HANDE USTAMAHMUT

Tarih: 09.02.2025 13:45

Cinsiyet Eşitliği mi, Kimliksiz Toplum Dayatması mı?

Facebook Twitter Linked-in

Son yıllarda toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında geliştirilen projeler, biyolojik cinsiyetin önemini azaltarak cinsiyetsiz bir toplum oluşturma hedefi güdüyor.

Cinsiyet farkının ortadan kaldırılmasıyla eşitliğin sağlanacağı düşüncesi, fıtrata aykırı projeleri de beraberinde getiriyor. Bu noktada biyolojik cinsiyet “doğumda atanmış” bir özellik olarak tanımlanırken, cinsiyetin sabit olmadığı ve koşullara göre değişebileceği yönünde çeşitli teoriler ortaya atılıyor.

Şimdi soruyorum sizlere: “Doğumda atanmış cinsiyet” nedir? Her geçen gün çelişkili teorilerle insanların zihinlerini bulandıran bu anlayışlar, toplumsal düzen açısından tehdit oluşturuyor. Peki, bu neden yapılıyor?

Cinsiyet rolleri arasındaki adaletsizliği gündeme getiren bazı aktivistler, bu eşitsizliği ortadan kaldırmanın tek yolunun cinsiyet kavramını tamamen yok etmek olduğunu savunuyor…

İkili cinsiyet algısının yanlış olduğu iddiasıyla, toplumsal cinsiyetin sadece kadın ve erkekle sınırlanamayacağı görüşü giderek yaygınlaşıyor.

Bu anlayış, bireylerin biyolojik kimliklerinden bağımsız olarak kendilerini tanımlamalarını teşvik ederken, gelecek nesillerin ahlaki ve hukuki güvenliğini tehdit eden sonuçlar doğurabilme riski taşıyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için önerilen bu yöntemler, toplumsal düzen açısından tehlike oluşturuyor.

Öte yandan, toplumsal cinsiyet eşitliğini yetersiz bulan bazı ülkeler, “nötr cinsiyet” uygulamalarını hayata geçirmeye başladı.

Örneğin İsveç’te, kadınlar için “hon” ve erkekler için “han” zamirlerinin yanı sıra, nötr bir zamir olan “hen” kullanılmaya başlandı.

Bunun yanı sıra, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde okul öncesi eğitimden itibaren nötr cinsiyet kavramının benimsetilmesi için çalışmalar yürütülüyor.

Ama işin garip yanı toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarını temel alan İskandinav ülkelerinde kadın ve erkekler arasındaki eşitsizlikler hâlâ devam ediyor. 

Bu yüzden toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları benimsenirken cinsiyetsiz toplum yerine, cinsiyet kimlikleri arasında adalet sağlanmalıdır.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —