Hocam, üstadım ÇİNÜÇEN TANRIKORUR, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesinde “TASAVVUF” anlatan Hocamızdı.
ABD’de Hoca olarak yaşamaktaydı. Bir sabah kalktığında sevgili eşinin evi terk ettiğini görür ve yazımın başına koyduğum eserin ilk sözcükleri idi.
Acı bir gerçeğin sözcüklere dökülmüş sözleri idi. Şarkı o kadar güzeldi ki, aşkın söylenebilecek en anlamlı sözlerdi.
Öğrenciyim. 1978 olması gerekir…
Hocam Ankara Radyosunda Türk Sanat Müziği dalında Genel Müdür idi. Radyoya geldim. Hocamın kapısı açık, masaya oturmuş, notalara bakıyordu.
Teyp bandından ise Orhan GENCEBAY’ın “HATASIZ KUL OLMAZ” çalıyordu.
Kapıyı çalmadan Hocamın odasına girdim. “Hocam, bu eserler yasak değil mi? Arabesk şarkıların yasakları mı delindi?” diye konuşmaya başladım.
Hocam bana “Evladım, 20. yüzyılın son çeyreğinde iki sanatçı ortaya çıktı. Onlardan biri ORHAN GENCEBAY’dır”. “İkincisi kim Hocam?” diye sordum. “ARİF SAĞ” dedi.
Vay canına, Arabesk gibi tü-kaka yapılan eserlerin büyük bir önemi olduğunu öğrendim. Hocam yine anlatmaya başladı, “Ben Notaya bakarım. ‘Hatasız Kul Olmaz’ şarkısı olağan üstü. Bunu her kesin kabul etmesi gerekir!” dedi.
‘TASAVVUF, ZÜHD ve TAKVA’ ile ruhu temizlemek, kalbi masivadan boşaltıp Hakk’a tahsis etmek, O’nun bütün emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmak ve bilincinden daima Allah’ı canlı tutmaktır. Olağan üstü bir felsefe!
Aradan yıllar geçti. İstanbul’dayım…
Eşimin bir akrabası Teşvikiye’deki Amerikan Hastanesinde ameliyat olacak. Eşim de refakat etmekte. Bir akşamüzeri Hastaneye gittim. Ameliyat olacak akrabamız ve eşimle beraber oldum. Geç saate kadar kaldım.
Hastaneden çıkacağım. Bir de baktım Orhan GENCEBAY Hastanenin lobisinde. Yanına gittim. “Geçmiş olsun” dedim.
Ayaküstü konuşmaya başladık. ÇİNÜÇEN TANRIKORUR hocamın kendisi ile ilgili olarak söylediklerini aktardım. Çok duygulandı Orhan Bey. Hastanenin Lokantasına gittik. Neredeyse tan vaktine kadar içten konuşmalar yaptık. GENECEBAY’ın kızı da aynı Hastanede ameliyat olacaktı. Helalleştik ve ayrıldım.
Bu kadar anlamlı bir sohbetim hiç olmamıştı. Sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum.
Önümüzdeki hafta bakalım ne tür olaylarla geçeceğiz. İktidar, destekçisi ile dışarıdan destekleyenlere karşı başta CHP ve İYİ Partiler bizlere neler anlatacaklar neler!
Terörist başı Öcalan ne olacak, Suriye’de Alevilerin kesilmesi, GAZZE’de yaşayanların memleketlerinden atılması, UKRANYA/RUSYA savaşı, KIZIL DENİZ körfezinde ABD uçaklarının saldırıları! Tabi, ABD’nin ele geçirmek istedikleri ülkeler.
Gazi Üniversitesi Gazetecilik Fakültesinde “Uluslararası İlişkilerde Gazetecilik” dersimde final sorusu olarak öğrencilerime ABD ülkesinin 52 Eyaletini gösteren haritayı vermiştim.
Çocuklara, “Siz ABD’nin Büyük Projesinin Başkanısınız. Sizce 52 eyalet Türkiye de dahil hangi ülkelerin işgal etmesi gerekir?” diye sordum.
Bir öğrencim, “Hocam biz TEKSAS’ı alalım” diye yazmıştı. Kayserili olduğunu belirten öğrencim, “TEKSAS’ı alırsak, Pastırma üretimini artırıp zengin oluruz” demişti.
İşte böyle dostlar. İstemeden bir şey olmuyor. Kuzey Afrika Ülkeleri ve Orta doğu Projesi yaparlarsa, biz de ABD Projesi yaparız. Kim kazanır, orda görürüz.
Saygılarımla,