Ülkücü Camianın Yusufiyeli sembol isimlerinden Emir Kuşdemir; kısa bir paylaşımında şöyle diyor:
Bedel ödedik desek, Ali, Bülent, Mustafa, Fikri, Halil, Selçuk ne olacak?
Çok yattık desek, Hasan Hüseyin Akbaş, Abdurrahman Kılıç, Baki Kerimoğlu ne olacak?
Onun için diyorum ki; elli yıldır bedava yaşıyoruz...
Gerisi ha var, ha yok...
Günümüze çok şükür...
**
«Adalet; herkes için istenen bir erdemdir.» diyor Nietzsche, hak ve adalet kitabında…
Oysa hayat, hiç adil davranmıyor.
Hayat, bazılarının kalbini daha çok kırıyor.
Hayat, kurada aleyhimize hile yapmış gibi geliyor.
Oysa karşılıksız ve çıkarsız sevdik biz bu vatanı. Her aşkın bir bedelinin olacağını, bedelsiz aşkların yapraksız ağaçlara benzediğini söylemiştik. Ha bir eksik, ha bir fazla ne fark eder ki. Az yatanlar da, çok yatanlar da bu aşkın bedelini fazlasıyla ödediler. Giden hep bizden, giden hep ömürden oldu.
Hayata; başkalarından üzerimize yıktığı, işlemediğimiz suçlara, girmediğimiz günahlara, yemediğimiz haramlara, ne varsa fazladan eklediği adisyona itiraz edip; «Şu hesabı düzelt, yoksa dağıtırız burayı» diyebilseydik keşke...
Ve hayatla; ödediğimiz fazladan bedellerin mahsuplaşmasını yapabilseydik keşke.
Ne diyordu hakiki, tek ve yegâne gerçek Reis, Milletin adamı, Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu; “Vatanı sevmenin çilesini biz çektik, edebiyatını onlar yaptı…”
Varsın onlar, sayılarının çokluğuyla, servetlerinin fazlalığıyla, güçlerinin sonsuzluğuyla, saltanatlarının uzunluğu ile övünsünler…
Varsın onlar, aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yesinler…
Varsın onlar, yaptıkları hilelerin gölgesinde zafer naraları atsınlar…
Ve bugün dediğin gibi başkanım: “Onlar nerelerde yaşarlarsa yaşasınlar, gönül köşkümüze ulaşamazlar…”
Gidenlere rahmet, kalanlara selam olsun…
Tanrı Türk’e yar olsun, Türk milleti var olsun…
Vatan sağ olsun…