Kadirli’nin yazın kavuran sıcağında, kışın donduran ayazında, kalplerimize söz geçiremediğimiz delikanlı yıllarımızın yaşayamadığımız romantizme, geciken aşkımıza, duyuramadığımız sesimize tercüman olmuş, duygusal dalgalanmaları, umutsuzluğu ve çaresizlik hissini karakterize eden gençlik yıllarımızın en ebedi şarkısıdır
«Sevda Yelleri»
Bu şarkıyı ne zaman dinlesem hırçın esen bir rüzgâr gibi kalbime ve ruhuma dokunur.
Kadirli’ye Savrun çayının kenarına iltica eder liseli bir genç olurum, geçmişe, okul sıralarına döner, yeniden âşık olurum.
Söylediği «Sevda Yelleri» aşkın insan hayatındaki etkilerini ve onun iç dünyalarında açtığı duygusal derinliğini vurguladığı kadar, ölümü de hayranlarını bir o kadar üzdü Ferdi Tayfur'un.
Yarım asrı aşan müzisyenlik tecrübesiyle söylediği birbirinden güzel, her biri ayrı bir dokunaklı arabesk şarkılarla müzik sektörüne onlarca eser kazandırmış, yaptığı kaset ve filmlerle, aldığı ödüllerle müzikseverlerin gönlünde taht kurmuş biridir Ferdi Tayfur…
Ölümün kırmızıçizgisini geçip de dönen olmadı geriye. Ferdi Tayfur da dön(e)meyecek.
Okuduğu «Yıldızlarda kayar durmaz yerinde» şarkısında sözler gibi o da “bir yıldızdı kaydı gitti.”
Ferdi Tayfur’un her defasında özenle dinlediğim en önemli arabesk eserlerinden biri de «Her saat başında hatırla beni» şarkısıdır.
Evet, şarkısında olduğu gibi kendisini her saat başında hatırlayamayacak olsam da, telefonumun hafızasında «Seyahat Müzikleri» klasöründe kayıtlı şehirlerarası seyahatlerde dinlediğim şarkılarında ve ölümünü hatırladığım zamanlarda (artık bizleri duymasa da, sesimizi işitmese de) kendisini rahmetle anacağımdan emin olmasını isterim…
Ferdi Tayfur’a Cenab-ı Allah'tan rahmet ve merhamet, Adanalı hemşerilerine, ailesine, yakınlarına, dostlarına, arkadaşlarına ve sevenlerine başsağlığı dilerim.
Allah var gam yok…
Mekânı cennet, makamı ali olsun…