Hayrettin ÇAKMAK


Değiştirilmesi teklif edilemez

Terörsüz Türkiye çalışmalarında Ana muhalefet taraftarlarının atıp tutmalarına, suçlamalarına karşı kendi partilerinin çok yakın tarihinden hatırlatma yapmak zaruri hale gelmiştir.


Bizim anayasalarımız olağanüstü dönemlerde yapıldığı için “aman ha, sakın ha, dokunma, cıs vb.” cinsinden uyarılar taşırlar. Bunlardan biride dünyada benzeri olmayan sadece bizim anayasamızda var olan dördüncü maddedir. Anayasayı hazırlatanlar akıllarınca bu maddeyi ilk üç maddeye koruyucu zırh yaptılar.

1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı” dır. Başkenti Ankara’dır.

Gelelim dokunma! Cıs! diyen maddeye

4- Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2.nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3.üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

 

Bu konuda yazar Vehbi Kara’nın köşe yazısından bir alıntı ile devam edelim.

Anayasa mahkemesi raportörlüğü yapan eski Milletvekili Osman Can’a bir konferans sunarken şu soruları sormuştum: “Değişmez ve değiştirilmesi teklif edilemez” maddeleri olan dünyada başka bir anayasa var mıdır? İkinci olarak “bizden sonraki nesillere başkentin Ankara olmasını dayatmak doğru olur mu? Örneğin bizim çocuklarımız başkentin Antalya olmasını isteyemez mi?”

 

Osman Can bu sorularıma esprili bir şekilde cevap vermişti ve hatırımda kaldığı kadarı ile şunları söylemişti: “Dünyada buna benzer bir anayasa yok. Fakat demokrasilerde çareler tükenmez. Dördüncü maddeyi değiştirmek için hiçbir yasal ve hukuki engel yoktur. Bu maddeyi değiştirdikten sonra anormal durum kalktığı için ilk üç maddeyi değiştirmek mümkündür” (Vehbi Kara 8 Ekim 2021 Yeni Akit Gazetesi)

 

Evren daha sonra dil konusunda hata itirafı yapıyor ve şöyle diyordu "Ben devlet başkanıyken, bir köyde ilkokula gittim. Açtım kitabı, oku şunu dedim çocuğa. Kem küm, çocuk okuyamıyor. Dördüncü sınıfa gelmiş, Türkçeyi okuyamıyor. Kızdım. Sonradan anlaşıldı ki, öğretmen de Kürt. Kürtçe yapıyor tedrisatı. Döndüm ve Kürtçe yasağını koyduk. Kürtçe tedrisat yapılamaz dedik. Ama, biraz ağır yasak koyduk. Sonra bu yasak kaldırıldı, ama hataydı. Hata olduğunu sonradan anladım" diye konuştu. (Fikret Bila)

Bir başka beyanatında: Belçika'yı ele alalım. Flamanlar ve Valonlar kavga etmiyorlar.

Ben Genelkurmay Başkanı iken Kanada'ya gitmiştim. Orada Quebec bölgesine gittim. Genelkurmay Başkanı gezdiriyor. Quebec'te lisan Fransızca. Tuhafıma gitti. “Kanada'da nasıl iş bu?” dedim. Dediler ki, “Burası Fransa'dan kalma bölge. Bir anlaşmayla bırakıldı., buradaki halkın kendi lisanı kabul edilecek, kendi lisanlarını kullanacaklar” denilmiş. Bu bölgede devlet hizmetine gelecek bir vatandaş hem İngilizceyi hem Fransızcayı bilmek zorunda dediler. Bölgede hizmet verecekse bu zorunluymuş. Şimdi Bizde de Güneydoğu'da hizmet verecek memurun Kürtçe de bilmesi lazım. Katı tutumla olmaz bu iş

 

Eyalet sistemi için “bu modelin Türkiye'nin üniter yapısını bozacağı ve sonunda ülkenin bölünmesine yol açacağı” iddia edilir. O katı anayasayı yapan Evren daha sonra anayasanın 3.maddesini bakın nasıl delmeye çalışmış.

Röportaj tarihi 28 Şubat 2007 Sabah gazetesi. “Bavyera’da üç bayrak gördüm. Nedir diye sordum, “AB bayrağı, Almanya bayrağı ve Bavyera bayrağı” dediler. Biz, bölge valiliklerini eyalet olur diye düşünmüştük. Türkiye’yi 8 eyalet olarak planlamıştık. Türkiye ilerde eyalet sistemine geçebilir. Bölge valiliklerini belki de eyalet olur diye düşünmüştük. Bundan korkmamak lâzım. Kaç senesi var bilmiyorum ama Türkiye ileride eyalet sistemine geçebilir.” demişti.

 

Evren, 1 Mart 2007 tarihli Hürriyet gazetesinde yayınlanan röportajda da “Aslında bu düşüncem yeni değil. Daha 1980’li yılların başında bunları düşündüm. Bölge idare mahkemelerini kurarken bu zihniyetle hareket ettik. Türkiye’yi birtakım bölgelere böldük. Yetkileri oraya devrettik. Türkiye bir gün mutlaka bu adımları atacak. Yoksa huzur bulmamız mümkün değil. Tutturmuşlar bir karış toprak vermeyiz diye. Bunlar dünyaya ayak uyduramayan insanlar. Huzur bulmak istiyorsak cesur adımlar atmalıyız.” diye konuşmuştu.

 

1982 Anayasasının kabulü ile köşke çıkan darbeci Kenan Evren Türkiye'nin 8 eyalete bölünebileceğini ve bu eyaletleri "Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Erzurum, Diyarbakır, Eskişehir, Trabzon" olarak sıralamıştır.

 

Gazeteciler Evren’e: Bir zamanlar Özal bunu söylediğinde hakkında yazılmadık yazı, söylenmedik söz kalmamıştı. Siz nasıl söyleyebiliyorsunuz? Diye sorunca; “Özal bunu Güneydoğu'da bir yerde söylemişti. Onun annesi Kürt'tü. Şimdi ben söylüyorum. Birilerinin söylemesi lazım. Geldiğim yaş ve yaptığım işler bana bu cesareti veriyor. İşte ben de çıkıp söylüyorum” diye cevap vermiştir.

 

Bunun üzerine Eski DEP Milletvekili Selim Sadak alaylı bir üslupla: Türkiye, Kenan Evren'in bile gerisinde kaldı. Bizi Kenan Evren savunacaksa vay halimize. Demiştir.

 

Maalesef bizler, darbecilerin milletimizi zincire vurduğu, daha sonra da yanlış yaptık dedikleri bu anayasayı kaldırıp sil baştan ve sivil bir anayasa yapamadık. 1982’den buyana bu anayasa ile yaşıyoruz.

 

Birileri çıkıp 21 kere değişiklik yapıldı yetmedi mi diyebilir. Evet yetmedi. Mesela İstiklal mahkemelerinde şapka için kadının bile asıldığı şapka kanunu bu anayasaya göre devrim kanunları içindedir. 174. Maddede 8 madde olarak sayılan bu kanunların “Anayasaya aykırılığı ileri sürülemez ve Anayasa Mahkemesince iptallerine karar verilemez” hükmü vardır.

 

Terörsüz Türkiye çalışmalarında Ana muhalefet taraftarlarının atıp tutmalarına, suçlamalarına karşı kendi partilerinin çok yakın tarihinden hatırlatma yapmak zaruri hale gelmiştir.

 

Deniz Baykal’ın SHP genel sekreteri, Erdal İnönü’nün Genel başkan olduğu 1989 yılında Deniz Baykal başkanlığında Fuat Atalay, Hikmet Çetin, Cumhur Keskin ve Eşref Erdem tarafından hazırlanan “SHP’nin Doğu ve Güneydoğu Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri” raporu ile CHP’nin Algan Hacaloğlu başkanlığında Milletvekilleri, Belediye başkanları ve bölgedeki il başkanlarından oluşan bir ekibe hazırlattığı 1999 ve 2001 yıllarında yayımladığı “Doğu ve Güneydoğu” ile “Demokratikleşme, İnsan Hakları” raporları var. Bu raporlardan bir iki paragraf nakledelim.

 

CB Erdoğan Diyarbakır’da tırnak içinde bir ifade ile “Kürt sorunu” dediğinde; Deniz

Baykal dahi, Kürtlerin sorunu vardır ama Kürt sorunu demekten kaçınıyordu. Fakat partisinin hazırladığı o raporda "Terör sorununa" karşı "yeni güvenlik" politikalarının "Kürt sorununa" yönelik olarak ta, "demokratikleşme" ve "bölgesel Sosyoekonomik kalkınma" politikalarının, kararlılıkla uygulamaya konulması tek çıkış yoludur. Önerisi vardır. Demek ki Kürt Sorunu varmış ki raporda sorunun çözüm reçeteleri sunulmuş.

 

Raporu merak edip okumanızı öneririm. O tarihlerde çok iddialı raporlar hazırlanmış ve DGM (O dönemler var olan Devlet Güvenlik Mahkemesi) soruşturma açmıştı.

 

Rapordan bir başka bölüm: Anadil yasağı ile ilgili her türlü yasal düzenleme yürürlükten kaldırılacak, yurttaşların anadillerinde serbestçe konuşabilmeleri, yazabilmeleri, öğretebilmeleri, bu dillerde değişik kültür etkinliğinde bulunmaları güvence altına alınacaktır. Anadil yasağının kalkması ile anadillerin yurttaşların yaşamında özgürce kullanılması ve bu dillerde yayın yapılması olanağı sağlanmış olacaktır.

Devamında Türkçe için yazılanları da nakledelim. Hiç kuşku yok ki Türkçe Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dili olacak ve eğitim dili olarak kullanılacaktır. Ayrıca Türkçenin tüm yurttaşlara öğretilmesi için gerekli önlemler alınacak ve uygulanacaktır.

 

Kürt kökenli yurttaşlarımız da dil, kültür, folklor ve kimliklerini koruma, geliştirme ve açıklayabilme; kendi anadillerinde yazılı basın, radyo ve televizyon dahil her türlü medya aracılığı ile yayın yapabilme; özel okullarda kendi anadilleri ile eğitim yapabilme; Kürt dil ve kültürü üzerinde araştırma yapacak enstitüler ve benzeri kurumların kurulabilmesi haklarına kavuşmalıdırlar.

 

Bu raporları kamuoyuna paylaşıldığı dönemlerde okumuş ve 1982 Anayasasının dikişleri patlamıştır demiştim. Hem Kenan Evren hem de ana muhalefetin karşı duruşuna inanmak istedim. Hadi değiştirelim dendiğinde maalesef anlamsız bir mızıkçılık gözlemledim.

REKOR YAĞIŞLAR VİETNAM'I VURDU

ABD’DEN PASİFİKTE YENİ SALDIRI

JAPONYA'DA AYI ALARMI

KARADAĞ KRİZİNDE SON DURUM

ELON MUSK'TAN GROKİPEDİA DUYURUMU

KIYAMET GÜNÜ RADYOSU'NDAN İKİ GİZEMLİ MESAJ

BATI RUSYA'YI PARÇALAMAYI HEDEFLİYOR

DÜNYANIN EN İYİ 25 ROTASI BELLİ OLDU

ÇİN ELEKTRİK KAPASİTESİNİ ZİRVEYE TAŞIDI

HIRVATİSTAN ZORUNLU ASKERLİK HİZMETİNİ GERİ GETİRİYOR

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 10 9 0 1 20 28
2.TRABZONSPOR A.Ş. 10 7 1 2 10 23
3.FENERBAHÇE A.Ş. 9 5 0 4 8 19
4.BEŞİKTAŞ A.Ş. 10 5 3 2 4 17
5.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 9 5 2 2 1 17
6.GÖZTEPE A.Ş. 10 4 2 4 6 16
7.SAMSUNSPOR A.Ş. 9 4 1 4 4 16
8.TÜMOSAN KONYASPOR 10 4 4 2 2 14
9.CORENDON ALANYASPOR 10 3 3 4 0 13
10.KOCAELİSPOR 10 3 5 2 -4 11
11.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 10 2 4 4 2 10
12.KASIMPAŞA A.Ş. 10 2 4 4 -3 10
13.HESAP.COM ANTALYASPOR 10 3 6 1 -9 10
14.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 9 2 4 3 -3 9
15.GENÇLERBİRLİĞİ 10 2 6 2 -5 8
16.İKAS EYÜPSPOR 10 2 6 2 -7 8
17.ZECORNER KAYSERİSPOR 10 0 4 6 -14 6
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 10 1 8 1 -12 4

YAZARLAR