Gaziantep, tarihî derinliği ve zengin kültürel mirasıyla Anadolu’nun en kadim şehirlerinden biridir. Binlerce yıl boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan bu kent, sahip olduğu değerleri günümüze kadar koruyarak köklü bir kültürel hazine oluşturmuştur. Gaziantep’in bu köklü kültürü, hem yerel halkın yaşam biçimine hem de yetiştirdiği önemli şahsiyetlere derinlemesine nüfuz etmiştir.
Tarihî ve Kültürel Miras
Gaziantep’in tarihî dokusu, şehrin her köşesinde hissedilir. Şehrin merkezinde yer alan Gaziantep Kalesi, ilk olarak Romalılar tarafından gözetleme kulesi olarak inşa edilmiş, Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde genişletilmiştir. Bugün hâlâ ayakta duran bu kale, şehrin tarihî geçmişinin somut bir göstergesidir.
Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan mozaiklerin sergilendiği Zeugma Mozaik Müzesi, dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biridir. Özellikle “Çingene Kızı” mozaiği, şehrin simgesi hâline gelmiştir.
El sanatları açısından önemli bir merkez olan Bakırcılar Çarşısı, şehrin ticari hayatının kalbinin attığı yerlerden biridir. Burada el yapımı bakır eşyalar, mutfak gereçleri ve süs eşyaları bulunur; geleneksel zanaatkârlık ustalıkla yaşatılmaya devam edilir.
Gastronomi ve Geleneksel Lezzetler
Gaziantep mutfağı, UNESCO tarafından “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilerek tescillenmiş bir gastronomi merkezidir. Baklava, kebaplar, lahmacun, katmer gibi lezzetler, Gaziantep’in dünya çapında tanınmasını sağlamıştır. Bu geleneksel lezzetler, nesilden nesile aktarılarak günümüze ulaşmıştır.
Gaziantep’in Yetiştirdiği Değerler
Gaziantep, sanat, edebiyat ve gastronomi alanlarında önemli isimler yetiştirmiştir. Edip Akbayram, halk müziği ve protest müziğin güçlü yorumcularından biri olarak, Gaziantep’in müzik kültürünü ulusal düzeye taşımıştır. Ahmet Ümit, eserlerinde Gaziantep’in sokaklarını, insanlarını ve kültürünü işleyerek şehrin edebiyat dünyasında tanınmasına katkı sağlamıştır. Onat Kutlar, sinema ve edebiyat dünyasında önemli bir yere sahip olarak, Gaziantep’in kültürel zenginliğini sanatla buluşturmuştur.
Gaziantep’in gastronomi mirasını yaşatan isimlerden biri de İmam Çağdaş ve oğlu Burhan Çağdaş olmuştur. Mesleğine duyduğu saygı, iş etiği ve lezzet geleneğine bağlılığıyla, mutfağı bir sanat hâline getirmiştir. Mennan Usta ise Gaziantep’in zanaatkârlık geleneğini modern çağın ustalığıyla harmanlayarak, sanayiye yönelik makinelerde olağanüstü mühendislik yeteneğiyle gördüğü her tür makineyi çok daha ucuza yapabilmeyi başaran bir dehadır.
Kültürel Süreklilik ve Geleceğe Aktarım
Gaziantep’in kültürel birikimi sadece geçmişin bir yansıması değil, aynı zamanda geleceğe taşınan bir mirastır. Aile içinde anlatılan masallardan geleneksel el sanatlarına, mutfak kültüründen müziğe kadar geniş bir yelpazede kendini gösteren bu kültür, bireylerin özsaygısını pekiştirir ve toplumsal dayanışmayı güçlendirir.
Kendi yaşamımdan da bildiğim gibi, kökleri Gaziantep’e uzanan biri için bu kültür, sadece doğup büyüdüğü yerde değil, nerede yaşarsa yaşasın ruhunda taşınan bir mirastır. Felsefe ve tıbba ilgimin birlikte yansıdığı, tıp tarihi ve etik alanında kariyer yaparken, Gaziantep’in kültürü hep benimleydi. Elazığ, İstanbul, Nevşehir, Ankara ve bazen okyanus ötesinde bambaşka diyarlarda yaşadığım yıllar boyunca, annemin masalları, Gaziantep’ten gelen malzemelerle yapılan yöresel yemeklerimiz ve geleneklerimiz hep yanımda oldu.
Bu kültürel süreklilik yalnızca bireysel kimlikleri şekillendirmekle kalmaz, aynı zamanda şehrin ve ülkenin kültürel mirasını koruma ve geleceğe taşıma sorumluluğunu da beraberinde getirir.
Sonuç
Gaziantep’in derin felsefesi, zengin kültürü ve köklü gelenekleri, şehrin geçmişinden geleceğine uzanan bir köprü oluşturur. Bu köprü, sadece fiziksel yapılarla değil, aynı zamanda insanların yaşam biçimleri, değerleri ve sanatsal üretimleriyle de şekillenir. Gaziantep’in bu eşsiz kültürel mirası, hem yerel halkın kimliğini oluşturur hem de evrensel değerlere katkı sağlar.
Gaziantep’in köklü kent kültürünü günümüze taşıyan Edip Akbayram, İmam Çağdaş ve oğlu Burhan Çağdaş, Onat Kutlar, Ahmet Ümit, Mennan Usta gibi değerler, felsefi derinlikleri, mesleklerine duydukları saygı ve kültürel mirasa verdikleri önemle, geçmişten geleceğe iz bırakan ustalarımızdır.
Köklerim yüzyıllardır bu topraklara uzanıyor ve Gaziantep’in kültüründen beslenerek büyüdüm. Ata memleketimin değerlerini çağdaş yorumlarıyla güncelleyerek geleceğe aktaran, yaşayan ve yakın zamanda kaybettiğimiz tüm kültürel miras taşıyıcılarına içten teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum.
Gaziantep, antropolojik, felsefi, tarihsel ve kültürel derinliğiyle insanlığı olumlu yönde etkilemeye ve dünyaya iz bırakmaya devam ediyor.