Hayrettin ÇAKMAK

Tarih: 01.07.2025 08:46

Dost ve müttefik ABD

Facebook Twitter Linked-in

Akdeniz de Osmanlı korsan gemilerinin saldırılarına uğrayan ABD, gemilerini peş peşe kaybetmeye başlayınca Osmanlı ile 22 maddelik bir anlaşma ile bütün Akdeniz'deki faaliyetleri için Osmanlı'ya vergi ödemeye başladı. Ayrıca Cezayir'de bulunan esirlerin bırakılması için de 642,500 dolar "Haraç" ödedi. Ayrıca her yıl 21.600 dolar vergi ödeyecektir. 5 Eylül 1795 tarihinde imzalanan ve dili Türkçe olan Dostluk ve Barış Anlaşması'na göre ABD tarihinde ilk kez bir devlet tarafından haraca bağlanmış oldu. ABD o dönemde Osmanlı padişahı tarafından muhatap alınmamış, Cezayir Dayısı / beylerbeyi Hasan Paşa tarafından muhatap alınmıştı. 1824 yılına kadar bize haraç ödemiş olan ABD, birinci dünya savaşında, İtilaf Devletleri tarafında yer alarak Almanya’ya savaş açmış ve Osmanlı’ya karşı savaşanlar grubunda yer almış, savaşın seyrini Osmanlı ve Almanya aleyhine değiştirmiştir.

 

İlkokul yıllarından buyana bize dost ve müttefik olarak anlatılan ABD bakın bize ne kadar dost ve biz neleryapmış.

 

Birinci dünya savaşında dönemin ABD başkanı VilsonOsmanlı topraklarını bölen bir harita çizdirmiştir. Buna göre: İstanbul merkezli Marmara bölgesi (Vatikan benzeri) Uluslararası Constantinopolitan Devleti, DoğuAnadolu’da Ermenistan, Güneydoğu Anadolu’da KürdistanSuriye, şu anki Irak’ta Mezopotamya adlı bir devlet, Lübnan’da ve İzmirçevresinde yarı özerk bir devlet kurulması hedefleniyordu. Geriye kalan alanda da Türkiyeolacaktı.

 

İkinci dünya savaşına katılmadık. Savaşın galip ülkelerinden Stalin-Rusyası bizden toprak ve üs istedi. İnönü soluğu Amerika’da aldı. Zaten birinci dünya savaşında da Kazım Karabekir’e yazdığı mektupta “ABD mandası istemişti” Gitti ve her şeyimizle ABD’ye bağlandık. O dönemler Orta okul öğrencisi olan Merhum Oktay Sinanoğlu, ABD askerlerinin Ankara’da yaptıkları yüzümüzü kızartacak rezillikleri hiddetlenerek anlatırdı.

 

ABD 1964 yılında “johnson mektubu” ile Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahale ederse Rusya’ya karşı sizin yanınızda olmayız deyip Rumlar’ın yanında yer almıştır. 1974 Kıbrıs müdahalesinden sonra Türkiye’ye silah ambargosuuygulamıştır. Suriye ve Irak’ta terör örgütlerine her türlü para ve silah desteği vermiştir.

Lozan antlaşmasına göre silahsız kalması gereken Ege adalarını doğrudan kendisi silahlandırıyor. Kıbrıs Rum kesimine silah vereceğini ilan ediyor.             

Türkiye’den parasını aldığı halde, 8 adet F-35 uçağını teslim etmedi, 100 adet 

F-35 sipariş ermiştik, onu da iptal etti.  Ödediğimiz 1.250 milyar dolara karşılık F-16’ları modernize edelim diyor. Bunu da yapmayan bir haydut devlettir ABD.

 

Türkiye’de 27 Mayıs 1960’tan 15 Temmuz’a bütün askeri müdahalelerin, içinde olmuş, organizatörlüğünü yapmıştır.  Keza FETÖ terör örgütünü kurup ülkenin kılcal damarlarına kadar sızdırmış ve Türkiye’ye karşı kullanmış ve kullanmaya devam ediyor. Halâ en mahrem makamlarda örgüt elemanları yakalanıyor.

 

Savunma sanayimiz gelişmesin diye her yolu denemiş hatta şu anda Savunma Sanayi başkanı ve ekibine ambargo uygulamaktadır. ABD’ye giremezler.

Gezi Parkı olaylarını bizzat yöneten ve yönlendiren Amerikan büyükelçiliğinden tutuklanan bir ajandan çok kimsenin haberi yoktur.          

 

Türkiye’ye hava savunma füzesi Patriot vermedi. Türkiye S-400 alınca yaptırım uyguladı. Bu düpedüz Türkiye’nin savunmasız kalmasını istemektir. Hava savunması olmayan İran gelen saldırıları ancak yerden seyredebildi. Bizimde aynı olmamızı bekliyordu herhalde.

 

Nankör dost ABD, Türkiye ile NATO’da müttefiktir.Türkiye’de üsleri vardır amma sadece kendi çıkarına olan antlaşmalara uyan bir çapulcu devlettir.     

Özetlersek ABD gibi dostun varsa düşmana gerek yoktur.

 

Soğuk savaş döneminde, NATO’nun güney kanadında ileri karakol görevi yapıyorduk. Sovyetlerle uzun bir sınırın bekçiliği bizdeydi. Bütçede en büyük payı modern silahları olmayan ama asker sayısı çok ordumuz için harcıyorduk.

 

ABD; tank, füze, iha siha helikopter, denizaltı, 5.nesil uçak yapan, çelik kubbe yapan NATO ülkesine silah satan bir Türkiye’yi sever mi? Tabii ki sevmez ve engellemeye çalışır. Modası geçmiş silahlarını ve yedek parçalarını bize satıyordu. Açtığı kredilerin faizleri bazen anaparayı geçtiği dönemler oluyordu. Kendilerine öyle bağladılar ki, engel gördükleri yerliliği yok ettiler. Gazeteci Ekrem Kızıltaş’ın naklettiği bir olayı anlatarak işin boyutunu net görelim

 

1949'un Hava Kuvvetleri Komutanı'nın (Org. M. Zeki Doğan) Nuri Demirağ'a hitaben "ABDyardımından bedava uçak almak dururken uçak fabrikanıza sipariş verirsem yarın bu millet beni asar." Demişti. 

 

Bir fikir vermesi için aktaralım: ABD bize 95 milyon dolarlık savaş malzemesi hibe etmişti. O dönemler dolar kuru 130 ila 150 kuruş arasında seyrediyordu. Bumalzemenin bakımı için ise bütçeden her yıl 400 milyon TL aktarılmıştı 

 

Konunun dışına fazla çıkmadan bir gerçeği belirtmek isterim “Batı hiçbir şeyi bedava vermez, son günlerin moda deyimiyle bir ürüne para ödemiyorsanız ürün sizsiniz” Bugün bedava kullandığımız soysal medya aparatları (Facebook, X, instagram vb) ile her türlü takip, algı oluşturma ve yönlendirmeyi yapıyorlar.

 

Trump denen haydut bugüne kadar seçilen ABD başkanlarının hepsinden fazla oy almasına rağmen, geçen seçimde Biden çakalına kaybetti. Kim sayesinde İnstagram ve Tvitter sayesinde. Twitter’de hesabını askıya aldılar halkla iletişimini kestiler. İnstagram sayesinde de Biden’in ulaşması gereken genç seçmene ulaşım sağlanmıştı. Bu nedenle “batının bedavası yoktur.” Diyorum. 

 

En son örnek ise, İsrail bir gece operasyonu ile İran’a saldırıyor, Genel Kurmay başkanı dahil üst düzey askerleri, uranyum konusunda çalışan bilim adamlarını öldürüyor. Bu adresleri nasıl bulduğu sonradan anlaşıldı. Bedava kullanıma sunulan Whatsapp uygulamasının konum bilgisinden bu kişilere ulaşılmış. 

 

Bu uygulama “Hani uçtan uca şifreliydi” Whatsapp ABD ürünü, İsrail nasıl oluyor da bu uygulamanın konum bilgisine ulaşıp cinayet işleyebiliyor. İsrail demek ABD demektir. Başta belirttiğimiz gibi ürün bedava ise; ürün sizsiniz! 

Şaşırtan bir bilgi daha verelim ABD Temsilciler Meclisi Whatsapp’ı yasakladı. Gerekçe ise Whatsapp depoladığı verileri şifrelemiyor ve kullanıcı verilerinin ne şekilde işlendiği konusunda yeterli şeffaflık sunmuyormuş. Bunu teknik bir kusur olarak değil, devletin güvenlik refleksiyle doğrudan bağlantılı bulmuşlar. Komşumuz İran’ı da bu açıklardan yakaları ortaya çıkıyor.

 

Türkiye ne zaman çıkarını düşünüp alternatif arasa; bedeli ağır oluyordu. Menderes sanayi hamlesi için ABD ve Almanya’dan istediğini alamayınca; Moskova ile iş birliği yapmaya kalkmanın bedelini 1960 darbesinde idamla ödedi.  Demirel ise “SSCB ile ağır sanayi hamlesini yapmamız 1971 askeri muhtırasının gerekçesidir, ne zaman Sovyetler ile karşılıklı menfaate dayalı bir iş yapsam, iktidardan oldum”demiştir


 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —