEAŞ gibi terör örgütleri kötü, ama şu an için onlara zarar vermeyen PKK, YPG, DHKP-C, FETÖ gibi yapılar iyi olmaya devam edecek.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, işin özünü anlatan esas cümleyi ise o sene konuşma yaptığı Pakistan Ulusal Meclis ve Senato ortak oturumunda söyledi. “Bizi parçalıyorlar, İslam çatısı altında birleşerek yarınlara yürümeye mecburuz."

Fransa eski Cumhurbaşkanı Francois Hollande 7 Ocak 2015'te yapılan Charlie Hepdo saldırısından sonra açık bir itirafta bulunarak "Terörü biz yarattık. Terörü kendi toplumlarımız yarattı. IŞİD bünyesindeki 35-40 bin savaşçının 10 bini Suriye ve Irak dışından gelenlerden oluşuyor” demişti.

ABD öncülüğündeki Haçlı dünyası hasım gördüğü zayıf devletlere NATO kimliği altında savaş açarak, bu Haçlı savaşına bir “uluslararası müdahale” süsü verip görünürde “meşruiyet” sağladı. Askeri ve toplumsal olarak güçlü ülkelere ise mertçe savaş açmayı göze alamadıkları için kendi elleriyle kurdukları “terör örgütü” görünümlü “taşeron ordularla” saldırıyor. FETÖ, PKK, DHKP-C, Boko Haram ve benzeri “terör örgütleri” aslında ABD, Avrupa ve İsrail’in “taşeron illegal ordularıdır.” ABD’nin, Kongre kararıyla PKK’ya, yıllardır on binlerce TIR silah vermesi, artık bu gerçeğin, gizlenemez belgesidir. Aslında bu durum bile tek başına ABD ve Avrupa’nın ahlaken, siyasi, askeri ve ekonomik yönden çökmekte olduğunun ilanıdır.

ABD Harp Okulu Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün 2017’nin Temmuz ayında yayınladığı rapor, bu hakikate işaret ederek Dünyadaki ABD hegemonyasının hızla çöktüğü uyarısında bulunuyordu. Bu rapor, “ABD çıkarları karşısında hızla büyüyen tehditler olarak tanımlanan Rusya ve Çin gibi büyük rakiplerden değil, aynı zamanda Arap Baharı tarzı olayların artan riskinden de kaynaklanıyor” diyerek, Batıda başlayabilecek “iç savaş”a işaret ediyordu. Pentagon raporu, ısrarla “Batının stratejik üstünlüğünü kaybettiğine” dikkat çekiyordu.

Aynı günlerde İsrail’in Mescid-i Aksa ile ilgili pervasızlıkları konusunda konuşan BM Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Mladenov ise "Hiç kimse bu yaşananların yerel olaylar olduğu hatasına kapılmasın. Olaylar birkaç yüz metrekare alanda yaşansa da bütün dünyada milyonları etkiliyor. Yaşananlar duvarın ötesinde, İsrail ve Filistin'in ötesinde ve Ortadoğu'nun ötesinde felakete neden olabilir" uyarısı yapmıştı.

Aynı günlerde İsrail'in eski Dışişleri Bakanı Tzipi Livni de, “Mescid-i Aksa'daki güvenlik önlemleri konusunda yapılan taktiksel değişikliklerin işleri daha da kötüleştirdiğini ve İsrail'in bunu sonlandırması gerektiğini” belirtmişti. Livni, İsrail Ordu Radyosu'na yaptığı açıklamada "Filistinlilerle olan çatışmamız ile Ürdün ve diğer Sünni uluslarla yaptığımız işbirliğini, Müslümanları İsrail devletine karşı birleştirecek bir etkinliğe dönüştürmenin bir adım ötesindeyiz” dedikten sonra “İsrail'in Müslüman dünyayla dini bir savaşın kıyısında olduğu" ikazında bulunmuştu.

Bu gelişmelerden sonra İsrail hükümeti, Mescid-i Aksa’daki abluka konusunda geri adımlar atmış ve İsrail’in Siyonist Başbakanı Binyamin Netanyahu çok dikkat çekici şu açıklamayı yapmıştı: "Ben de toplumun hisleriyle aynı yerde duruyorum. Duyguları anlıyorum, Mescid-i Aksa girişindeki güvenlik önlemlerini kaldırma kararımız zordu. Ancak İsrail'in güvenliğinin sorumluluğunu omuzlarında taşıyan bir Başbakan olarak, kararları sakin ve bilinçli biçimde almak zorundayım. Ben kararlarımı büyük fotoğrafa bakarak, kamuoyunun bilgisi dışında, açıklayamayacağım zorluklar ve tehditleri değerlendirerek alıyorum." Demek ki Tel Aviv, o güne dek hiç görmediği bazı şeyleri yani “Büyük Fotoğrafı” görmüştü.

Bütün bu mantıklı raporlar, ciddi tespitler ve uyarılara rağmen Batı dünyasının geldiği nokta kendileri açısından tam bir felaket. Özellikle 7 Ekim 2023 Aksa Tufanı sonrasında ABD ve Avrupa’nın merkezini oluşturan devletler korkunç bir akıl tutulması içindeler. Akılsız, tutarsız, mantıksızlar ve bir nevi intihar eylemi yapıyorlar. Yukardan aşağı sıralanan ciddi uyarıları hiç dikkate almadan devam ediyorlar. Anlıyoruz ki Batı Alemi, kaht-ı rical içinde.

Washington’un “müttefik” dediği ülkeler, Amerikan hükümetlerinin azgınlığı ve saldırganlığı yüzünden en büyük ABD düşmanı haline geldiler. Pew Research Center 6 sene önce büyük bir araştırmada, dünya üzerinde ABD'yi en büyük düşman olarak gören ülkenin % 72 ile Türkiye olduğu ortaya çıkmıştı. Şu işe bakın ki, söz konusu rapora göre, ABD'yi en büyük düşman olarak gören listedeki ilk dört sırayı ABD'nin “müttefiki” olan ülkeler oluşturuyordu. Güney Kore'nin % 70’i, Japonya'nın ise % 62’si en büyük düşman olarak ABD’yi görüyordu... Meksika ve Kanada halkına göre, sınır komşusu ABD, Rusya ve Çin'den daha tehlikeli. ABD'yi dost gören iki ülke ise Polonya ve İsrail. 7 Ekim Aksa Tufanı’ndan itibaren, 2023 sonuna kadar Filistin konusunda yapılan BM oylamalarında devletlerin kararlarına dikkat edilecek olursa ABD ve İsrail’in hızlı ve dramatik biçimde nasıl da eridikleri görülecektir.

Birleşik Devletler, siyasi, askeri ve bürokratik kadrolar çapsız, kabiliyetsiz ve tutarsız kişilerle dolu. Eski başkan Trump durum karşısında, "Beyaz Saray gerçek bir çöplük" demekten kendini alamamıştı. Şimdi yani Joe Biden zamanında vaziyet çok daha kötü. ABD ve Avrupa hızla yalnızlaşıyor, zayıflıyor. Ama bunu örtbas etmek için kaba kuvvete daha çok ağırlık veriyor ve hoyratlaşıyor. Bu durum korkunun ve endişenin yansımasıdır. Müslümanlar başta olmak üzere dünyanın geri kalanı ise hızla birleşiyor.

2024’te öncelikle İsrail, ABD ve Avrupa ülkelerinde ciddi iç karışıklıklar, siyasi ve toplumsal kaos bekleniyor. 2010’dan itibaren konuştuğumuz Arap Baharı’nın, “Avrupa Baharı” ve “ABD Baharı” olarak o coğrafyalara da yayılması kaçınılmaz görünüyor. Batı ülkelerinin böyle bir gelişmenin altından kalkabilmesi mümkün değil.

Batı, mukadder sona doğru hızla yuvarlanıyor

KAYNAK:STRATEJİK DÜŞÜNCE ENSTİTÜSÜ (SDE)

 

ENERJİDE MERKEZ ÜLKE :TÜRKİYE...

RUSYA SALDIRI BAŞLATTI!...

Donald Trump, Kasım Seçimlerinde Aday

Trump'a suikast girişimi

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ YAZDI: "5 TEMMUZ 2009 URUMÇİ KATLİAMI"

Gazetecilerin Diaspora Faaliyetlerine Destek Kamu Birliği Başkanı Fuad HÜSEYİNZADE Yazdı: "Azerbaycan Gerçekleri"

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ, "ŞUŞA BEYANNAMESİ TÜRKİYE-AZERBAYCAN İLİŞKİLERİNİ ÜST SEVİYEYE ÇIKARTMIŞTIR"

Resul DAĞSARAY SDE İçin Yazdı: "İran'da Cumhurbaşkanlığı Seçimi; Güç Oyunlarında Yeni Bir Cephenin Defakto Olarak Tanımlanma Sahnesi"

Gazeteci Yazar Mesut Haray Yazdı: "Güney Azerbaycan Milli Hareketi: Özgürlük, Adalet ve Ulusal Devlet Hedefiyle Mücadeleye Devam"

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ İSRAİL'İN OLASI LÜBNAN SALDIRISI HAKKINDA ÖNEMLİ DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Fenerbahçe 5 4 0 1 11 13
2.Galatasaray 4 4 0 0 11 12
3.İstanbul Başakşehir 4 3 0 1 6 10
4.Beşiktaş 4 3 0 1 6 10
5.Eyüpspor 5 2 0 3 4 9
6.Konyaspor 5 2 2 1 -1 7
7.Sivasspor 5 2 2 1 -1 7
8.Antalyaspor 5 2 2 1 -3 7
9.Göztepe 4 1 0 3 2 6
10.Samsunspor 4 2 2 0 1 6
11.Kasımpaşa 5 1 2 2 -2 5
12.Rizespor 5 1 3 1 -10 4
13.Trabzonspor 3 0 0 3 0 3
14.Gazişehir Gaziantep 3 1 2 0 -1 3
15.Alanyaspor 5 0 2 3 -5 3
16.Bodrum FK 5 1 4 0 -5 3
17.Kayserispor 3 0 1 2 -1 2
18.Hatayspor 5 0 3 2 -5 2
19.Adana Demirspor 5 0 4 1 -7 1

YAZARLAR