Sevgili dostlar,
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü…
Dünyada çalışan Tüm Basın Emekçilerinin Günü…
Kutlu Olsun!
Şahsım 1978 yılında başladığım Gazeteciliğin, 47’inci yılına devem ediyorum. Şu anda çalıştığım Gazetenin Genel Yayın Yönetmenliğini sürdürmekte, köşedeki sayfamda sizlere bir şeyler anlatmak ile devam ediyor; aklımızı, fikrimizi sizlere sunmak için çırpınıyoruz.
Benim kalbimi Gazeteciliğe veren ilk tanıştığım Gazeteci rahmetli Ecvet GÜRESİN idi…
Yıl 1968. 9 yaşındayım. Rahmetli Babam Dr. Cemal Aygen, TRT Haber Dairesi Başkanı. Ağustos ayının son günleri.
Gazeteciler her zaman olduğu gibi Basın İlan Kurumunun Bayramaoğlu’ndaki tatil köyündeyiz. Ecvet Bey, bir gün biz gençleri toplayıp bizlere “Sovyetler Birliği Çekoslavakya’yı işgal etti. Ne düşünüyorsunuz?” diye bir soru sordu. En büyüğümüz Aziz Nesin’in oğlu Ali, Doğan Kasaroğlu’nun oğlu Murat, Esin Çelikkan’ın oğlu Murat, ağabeyim Murat Aygen, ben ve en küçüğümüz Deniz Arman…
Konuyla alakalı hepimiz bir şeyler söyledi. Ben de her şeyi bilişmişim gibi neler anlattığımı şimdi hatırlamıyorum…
Ertesi sabah Babam bana “Cumhuriyet Gazetesini oku” dedi. Ben de “Ver de okuyalım” dedim. Ama Babam “Git bir Cumhuriyet Gazetesi satın al, öyle oku” dedi. Gittim aldım. Sayfalara bakıyorum ancak ilgimi çeken bir şey göremiyorum. Babama “ Gazeteyi aldım ama enteresan bir şey göremedim” dedim.
Babam, “ Ecvet Güresin’in makalesini oku” dedi. Aman Allah’ım!.. Ecvet Bey, biz gençlerin düşüncelerini adlarımızı da vererek son satırlarında benim söylediklerimi sayfaya taşıyarak hepimizi Gazetenin makalesine koymuştu. Bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum. Uçuyordum. Bir Gazeteci, biz gençleri adam yerine koyarak düşüncelerimizi köşesine taşıyarak dikkatimizi Türk halkına sunmuştu. Benim söylediklerimden çok Gazeteci olmam gerektiğine karar vererek bu günlere gelmiş oldum.
Çalışan Gazeteci dostlarımı kutlarken çalışmaktan uzaklaştırılan meslektaşlarımı da kutlarım.
Ey Emekçi dostlarım!.. Gazetemiz hepimize açık.
Serbest Gazeteciliğin gündeme geldiği bu günlerde Gazetemiz, Serbest Gazetecilerin de bir yuvasıdır. Unutmayın… Sevgilerle!
ANAYASAMIZI KİM DEĞİŞTİRİYOR?
Biliyorsunuz gündemde Anayasa değişikliği konusu var…
Öcalan’lı ya da Öcalan’sız bir konu…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ekranlarda, “Anayasa değişikliği bizim gündeminde yok ” diyor. Görünüşte bu tutumun bir anlamı var.
Ne var ki, çok çabuk unuttuğumuz gerçeklerde de var.
Mesela Kemal Kılıçdaroğlu’nun 6’ lı masa toplantılarında Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusuna girmeden şu anda Avukatların Baro Başkanı, eski CHP Milletvekilli Prof. Dr. Kabaoğlu’nun tasarladığı Anayasa değişikliği gizli oturumlarda tartışılmıyor muydu?
O dönem İYİ Parti Genel Başkanı olan Meral Akşener, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu ve Gültekin Uysal’ın tayin ettiği hukukçular Meclis'te kapalı kapılar ardında çalışmalar yapılmıyor muydu?
Şimdi Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, İYİ Parti Milletvekili iken bu gizli toplantıları deşifre etmesi ve Partisindan atıldığını ne çabuk unuttuk…
CHP’den ayrılan Öztürk Yılmaz kurduğu Yenilik Partisi Genel Başkanı olarak Anayasanın temel maddelerinin değişmesine hayır dediğini ne çabuk unuttuk…
Prof. Dr. Kaboğlu, biz “1924 Anayasasına geri dönmemiz gerekir”, demiyor muydu.
Şimdi takkeyi önümüze koyalım…
Gazi Mustafa Kemal Paşanın kurduğu Cumhuriyet Halk Fırkasından bu güne nasıl geldik?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Abdullah Öcalan’a farklı bakmanın da gerekli olduğuna dair, ona benzer sözler söylüyor. Gündemde verilen haber ise CHP kanadından Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilme olanaklarını gündemde tutuyorlar derken 1924 Anayasasına dönelim diyorlar.
Ey CHP’liler. Mertseniz Prof. Dr. Kabaoğlu’nun hazırladığı Anayasa değişikliği çalışmanızı açık açık anlatın. Millet de kimin ne yaptığını anlasın.
Halka her şey anlatılır ama iğneyi her zaman ortaya çıkaran emek veren çalışan Gazetecileri ve Serbest Gazetecileri inandıramazsınız.
Çalışan Gazeteci dostları şimdiden kutlarım…
Sağlıkla kalın!..
