Bizler ilkokulda yurt bilgisi, lisede mantık sosyoloji, felsefe, okuyan, ilk ve orta okul ile liseyi karne notu kaç olursa olsun bitirme sınavına girerek bitirmiş bir nesiliz...
Onun için biz, kim 500 milyar ister programinda 15 bin lirayi hiç joker kullanmadan %90 kazanabilen nesiliz. biz her dönem 3 yazili 1 sözlü imtihan olan nesiliz... biz kopya çeken ama kopya hazirlarken öğrenen bir nesiliz...
Biz anasini babasini bakim evine terk etmeyen; yakininin, dostum dediğinin cenazesine "tatildeyim" diye gelmeyen nesil değiliz... biz şahsiyet sahibi olmasi için her şeyden sorumlu tutulan, kendine güvenen, sevgiyi saygiyi fedakarliği, dostluğu, vefa duygusunu, yerine göre başkalarinin yasami için kendi yasam tarzindan fedakarlik eden nesiliz...
Biz arkadaşimizin ailesini kendi ailemiz kabul eden yaşam anlayişini buna göre dizayn eden, psikologlarla, pedagoglarla şekillendirilen değil, psikolojik sorunlarini aile ve mahalle ilişkileri içinde parasiz çözen, anasina babasina ailesine egosundan fedakarlik edip maddi manevi kol kanat geren nesiliz... biz bugün kirk yillik arkadaşlarini köşe bucak arayan onlarla birliktelikten zevk alan, öğretmeninin elini öpmek için yarişan nesiliz. semt çocukluğunu, mahalle terbiyesini büyüklere saygiyi görmüş, kabadayi dediğimiz mahallenin bilekli ve yürekli delikanlisini bizi soyan, taciz eden değil, bizi koruyan kollayan bir ağabey olarak bilen bir nesiliz...
Misketi, çemberi, uçurtmayi. birdirbiri, topaci, uzun eşeği, kukali saklambaci, üç taşi, gazoz kapaği, sigara kağidi ile ceviz oyunu, kovalamaca'yi, ip atlamayi, seksek'i, üçgen (şeytan uçurtmasi) uçurtmayi , çivili futbolu, 9.taşi, yakan topu oyun olarak bilen, futbolu, voleybolu, basketi, yüzmeyi tüm imkansizliklara rağmen spor olarak yapan bir nesiliz…
Dışarıda yemek yemenin çok nadir olduğu, ağiz şapirdatmanin ayiplandiği, her lokmanin eşit paylaşildiği, çay bardağindaki şekerin kaşikla kariştirilirken çikan sesin yüksek olmasinin ayip olduğu bir nesiliz....
Damak tadı güzelim Türk Mutfağina göre, anne ellerine göre ayarlanmiş insanlariz... ebeveynlerimizin öğretmenimize eti sizin kemiği benim diye teslim ettiği, öğretmenlerimizin bu emaneti gözlerinden sakinarak koruduğu, kulağimizi çeken öğretmenimizi evde şikayet edemediğimiz, öyle bir durumda babamizdan da azar işiteceğimizi bilen bir nesiliz...
Şimdi görüp, duyduğumuz, öğretmenin çocuğa bir siteminde anne, baba, dayi, hala, enişte, bacanak, hep birlikte okul basip sen bizim çocuğumuzun psikolojisini nasil bozarsin diye öğretmen döven bu nesille uzaktan yakindan bir ilişkimiz yok bizim. lise mezunu arkadaşlarimizin bugünkü üniversite mezunlarinin yaninda doktora yapmiş bir insan kalitesinde olduğu bir neslin çocuklariyiz....
Siz bizim nesli küçümsemeyin çünkü biz öyle yetiştirildik ki ; maskemizi de takar, mesafemizi de korur, kalabaliklara girmez, hem kendimizi hem sizleri koruruz...
Bence bizim nesil'e benzemeye çalişin...
Çünkü biz bin yillik Türk Gelenek ve Göreneklerinin süzgecinden geçebilen son temsilcileriz..!