Betül ÜNLÜ


EDGAR DEGAS (1834-1917)

Empresyonistlerin aksine çizgiyi daima renge tercih ediyordu


Claude Monet’in açık hava resmine bakarken şöyle yorum yapmıştı Degas;
“Bu resim karşısında üşütmemek mümkün değil “dedi dişlerini tıkırdatarak ,”baksanıza dostlar soğuk her köşeden esiyor, yakayı kaldırmaktan başka çare yok ,boğazım ağrımaya başladı bile ..”
19. yüzyılın Resim sanatının büyük ustası olan Degas, kendinden sonraki ressamlara göre “dansözlerin ressamı” Çağdaş ressamlara göre ise “kadın düşmanı korkunç bir bekar “olarak yorumlanmıştı .
Degas, duygusal, inatçı ,yardımsever ve aynı zamanda sabırsızdı. Karşısındakini kırmaktan çekinmeyen ,hazır cevapları ile tabiri caizse lafı tam da yerine oturtmasını bilirdi.
Degas, müthiş bir titizlikle çalışmalarını yapardı ve hiçbir resmi ona göre bitmemişti. 
Degas manzaraya özenmez aksine opera locasına dansözleri çizmeye gider ,Paris’in kalabalık hayatını taparcasına severdi .
Avrupa’daki bütün müzeleri gezmiş olan Degas yüzyıllar boyunca yapılmış olan bütün resimleri büyük bir tutku ile incelemiştir ve bu merak sanatçıya” çağdaş sanatçı “ adını erkenden kazandırmıştır .
Edgar Degas 1834 yılının Temmuz ayında dünyaya gelmiştir, babası bankacı olan Degas zengin ve aydın bir çevrede büyümüştür.
Babası dürüstlüğü ve sanatseverliği ile tanınırdı.
Babasının sanatseverliğin de Degas’ın hayatında büyük etkisi olmuştur. 
Zamanın sanatçılarını ,daha çocuk yaşta olan Degas ,babası ile yaptığı ziyaretlerde tanımıştır.
Sanat ve edebiyat bu aile için ruhun gıdası aydın bir insan olmak için ise bilinmesi gerekenlerdendi.

Degas diğer sanatçılardan bazıları gibi farklı bir bölüm olan hukuk fakültesine verildi ama bu öğrenim kısa sürdü çünkü Degas ,sanatçı olma fikrine sahipti .
Babası Degas‘ın bu isteğine karşı gelmedi çünkü kendisinin maddi olarak yeterliliğinin Degas’a da yeteceğini biliyordu .
Degas artık Güzel Sanatlar Akademisi’ndeydi.
Bu durum Degas’ta babasına karşı derin bir hürmet uyandırıyordu çünkü babası Degas’ın hayallerinin peşinden koşmasına izin vermişti.
1860 yılında İtalya’ya giden Degas ,beş yıllık süreyi İtalya’da geçirdi.
İtalya’da asil akrabalarının ve dostlarının portrelerini yapmış,akademik sanattan modern realizme merak salan Degas’ın hayatının dönüm noktası tam da burada başlamıştı.
Degas ’ın pamuk ticareti yapan iki kardeşi vardı Amerika’da yaşayan bu kardeşlerden biri işleri gereğince Paris’e gelmişti.
Degas kardeşini yolcu ederken birden onunla birlikte yolculuk yapmak istedi ve uzun bir tren yolculuğu bir vapur yolculuğunu da beraberinde getirdi .
Bu yolculuk Amerika’da son buldu ve bir arkadaşına yazdığı mektupta;
“…New Orleans,da yepyeni şeyler gördüm ve bu intibalar altında kafamda gelecek için türlü planlar tasarladım ama yine de ,hepsini kaldırıp bir kenara attım .Sanat görüşü genişletip parça parça edilemez aksine olgun bir şekilde teklif edilmesi gerekir. Ben dar da olsa kendime göre bir yol tutturdum gidiyorum .Öte yandan ancak cins bir fide’den iyi meyva beklenebilir, sonradan aşılanmış yabani ağaçlardan değil….”
Vegas 1874 yılında Paris’e dönünce Empresyonistlerin ilk sergisine katıldı sanatın başlıca konusu insandı ilk sergisindeki resmi de “Bale sahnesiydi”.
Buna takiben on yıl Degas’ın en başarılı dönemiydi .Hareketli şehirler, bulvar ve konserler,kahveler,opera ,bale temsilcileri ,kalabalık caddeler, at koşulları da birer şaheser olarak fırçasından tuvaline yansımıştı.
Renoir ile de dostluğu vardı Degas’ın.
Sefalet içindeki bu arkadaşına ilk eli uzatan Degas’tı.
Çevresindeki tek dostu denilebilirdi çünkü çabuk kırılan ,fazla duygulu ,sanat konusunda tenkitlere tahammül edemeyen bir yapıya sahip Degas.
Empresyonistlerin aksine çizgiyi daima renge tercih ediyordu. 
Monet ,Sisley ve Renoir ile aralarında bu tercih adına münakaşa ettikleri de oluyordu ama Degas’ı inandığı yoldan kimse döndüremedi.
Empresyonizmin gelişmesinde fotoğraf makinasının üretilmesinin büyük payı olduğu iddia edilmektedir.
Degas 1870 yılından sonra gözlerinden şikayet etmeye başladı ve siyah bir güneş gözlüğü kullanma ihtiyacı duydu.
50 yaşında güneşe bile çıkamayan Degas, kendini atölyesine kapattı.
1890-1905 yılları arasında artık tek bir konu üzerine çalışıyordu “Çıplaklar”.
Bu sıralarda yazdığı bir mektubunda ;
“Şayet bekar olsaydınız ve 50 yaşında bulunsaydınız ki bir aydan beri maalesef öyleyim, sizde kapınızı dış dünyaya kapar ,üzerine de kocaman bir kilit asardınız.   Bu davranışım sadece arkadaşlarımı hedef tutmuyor ,herkese karşı aynı düşünceyi besliyorum"
Kalbim böyle yapmamı emrediyor.
Gel gelelim madalyonun bir de ters tarafı var ,
insan çevresine bir defa küstü mü çok geçmeden kendinden de bıkıyor, hatta nefret ediyor .
Kafamda ne çok şeyler tasarladım ne planlar kurdum ,gel gelelim inzivaya çekildiğim şu anda bir kısırlık gelip yakama yapıştı, tutuldum kaldım ama henüz çıkmamış can da  umut vardır derler, ben de bu felsefeye uyarak hala bir şeyler yapabileceğim hususunda kendi kendimi avutmaya çalışıyorum .
Sanki daha çok vaktim bulunduğunu sanıyordum .
Allah’a şükürler olsun ki hayat yolumu daima umut meşesi ile aydınlatmıştır.
Bütün dertlerime ve sönmeye başlayan gözlerime rağmen bir şeyler yapabileceğime inanıyorum.
İşte aziz dostum Ömrüm boyunca yapmayı tasarladığım bütün şeyleri özel bir dolaba saklamıştım ,şimdi bu dolabın anahtarını kaybetmiş bulunuyorum ,hasılı artık tamamen uyuştum ve bu durumun bir daha düzelmeyeceğine kendimi inandırdım ,hiçbir iş göremeyen insanların dediği gibi “herhangi bir şeyle meşgul olacağım hepsi bu kadar.”
Büsbütün gözlerini kaybetme evresine gelen Degas ,aynı dostuna ;
“Şimdi benim için tek çıkar yol körlere göre bir meslek aramak “ der.
Ve bir süre heykelcilik yapmaya başladı Degas öylesine engin bir şekil bilgisi vardı ki ,
birbirinden güzel eserler yaptı .
Ölümünden sonra atölyesinde yüzlerce heykel vardı bunlardan bir kısmı dünya müzesinin Şaheserleri olarak saklanmaktadır .
26 Eylül 1917’de öldüğü zaman resimleri Avrupa müzeleri ‘nin duvarlarını süslüyordu ve her şeye rağmen sanatı ölmeden anlaşılabilmiş bir ressamdı.

Sanat ölümsüzdür…
Sanatçılarda…

ENERJİDE MERKEZ ÜLKE :TÜRKİYE...

RUSYA SALDIRI BAŞLATTI!...

Donald Trump, Kasım Seçimlerinde Aday

Trump'a suikast girişimi

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ YAZDI: "5 TEMMUZ 2009 URUMÇİ KATLİAMI"

Gazetecilerin Diaspora Faaliyetlerine Destek Kamu Birliği Başkanı Fuad HÜSEYİNZADE Yazdı: "Azerbaycan Gerçekleri"

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ, "ŞUŞA BEYANNAMESİ TÜRKİYE-AZERBAYCAN İLİŞKİLERİNİ ÜST SEVİYEYE ÇIKARTMIŞTIR"

Resul DAĞSARAY SDE İçin Yazdı: "İran'da Cumhurbaşkanlığı Seçimi; Güç Oyunlarında Yeni Bir Cephenin Defakto Olarak Tanımlanma Sahnesi"

Gazeteci Yazar Mesut Haray Yazdı: "Güney Azerbaycan Milli Hareketi: Özgürlük, Adalet ve Ulusal Devlet Hedefiyle Mücadeleye Devam"

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ İSRAİL'İN OLASI LÜBNAN SALDIRISI HAKKINDA ÖNEMLİ DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Fenerbahçe 5 4 0 1 11 13
2.Galatasaray 4 4 0 0 11 12
3.İstanbul Başakşehir 4 3 0 1 6 10
4.Beşiktaş 4 3 0 1 6 10
5.Eyüpspor 5 2 0 3 4 9
6.Konyaspor 5 2 2 1 -1 7
7.Sivasspor 5 2 2 1 -1 7
8.Antalyaspor 5 2 2 1 -3 7
9.Göztepe 4 1 0 3 2 6
10.Samsunspor 4 2 2 0 1 6
11.Kasımpaşa 5 1 2 2 -2 5
12.Rizespor 5 1 3 1 -10 4
13.Trabzonspor 3 0 0 3 0 3
14.Gazişehir Gaziantep 3 1 2 0 -1 3
15.Alanyaspor 5 0 2 3 -5 3
16.Bodrum FK 5 1 4 0 -5 3
17.Kayserispor 3 0 1 2 -1 2
18.Hatayspor 5 0 3 2 -5 2
19.Adana Demirspor 5 0 4 1 -7 1

YAZARLAR