TANSEL GEYİK


GAZETE TİYATROSU (2)

İKİNCİ PERDE


GAZETE TİYATROSU (2)

[Yazdığım bu hikâyedeki kişi yada kişiler, tamamen hayal ürünüdür. Ayrıca hiçbir kurum ya da kuruluşla ilgisi bulunmamaktadır.]

İKİ KİŞİLİK TULUAT

İKİNCİ PERDE
Yer: Hâlâ bilinmiyor.
Zaman: O biliniyor. (2018 yılı başları)

–Bacım günaydın. Dün çok aramışsın ama ancak...
–Ya abi sana da ulaşmak ne kadar da  zor. Acil olmasa otuzbeş kez aramazdım..
–Hayırdır, önemli olsa gerek.
–Evet ya.. Bay Cemal "Gel, iki el tavla  atalım." diyor. Sonra da "İttifak" yapıp turnuvada rakiplerimize karşı birlikte oynayalım diyor. 
–Ee, sen de kabul etseydin hemen. Zaten önceden konuştuğumuz da tam buydu. Hem iki el değil, isterse tam ondokuz el at.. Ne güzel işte. Hah ha ha!
–İyi de asrın abisi, benim can abim; Ben tavla bilmem ki. Ne yapayım diye sana danışayım dedim di...
–Yahu tavla oynamakta ne var?  Zarları atacaksın, pulları toplayacaksın, hepsi bu! Sen dua et, satranç oynamaya çağırmadı seni. 
–Ha satranç, şu piyonlarla oynanan oyun değil mi? Onu birazcık biliyom yahu. Hem ben piyonları öne sürmeyi çok severim, keşke onu oynasaydık ya!...
–Sen boşver satrancı. Zar at, pullarını toplamaya çalış yeter. Hem belki ileride bakarsın aynı masada altı kişiyle poker bile oynarsınız.
Hah ha ha!
–(“Bu poker de ne ya? Ha, benim torunun "Pokemon" larıyla oynanıyor galiba..Neyse anlamış gibi yapayım da ayıp olmasın.”)
Peki, abi bi şey sorucam. Benim çocukluğumdan kalan pul koleksiyonum var. Tavla oynarken bu pulları mı götürcem yanımda?
–(“Allah'ım dünyadaki sınavım benim de bu demek ki. Diğeri zaten bana  yetiyor, üstüne de bu bonus olarak geldi..”) 
Bacım, pul derken tavlada iki farklı renkte yuvarlak taşlar olur. Onları diyorum ben!
–Harika abi!.. O zaman yeşil pullar benim olsun. Biliyorsun yeşilleri pek bi severim.  Hah ha hay!!
–Elbet bilirim, hiç bilmez miyim? 
Ha bu arada, tavlada Bay Cemal'i sakın yenme, mahsustan yenil tamam mı?
–(“Bunda da yavaştan yavaştan defans başladı galiba. Yok o demans olacaktı . Amaan neyse ne...”)
İlahi abim, ben tavlayı bilmiyom diyorum, sen bana sakın yenme diyorsun. Alemsin ya! Senle konuşunca vallahi neşem pek bi yerine geliyo, moralim pek bi düzeliyo..  Keşke her gün konuşsak.
Hah ha ha!
–Sağ ol bacım, sağ ol...(“Hiç zorda olmasam bir kere bile konuşur muyum seninle acaba? Ah bu mecburiyet yok mu? Feleğin kulağı kör olsun. Yok yok öyle değildi o gözüydü. Amaannnn neyse... ”)
–Hah! Konuşsak dedim de aklıma geldi. Abi şu benim oğlanın işi ne oldu?  Bakır, gümüş evde ne varsa hepsini sattı. Şimdi de gönderdiğin yoğurt bakraçlarına gözünü dikti. Onları da götürüp pazarlarda satacam diyor. Gerçi hiç fena olmaz, evde yürümeyi bırak, oturacak yer kalmadı. Epeyce var yani. Bir aylık kuaför param oradan çıkar da, bizim oğlan bakraçları satınca parayı bana verir mi, onu bilemem. Tutturmuş bakraçları satıp ille de Lyon'a gidecem diye. Tee oralara gidip şato neyim alır sonra Allah korusun! Çok üzülüyorum abi, sen bir çare bulursun. 
–Tamam, tamam. Hele şu 24'ünü hayırlısıyla bi atlatalım, bakacaz.. Şunun şurasında birkaç ay kaldı.
Sen rahat ol yahu..
–Hay sağ ol abim benim. Kimin abisi ya!! 
–Hadi kal bakraçlarla, şey sağlıcakla..(“Yahu her seferinde konuşacağım şeyi unutturuyor. Ya sabır, ya sabır.”)

Dıt dıt dıt... Telefon kapanır.
                     . . . . . . . . . 
(Birkaç gün sonra)

–Alo, sayın abim iyi geceler. Hayırdır bu saate..? Önemli galiba.
–Telafona neden bakmıyorsun bacım? Kaç defa aradım seni..
–Duymadım valla. İçeride şarja takılıydı.. Malikaneye giremiyoruz ki sıcaktan. Klimaların motorları kırkbeş odayı da cehennem gibi yapıyor. Mecburen  bahçeye çadır kurduk, serin serin klimaların altında hamaklarda yatıyoruz inan. Biliyorsun, bizim bey de gönderdiğin ejder meyve fidelerini dikmeye gittiydi. Klimaların kumandalarını toplamış yanında götürmüş. Ne yapacaksa dağın başında kumandalarla. Arada bi eve girmemiz gerekiyor, klimaları durduralım diyoruz, beceremiyoruz. Gece gündüz çalışıyor.  Ona da telefonla ulaşamıyoruz kaç gündür. Başına bi şey geldi diye meraktan bahçede uyuyakalıyorum inan. 
–Off of! (“Bunun da ne kocasının, ne de oğlunun derdi bitiyor!”)
–Evet off ya! Sıcaktan içeride yatmak mümkün değil valla. 
–Bacım bırak şimdi onu bunu, bir sorunumuz var.
–Hayırdır abim, yine ne oldu? Valla aksiyonsuz günümüz yok çok şükür. Ayy ne kadar güzel!
–Bacım sizin yalının elektrik faturasını getirdi çocuklar. Yahu termik santralin faturası bile daha azdır, emin ol. 
–Abi sen dediydin ya hani "İtibardan tasarruf olmaz!" diye. Biz de şan'ımız olsun diye tüm mahalleyi soğutuyoruz. Bizim sokaktan gelen geçen  bi dua ediyor ki sorma. Masasını, sandalyesini, hatta çay termosunu bile kapıp gelip serinleyenler bile var. Sayende çok dua alıyoruz valla abim. Şu yazın sonuna kadar sen öde de, bizim oğlan işe başladığında bakarız canım abim. Hem ejder meyvelerini de diktik mi, artık kimse bizim bileğimize su dökemez. Şey bileğimizi bükemez diyecektim, şey oldu..
–(“Hayırlısıyla şu iş bitsin ben biliyorum yapacağımı...”) 
Peki tamam, kalın hamaklarla. Şey sağlıcakla...

Dıt dıt dıt.. Telefon kapanır.
                     . . . . . . . . .

(Yine birkaç gün sonra, sabahın köründe...)

–Abim, abim sorma başımıza geleni. Mahvalduk, mahvalduk!
–Ne oldu yine bacım? Hayırdır?
–Sorma abim, sorma. Her şey bitti, mahvolduk!
–Yoksa turnuvadan mı çekildin? Aman ha bacım, bu işin geri dönüşü yok. Valla biteriz bak!
–Yahu ne turnuvasından bahsediyorsun. Ne alaka şimdi?
–E, ne oldu anlatsana be bacım..
–Benim beye ulaşamıyorduk ya hani.
Bugün aradı.
–İyi ne güzel, gözünüz aydın.
–Ne göz aydını abi, yerliler rehin almışlar kocamı! Ühü, ühü, ühü...
–Yahu dur kim, neden rehin almış enişteyi?
–Senin gönderdiğin ejder meyvesi fideleri vardı ya..
–Eee..
–Abim bunların bizim bey güzelce dikmiş. Ama hayvanların hepsi telef olmuş.
–Nasıl olur, ben size ejder meyvesi fidesi gönderdim. Ne zehiri yahu. Nereden çıktı bu?
–Bilmiyorum abi. Civarda ne kadar hayvan varsa zehirlenmiş, bizim beyi de rehin almışlar, tutuyorlarmış zorla. Zararımızı karşıla öyle bırakırız seni, yoksa bir yere gidemezsin diyorlarmış . Tercüman öyle söyledi . Ühü, ühü..Ben napıcam şimdi? Şaşırdım kaldım...
–Yavv bacım! Ne tercümanı, ne yerlisi? Enişte tam olarak nerede şimdi?
–Afrika'daymış!
–Ulan ne işi var oralarda? Memleketine gidip köyüne dikmeyecek miydi fideleri?!!! Ben şimdi sizin fidenizi de, tercümanınızı da, hayvanınızı da.......
–Dur dur! Abi ne olur sen sinirlenme, sonra şekerin çıkar elimizde bayılırsın falan...Ben senin yerine bayılacam. Aha şimdi bayılıyorum, bak bayıldım....  
Küt!.............
–Alo! Alo! Alo!
–Hah ayıldım, efendim abi..
–Yahu eniştenin Afrika'da ne işi var diyordum? Siz beni çıldırtmak mı istiyorsunuz bacım?
–Abi sorma. Evden köyüme gidiyorum diye çıktıydı.. Çıkış, o çıkış.. Gerçi ben çok şüphelendim di. Klimaların uzaktan kumandalarını da bavuluna koyunca, "Bunları niye bavula koydun?" diye sorduğumda "Gideceğim yerde bunları telefon diye okutacam!" demişti. O zaman anlayamadım, meğer.... Ühü ühü ühü!
–Eee, okutmuş mu bari?
–Neyi?
–Yahu bavuluna koyduğu klima kumandalarını diyorum, satmış mı bari? 
–Evet, bir kumandaya karşılık on tane fildişi almış ama birkaç gün geçtikten sonra anlamışlar bunların telefon olmadığın. Üstüne de diktiği fideler hayvanları zehirleyince olanlar olmuş. Şimdi hem hayvanlarını istiyorlar, üstüne de kırkbeş tane 6K son teknoloji telefon göndermem gerekiyor. Ayrıca başka bir sorun daha var. 
–Ha, bu kadar değil , dahası da var yani. Eyvah eyvah!
–Ya, var var. Henüz oralara baz istasyonu yokmuş. Kocaman bir tane de baz istasyonu istiyorlarmış. Türkçe tercüman bunu da söyledi. 
–Sen şimdi derin nefes al, sakin ol. 
–(“Bu da kendisini nefes egzersizi sanıyor.”) Abi kocam rehin diyorum. Hayvanlar telef olmuş diyorum, kırkbeş tane telefon, bir de baz istasyonu diyorum; sen bana sakin ol diyorsun. Nasıl olayım abim. Ben bittim, vallahi mahvoldum. Ocağıma muşmula ağacı dikildi, şey o incir olacaktı galiba...Ahh, ah!!
–Tamam, tamam. Zararları ne ise ben karşılayacağım. Bana mesaj at da talimat vereyim gerekeni yapsınlar. Sen üzme kendini yahu.. Senin koskoca abin ne güne duruyor? 
–Ah canım abim. Cidden mi? Kızmadın yani? Yardımcı olacaksın yani!
–Yahu o da ne demek? Dediğim gibi ne kadar zararları varsa hepsini halledeceğim. Sen o tatlı canını üzme. Yalnız bir şeyi merak ettim. Enişte memleketine, köyüne gidecekti. Kim aklını çeldi de, aldı onu da taa oralara götürdü?
–Ah ah! Bizimkinin " Maskeli Beşli" diye safariden arkadaşları var. Onlar, "Orada işçiyi sigarta yapmazsın, çok az maaş ödersin, devletten araziyi de beleşe getirirsin demişler. Teşvik alırsın, KDV'den yırtarsın." demişler. "Vergi çıksa bile bizim yaptığımız gibi sen de sildirirsin." demişler.... Ah kocamın başını yemişler! Ahh ah!!
Çok güzel bir söz var ya hani, nasıl dı?  Hah hatırladm: "Herkes karşısındaki ülkeyi kendi ülkesi sanırmış!"  Yok yav, o öyle değildi de her neyse işte, ondan...
–Tamam boşver şimdi. Acele et, biran önce isteklerini gönder mesajla da ilgilensin bizimkiler. Vakit kaybetmeyelim. Ne demişler, "Nakit vakittir!" Yok yahu o da öyle değildi. Valla bacım benim kafamı da karıştırdın be! 
–Tamam abi yalnız ben mesaj hâlâ gönderemiyorum. Bu çok akıllı telefonları kullanamıyorum. Bende hâlâ az akıllı telefondan var.  Sana telgraf çeksem, öyle bildirsem? Kızmadın di mi can abim?
–(“Ya sabır, ya sabır!”) Tamam tamam be bacım. Lazım değil, telgraf çek. Yalnız ne çekeceksen çek, bir an önce çek!. Adamcağızı hemen alıp getirelim. Acele et!
–Ah abim, şu dünyada senden başka kimim var ki benim? Allah beni sana bağışlasın. Yok o öyle değildi, seni bana olacaktı galiba. Aman her neyse ne!
–Sag ol, sağ ol. Hadi kal telgrafla, şey sağlıcakla...

Dıt dıt dıt... Telefon kapanır.

Birkaç dakika sonra telgraf yerine ulaşır.
Telgrafta aynen şöyle yazar;
"Abi selam. Stop...
Telef olan hayvanların listesi aşağıda. Stop....
5 arslan
15 leopar
50 bufalo
5 fil
5 çita 
25 zebra
15 sırtlan 
5 zürafa 
3 gergedan 
3 hipototam  Stop......

Ayrıca 45 adet 6K Cep telefonu. 
389 metre yüksekliğinde bir baz istasyonu. Stop.....

Bütün bunların hepsini acilen istiyorlar. Stop....

Adres aşağıda. Stop.....
Güney Afrika 
Serengeti Ormanları 
Kiju kiju kabilesi 
Kabile şefinin adı: Kuji Kuji
Bizim Bey kimlik numarası isteyince, kabile şefi buna çok sinirlenmiş ve büyükçe bir kazanın içine koyup altını yaktırmış!
Yani, durum çok vahim! Stop....

Konumları belli değil. Stop....
Eniştenin yanan kazanın içindeken işaretlediği haritayla olan fotoğrafını da göndereceğim abi. Stop...
Benim oğlan hesapladı, yaklaşık 12500 km. imiş. Stop...

Allah seni omzumuzdan eksik etmesin. Stop...

Saygılarımla. Stop...
Bacın. Stop...

Not: Hipototam'ın anlamı, su aygırı demekmiş, ben de yeni öğrendim.) 
Son Stop...

Son not: Telefonda kızarsın diye söyleyemedim. Şefin karısı da sizlere ömür. O da fideyi yiyen horozu çiğ çiğ yemeğe kalkmış. Öyle olunca da "tak" diye gitmiş. Kabile şefi ölen karısının yerine aynı ona benzeyen ve aynı yaşta bir kadın istiyor. Kadının doksan yaşında olduğu tahmin ediliyor. Esmer tenli, saçı yok. Senin anlayacağın; bir tane de kabile şefine kadın lazım.. 
En son stop!!...

Arkası sonra...
Sağlıcakla kalın.
 

ENERJİDE MERKEZ ÜLKE :TÜRKİYE...

RUSYA SALDIRI BAŞLATTI!...

Donald Trump, Kasım Seçimlerinde Aday

Trump'a suikast girişimi

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ YAZDI: "5 TEMMUZ 2009 URUMÇİ KATLİAMI"

Gazetecilerin Diaspora Faaliyetlerine Destek Kamu Birliği Başkanı Fuad HÜSEYİNZADE Yazdı: "Azerbaycan Gerçekleri"

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ, "ŞUŞA BEYANNAMESİ TÜRKİYE-AZERBAYCAN İLİŞKİLERİNİ ÜST SEVİYEYE ÇIKARTMIŞTIR"

Resul DAĞSARAY SDE İçin Yazdı: "İran'da Cumhurbaşkanlığı Seçimi; Güç Oyunlarında Yeni Bir Cephenin Defakto Olarak Tanımlanma Sahnesi"

Gazeteci Yazar Mesut Haray Yazdı: "Güney Azerbaycan Milli Hareketi: Özgürlük, Adalet ve Ulusal Devlet Hedefiyle Mücadeleye Devam"

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ İSRAİL'İN OLASI LÜBNAN SALDIRISI HAKKINDA ÖNEMLİ DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Fenerbahçe 5 4 0 1 11 13
2.Galatasaray 4 4 0 0 11 12
3.İstanbul Başakşehir 4 3 0 1 6 10
4.Beşiktaş 4 3 0 1 6 10
5.Eyüpspor 5 2 0 3 4 9
6.Konyaspor 5 2 2 1 -1 7
7.Sivasspor 5 2 2 1 -1 7
8.Antalyaspor 5 2 2 1 -3 7
9.Göztepe 4 1 0 3 2 6
10.Samsunspor 4 2 2 0 1 6
11.Kasımpaşa 5 1 2 2 -2 5
12.Rizespor 5 1 3 1 -10 4
13.Trabzonspor 3 0 0 3 0 3
14.Gazişehir Gaziantep 3 1 2 0 -1 3
15.Alanyaspor 5 0 2 3 -5 3
16.Bodrum FK 5 1 4 0 -5 3
17.Kayserispor 3 0 1 2 -1 2
18.Hatayspor 5 0 3 2 -5 2
19.Adana Demirspor 5 0 4 1 -7 1

YAZARLAR