Hayrettin ÇAKMAK


Darbe Mikrobu

Maalesef Başbakan ve bakanların idam edildiği 1960 darbesini yapanlar ve şakşakçıları 1961 anayasasını “Hürriyet ve anayasa bayramı” olarak ilan etti ve kutlattılar.


Tüberküloz (Verem hastalığını) Mycobacterium tuberculosis isimli bir mikrop yapar. Bu mikrop, insanla tarih boyunca birlikte yaşamış bir mikroptur. Herkeste vardır. Vücut eğer zafiyet gösterirse hemen harekete geçer.

Darbeler, ayaklanmalar, isyanlarda böyledir. Disiplin elden gitmemeli. Bizde İlk Yeniçeri ayaklanması 1446 yılında Edirne’de yaşanan Buçuktepe isyanıdır. Yeniçeri; çocuk yaştaki Fatih’i kabul edemedi. Ayrıca maaşların, değeri düşük akçe ile ödenmesi üzerine ayaklandılar. 2.Murat tekrar takta geçip maaşlara yarım akçe zam yapmıştı. 

İmparatorluk coğrafyamızda Yeniçeri Ocağı 1364’de I. Murat tarafından kurulmuştu. Osmanlı Ordusunda padişaha en yakın askeri birlikti. Uzun yıllar İmparatorluğun Sancağı’nı taşıdılar. Kuruluşundan kaldırıldığı 1826’ya kadar sık sık isyan çıkardılar, padişahları tahttan indirip yenisini oturttular ve hatta birçok padişah, sadrazam, üst düzey devlet adamını hunharca öldürdüler.

Önceleri evlenmeleri, esnaflık yapmaları yasak olan yeniçeriler bu yasakları zamanla terk ettiler ve bozuldular. Konumlarını güçlendirdikleri için de olaylar karşısında İstemezük diyerek kazan kaldırmaya (isyan etmeye) başladılar.               

15 Haziran 1826’da Yeniçeri ocağı son isyanını yaptığının farkında değildi. Sultan ikinci Mahmut hızlı bir şekilde Ulemadan bu isyanın bastırılması gerekir fetvasını alıp halka duyurdu ve “Siyah Sancak/Sancak’ı Şerif’i” çıkarıp halkı “savaş” için Sancağın altına toplanmaya çağırdı. O ana kadar ilk kez bir Padişah sırtını halka dayıyordu. (Bu durum o dönemde halka sokağa çıkın! Meydanlara koşun! Komutu ile aynıdır.

Halkın sancak altında toplandığını gören ikinci Mahmut Yeniçeri Ocağı’nı topa tutma emrini verdi. Yeniçerilerden teslim olmaları istendi ama bunu reddettiler ve kışlalarına çekildiler. Bu sefer kışlalar topa tutuldu  Kaçan yeniçerilerden 6 bin kadarı o gün öldürüldü. İki ay içinde de 20 bin  kadar yeniçeri yakalanıp idam edildi. Osmanlı belli bir müddet ordusuz kalsa da bu olaya “Vak’ayı hayriye” (Hayırlı Olay) denir.  Günümüz modern ordusunun temeli 1826 sonunda Sultan II. Mahmut tarafından “Asakir-i Mansure Muhammediye”  adıyla kuruldu. (Erkan Hacıfazlıoğlu makalesi)
 
Bizim tarihimizde tekerrür (tekrarlar) çoktur. Olaylarda benzerlikler de çoktur. 15 Haziran 1826 tarihinden 15 Temmuz 2016 tarihine kadar geçen 190 yıllık süre içerisinde ne çok istemezük nidaları atıldı, ne çok kazan kaldırıldı. 1909’da 31 Mart vakası ile Sultan Abdülhamit tahttan indirilir (tarihçi Yılmaz Öztuna darbeyi İngiliz’lerin planladığını söyler) , 23 Ocak 1913 günü Enver ve Talat paşanın öncülük ettiği, tarihe de Bâb-ı Âli Baskını olarak geçen darbe ile Osmanlı’da yönetim İttihat ve Terakki’nin eline geçmiştir. Bu darbelerin bedeli İmparatorluğun yok oluşu ile noktalanmıştır.

Cumhuriyet dönemine geldiğimizde, devletin bekası rejimin devamına bağlanmıştır. Cumhuriyet’in sigortası da ordu sayılmıştır. Darbeciler yetkiyi iç hizmet kanununda bulunan “Cumhuriyeti koruma ve kollama” ifadesinden aldıklarını söylemiştir. Bu gerekçe amiyane ifade ile palavra bir gerekçedir. Çünkü hiçbir darbe öncesi Cumhuriyet Rejimi için tehlike söz konusu olmamıştır. Ama Türkiye’nin kalkınması ABD ve batı dünyası çıkarları için tehlikeli görülmüş, darbeler yaptırılmıştır. 

Bu darbelerin yetki maddesi 2013 yılında değişmiş olmasına rağmen, 2016 yılında Obama ABD’sinin yönlendirmesiyle yeniden sahnelenmiş ama püskürtülmüştür. O gece Ulema fetvası gibi mahkemeler hızla “Darbeciler hakkında yakalama kararı çıkardılar” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir nevi siyah sancak çekip halkı meydanlara çağırmıştı.  Bu Türkiye’de bir ilkti ve halk meydanlardaydı.

Asker bizde kendisini devlet yönetiminde yüzde 51 söz sahibi, büyük hissedar görme algısından kurtaramamış, hatta bunu benimsemiştir. Bu durum İttihat ve Terakki ile siyasi işlere karışmaya başlayan Harbiyelilerden gelen bir gen bir reflekstir. Nedeni de yetişme tarzı ile kazandığı “devlete karşı borcu ve devleti sahiplenme” duygusudur. Böyle bir eğitim devleti halka karşı koruyan kafalar yetiştirir. 

İkisi de askeri darbe sonrasının mahsulü olan 1961 ve 1982 anayasaları demokrasi ve özgürlükler noktasına ciddi fay hatları oluşturmuştur. Devlet vatandaş ilişkilerinde; Devleti vatandaştan koruyan kırmızıçizgiler baskındır.

1961 anayasası ikili meclis sistemini; TBMM yanında filtre görevi yapan senatoyu getirmişti. Meclisten geçen kanunlar Senatoya gelir, ya onanır ya da geri iade edilirdi.
Bu yetmemiş; eğer bu filtreden sızma olursa (Güçlü bir şekilde iktidara gelen parti senatoda da çoğunluğu eline geçirirse korkusuyla) meclisler Anayasa Mahkemesi ile yürütme (hükümet) aygıtı da Danıştay’la kontrol altına alınmıştır. 

Bu kontrol tam bir vesayet sistemidir. AYM kararları vesayet sistemini koruyan kararlar olmuştur. Mizahçı Şinasi Nahit her mahkemeye çıkışında hâkim “gereği düşünüldü” der, Şinasi bey hapis yatarmış. Yine bir mahkeme, yine aynı hâkim gereği düşünüldü deyince Şinasi Nahit yerinden fırlamış ve “Hâkim bey, hâkim bey, sen hep gereğini düşünüyorsun, biraz da beni düşünsene” demiş. AYM’de vesayeti düşünüyordu.

Maalesef Başbakan ve bakanların idam edildiği 1960 darbesini yapanlar ve şakşakçıları 1961 anayasasını “Hürriyet ve anayasa bayramı” olarak ilan etti ve kutlattılar. 1982 anayasası ise aşırı derecede tepkisellikle yazıldığı için değiştire, değiştire dengesi bozulmuştur.  Son ana kadar askeri Yargıtay ve askeri Danıştay’ı olan bir ülkeydik. Özetle, Anayasalarımız hep askeri paraşütle inmiştir. Anayasalar sıkıyönetimin olduğu dönemlerde hazırlanmıştır. Sıkıyönetim ikliminde demokrasi hasadı olmaz! 

1960 darbesine taraf olan her kesim darbeden az çok nemalanmıştır. Asker için bile kurduğu yardımlaşma kurumu olan OYAK’la ülkenin kalkınmasından legal pay alma yolunu buldu diye dedikodu yapılmıştır. Oyları azalmasına rağmen CHP kendi muhalefette kalsa da son yıllara kadar fikren iktidarda kalmıştır. Çünkü devletin anatomisi böyle kodlanmıştır.. Anayasal düzeyde yapılan yasal, ama hukuki olmayan düzenlemelerle ülke kaybetmiştir. Darbeciler hukuka bakmaz yasaya bakarlar. (Mesela:
ABD’nin Arkansas eyaletinde  “Kocanın karısını ayda bir dövmesi normal fakat birden fazla dövmesi yasaktır” Amerikalı her ay bir kez karısını döverse bu yasal oluyor ama hukuki olduğu söylenebilir mi? Darbecilerde milleti böyle dövmüştür. Yıl 2025 biz hala darbeci Kenan Evren’in antidemokratik bir iklimde hazırlatıp kabul ettirdiği, sivil iradenin yerine yenisini koyamadığı 1982 anayasası ile yönetiliyoruz.   

Bu ayıp yeni anayasaya destek vermeyenlere yeterde artar. Eğer utanırlarsa!

TRUMP RUSYA'NIN KAZANDIĞINI ANLADI

ALMANYA'DAN AÇIKLAMA: KİEV TOPRAK TAVİZİ VERMEYE HAZIR

ABD TEMSİLCİLER MECLİSİ'NDEN BORÇ KRİZİ UYARISI

YUNANİSTAN'IN YENİ CUMHURBAŞKANI KONSTANTİNOS TASULAS OLDU

SON DAKİKA : HİRVATİSTAN'DA DEPREM

UKRAYNA'DA ENERJİ TESİSLERİ VURULDU

TRUMP'TAN HAMAS'A BÜYÜK TEHDİT

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: MALEZYA İLE TİCARET HACMİNİ 10 MİLYAR DOLARA ÇIKARTTIK

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN TRUMP'A CEVAP : KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ

ABD ADALET BAKANI BONDİ FBI’IN DIŞ MÜDAHALE GÜCÜNÜ KAPATTI

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 21 18 0 3 32 57
2.Fenerbahçe 22 17 2 3 35 54
3.Samsunspor 22 13 5 4 13 43
4.Eyüpspor 22 11 5 6 14 39
5.Göztepe 22 10 7 5 13 35
6.Beşiktaş 21 9 4 8 10 35
7.İstanbul Başakşehir 22 9 7 6 9 33
8.Kasımpaşa 22 7 5 10 -2 31
9.Trabzonspor 21 7 6 8 11 29
10.Alanyaspor 22 7 8 7 -5 28
11.Rizespor 22 8 11 3 -11 27
12.Gazişehir Gaziantep 21 7 9 5 -3 26
13.Antalyaspor 22 7 10 5 -16 26
14.Konyaspor 22 6 10 6 -7 24
15.Sivasspor 22 6 11 5 -11 23
16.Kayserispor 21 4 9 8 -19 20
17.Bodrum FK 22 4 13 5 -14 17
18.Hatayspor 22 1 14 7 -19 10
19.Adana Demirspor 21 2 17 2 -30 5

YAZARLAR